20.BÖLÜM

11K 1.2K 93
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kanım damarlarımdan çekiliyor, başım dönmeye başlıyordu adeta... Pamir kılıcını boynuma dayamış, büyük bir öfkeyle gözlerime bakıyordu. Bense hareket etmeyi bırak hiçbir şey düşünemez hale gelmiştim. Ne demek istiyordu, benim ne suçum vardı ki benden bile intikam almak istiyordu? Gerçekleri göremiyor muydu!? Ben de en az onun kadar masum ve mağdurdum. Üstelik o annesini savunma hakkına sahipken ben annemin adını bile anamıyordum. Belki de bu hikayede en mağdur kişi bendim, ölümden dönmüştüm ve evimden uzakta (Elementa zamanıyla) üç yüz yıl geçirip her şeye sıfırdan başlamak zorunda bırakılmıştım. Tüm bunlara rağmen nasıl olur da benim suçlu olduğumu düşünüyordu? Neden tüm öfkesini, kinini bana kusuyordu?

Salonda yankılanan ses, beni tüm bu düşüncelerimden, Pamir' in gözlerini de üzerimden çekip almıştı:

-Neler oluyor burada? Pamir hemen indir o kılıcı!

Ses Afşin' e aitti. Giriş kapısından sesleniyordu ve yemekhane boş olduğu için sesi yankı yapmıştı. Bir süre sonra Arat' ta kapıda göründü ve birlikte büyük adımlarla yanımıza gelmeye başladılar. Pamir bir kez daha bana baktıktan sonra, derin bir nefes alarak kılıcını yavaşça indirdi. Kılıcı kınına iterken öfkeli gözlerle bana bakmaya devam ediyordu. Element gücü yavaş yavaş sönmeye başlarken benden birkaç adım öteye çekildi. Ben de daha fazla yanamayacaktım, onun bu kadar yakınındayken alev almak beni oldukça yormuş olacak ki saatlerdir yanıyormuşçasına yorgun hissediyordum. Hala mavi alevlerle yanmakta olan masaya iyice yaklaşan Afşin, elementsel gücünü kullanıp sarı bir alev ile masayı söndürdü. Hemen ardından Pamir' in çatlattığı duvarı da onardı. Anlaşılan ortalıkta ki savaş kalıntılarını temizlemeye ve Pamir' in arkasını toplamaya alışıktı. Pamir' e gelince; söz konusu sadece ben olunca mı geliyordu bu öfkesi, yoksa sinirini bozan, ona 'Hayır!' diyen herkesin mi üstüne yürüyüp kılıç çekiyordu? Arat, Pamir'e sert sert bakarken konuşmaya başladı:

-Sizin derdiniz ne böyle? Zaten tüm gözler yeterince üzerimizde, bir de böyle yaparak daha fazla dikkat çektiğinizin farkında mısınız? Bu olanlar konseyin kulağına gitse ne tür bir ceza alacağının farkındasın öyle değil mi Pamir?

Pamir yavaşça Arat' a döndü ve öfkesini kontrol etmeye çalışarak(Derin derin nefes alıp veriyordu ve oda sıcaklığı da yavaş yavaş eski haline dönmeye başlamıştı.):

-Ben ne yapıp ne yapamayacağımı gayet iyi biliyorum. Burada haddini bilmeyen, kural tanımayan ve cezalandırılması gereken birisi varsa o da bu...

Cümlesini yarıda kesmişti. Bana kısa bir bakış attıktan sonra yeniden Arat'a dönüp:

-Hem size ne demeli, neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz, neden tüm bu olanları sineye çekiyorsunuz? Afşin daha fazla dayanamadı ve yüksek sesle:

-YETER! Pamir gerçekten yeter. Geçmişi ve olanları değiştiremeyiz, unutup yolumuza davam etmekten başka çaremiz yok görmüyor musun? Öfken ve içindeki bu intikam isteğin yalnızca sana zarar veriyor, görmüyor musun? Vazgeç artık lütfen! Beria' da tıpkı bizim gibi mağdur.

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin