Yine tanışalım

54 2 0
                                    

Soluksuz uykunun ardından, göğsü ağır, irrasyonel kesim tarafından karabasan üstüne çökmüş gibi uyandı Cemal. Kahvaltıda sadece ve kahve ile yetindi. Yeşil kapıyı aralar aralamaz Helen'in arabasını gördü kapının önünde. Ve ardından şahsın takendisi "hadi Cemal! Bin gidiyoruz". Halbuki sadece yürüyüşe çıkmıştı, konuşulan saat, randevu böyle ayarlanmamıştı. Hiç kendini kaybetmeden bindi. Helen elindeki poşetleri arka koltuğa bıraktı. Cemalin yüzüne bakarak tebessüm etti ve " kavhaltı yapmadığını tahmin etmek zor değil" dedi.
Helen- Tahminim pek fazla şaşırtmasın. Sen sabah buluşacağımızı bilmiyordun. Aç olsan bile kendine eziyet etme eyilimindesin. Benim yerimde olsaydın, tahmin yürütmek zor olmazdı herhalde.
Araba geçip geçmediğinden emin olmak için soluna bakarken, gurultu sesleri sağ kulağında patladı adeta. Ancak onu utandırmamak için belli etmedi. Tam sahil kenarına vardılar. Helen penceresini açarak bir sigara yaktı. Refleks olarak Cemal de elini cebine götürdüğünde. "Dur Cemal!" dedi Helen. Sen kahvaltı etmedin daha. Bitirme kendini. Arka koltuktan poşetleri aldı. Cemal utanmasın diye onunla birlikte kahvaltı etti bir daha. Birer sigara eşliğinde otele doğru gittiler. Günün ikinci şaşırtması da bu idi. "Sadece konuşacaktık?" diye şaşırdı Cemal. Cevap almadan sustu. Artık anladı yanında sıradan bir kimse yok. İndiler arabadan. Boş resepsionun önünden geçerken Cemal pozisyonunu kafasınd belirledi. Ancak yürürken arkasına döndüğünde yerde bir cüzdan olduğunu farketti. Bunu aklının bir kısmına yazdı. Asansörle beşinci kata çıktılar. Yaşam dersi öğretmeni gibi sürekli konuşan Helen sus pus şekilde yürüyordu. 501 numaralı odaya girdiler. Kapıyı kapattılar. Ve aniden müzik sesleri yükseldi odadan. Numara 501, 5-ci katta bir otel odası...

Ceketimi Daha GiymedimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin