Cemal işten çıkmış eve yol alıyordu. Yaşamak insana çelişkiler yaşatır bir çok zaman. Sen yapa bilirsin der, akabinde sen insansın, acizsin, çok artistik yapma diye ikaz eder. Ah Muhsin iyi bilir ikincisini. Mesela çocuk adam Cemal. Bir anlık coşkuyla konuşarak hastalığı iyileştire bileceğine, hatta ölmek üzere birini bile konuşarak hayatta tuta bileceğine inanıyordu. Bu heyecanla eve giderken Ayseli güzel bir konuşma yaparak, ona motivasyon vererek ayağa kaldıra bileceğine kalben inanmıştır. İşte insanın zırt diye ses çıkardığı noktadır, bir müzik aleti benzeri. Aysel son safhanın acısıyla kan kusuyordu evde. Yeşil kapıya gülümseyen ve kendini kandırmakta olan Cemal yaklaşmıştı artık. Kapıyı açarak içeri intikal etti. Aysel'e dışarı çıkmayı, tam olarakta umursuzca, çocukça, hal ahval etmeden teklif etti. Aysel'in kusura bakmaya kaybedecek vakti olmadığından, sorgusuz sualsiz kabul etti. Cemalin de yardımıyla dışarı adımını attı. Hafif rüzgar deydiyi an ferahlamış gibi oldu. Lakin bu his kısa bir süre sonra geçip gitti.
- Bankımıza gidiyoruz Aysel!
Coşkulu bir tebessüm ile dedi. Aysel takatsiz ve hasta bakışlarıyla, o güzel çehresi ile onayladı. "O" banka varıncaya kadar konuşma yöntemini baya denedi. Lafın gelişi "ölüyü diriltecek" bir konuşmaydı. Doğal olarak işe yaramadı ve farkına vardı durumun. Artık Aysel'in kafası Cemal'e dayanmış ve son kez yaşama bakıyor gibi halsizdi. Dalgınlık ile umutsuzluk yan yana oturmuştu. Müsbet hislere de yer vermek istedi Cemal. Ona bir şiir armağan etmeyi bile düşündü. Aklına gelen her bir şeye içinden bahaneler bularak yapmadı. Unuttuğu bir şeyi hatırladı aniden.
- Ceketim evde kaldı!
Aysel şaşırarak gözlerini çattı kafasını kaldırmadan. Aldıramayacak yorgunluğa sahip olduğundan tepki vermedi pek fazla. Eve gitmek istedi. Yine de kalkmak istemiyordu.
- Burada yaşasak ya Cemal
- Nerede?
- Tam da bu bankta
Mantıklı konuşma yetisini kaybetti. Gönlünden geçenler mantık süzgecine takılmadan süzülüyordu ağzından. Birden uykuya daldı Aysel. Yeşil kapının ardında sabah saat 09:54 aralığında buldu kendini. Uyanma sebebi ise öksürüktü. Kahvaltısı yatağının yanında bırakılmıştı Anlamlı ve güzel, bir o kadar da anlamsız bir not vardı. Notta "seni seviyorum, akşam geleceğim" yazıyordu. Kahvaltı etmeden döndü arkasını. Derin bir uykuya daldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceketimi Daha Giymedim
General FictionAdım Cemal, Cemal Kurtuluş. Beyaz rengi hiç sevmedim. Kanım ısınmıyor işte fazla kurcalamayın. Çok fazla bir şey istemedim. Ne kadar istersem, o kadar birikir düşlerim. Hakkım var, gözüm yok fazlasında. Paylaşmak ruhumda var. Soyadımdan başlarım ger...