15.BÖLÜM

10.7K 1.4K 109
                                        


Odanın ortasında elimde kılıçla Mimi'nin söyledikleri karşısında şaşkınlık içinde öylece kalakalmıştım. Artık bu işin benden saklanmasına katlanamıyordum, sabrım kalmamıştı, hızlı ve büyük adımlarla Mimi' ye doğru yürüdüm ve aramızda sadece yarım metre mesafe kalınca durup, gözlerinin içine bakarak ve sinirlerime hakim olamadığım için yüksek çıkan sesimle:

-YETER ARTIK!! Bu saçmalığa bir son vereceksiniz! Bilmediğim, bana anlatmadığınız her neyse ciddi anlamda sinirlerimi bozmaya başladı. Benim de olanları bilmeye hakkım var, belki de herkesten çok benim hakkım! Suçlanan kişi Rima! Benim ANNEM olduğunu söylediğiniz kadın!! Öyleyse şimdi bana her şeyi bir bir anlatmak zorundasın Mimi, Rima ne yaptı da ölümü hak etti? Ne yaptı da onu ihanetle suçluyorsun?!

Sinirden ellerim titriyordu ve Mimi' yi de ilk kez bu kadar korkmuş görüyordum. Sanırım bu halim onu korkutmuştu. Gözlerini elimde tuttuğum kılıcımdan çekemiyordu ve ağzını açıp tek kelime edemeden korku dolu bakışlarla, alnından süzülen terlere aldırmadan bir süre öylece kalakaldı. Sonra gözlerini kılıcımdan çekip benim gözlerime yöneltti, her ne olursa olsun ona zarar veremeyeceğimi biliyor olmalıydı. Boğazını temizledi ve olabildiğince sakin bir sesle:

-Özür dilerim, bu kadarını bile söylememeliydim. Hata yaptım. Söylediklerimi unut ve daha öncede demiş olduğum gibi bahsedilmesi yasak olan altıncı kuşağın peşini bırak!

Sözlerini bitirir bitirmez hızla odadan çıktı. Bense her zaman ki gibi yanıt bekleyen sorularımla başbaşa kalmıştım. İçimden bir ses Rima' nın defterine ulaştığımda kafamda yanıt bekleyen tüm soruların cevabına kavuşacağımı söylüyordu. Defteri bulmuştum sıra ona ulaşabilmemi sağlayacak olan, lanet kutunun anahtarını bulmaktaydı...

Sinirlerim yatıştıktan sonra duş alıp üzerimi, yani Rima' dan bana kalan ateş element kıyafetlerimi giydim. Artık alev aldığımda çıplak kalmaktan korkmama gerek yoktu. Baştan aşağı siyahlar içindeydim şimdi. Tayt ve gömlek üzerime tam oturmuştu ve siyah üzerinde kor kırmızı işlemeleri olan, önü zırh gibi kalın ipli korsemi de dik durmamı sağlaması için iyice sıktım. Öncekiler gibi diz kapağımın az altında biten bağcıklı botlarımı da giydikten sonra sıra kılıcıma gelmişti. Afşin' in kılıcını korsenin bitim noktasından hemen sonra beline nasıl taktığını hatırlamaya çalıştım. Hatırladığım şekilde kılıcımı da belime taktıktan sonra artık yemeğe inmeye hazırdım. Kapıdan çıkmadan önce, hemen yanda duran boy aynasından son kez kendime baktım. İşte şimdi belime kadar kızıl dalgalı saçlarım, bembeyaz tenim, kor kızılı gözlerim, az da olsa parlayan kolyem (sanırım güçlerimi kullandığımda ışık saçıyor ve daha sonra yavaş yavaş eski halini alıyordu) ve üstümdekilerle birlikte tıpkı portredeki Rima gibi olmuştum. Mimi haklıydı, şimdi aşağı Rima' nın kızı ateş element Beria olarak inecektim.

Kenarlarında Pamir' in pelerininde ki gibi işlemeleri olan (tabi kızıl renkte) pelerinimi almama gerek olmadığını düşünüp takmadım. Ne de olsa artık gizlenmeme gerek yoktu. Pamir' e de pelerinini en kısa süre de iade edecektim fakat şimdi değil. Çünkü onu yemekhanede vermeye kalkarsam herkes Pamir' in pelerininin bende ne işi olduğunu merak edebilir hatta sorabilirlerdi.

Yemekhanenin kapısına gelene kadar beni gören herkes dönüp tekrar bakıyor daha sonra aralarında bir şeyler konuşarak uzaklaşıyordu. Aldırış etmeden ve dim dik durup doğruca karşıma bakarak seri adımlarla içeri girdim. Daha ne olduğunu anlayamadan herkes ayağa kaltı ve şaşkın bakışlarla birkaç dakika bana baktıktan sonra eğilip beni selamladılar. Bu daha önce de olmuştu Mimi beni onlara tanıttığında, ama şimdi ortada bişi yokken neden böyle bişi yapmışlardı anlayamamıştım. Bozuntuya vermeden ve afallamış görünmemeye çalışarak, bende onları selamladım ve aynı seri adımlarla yerime doğru yürüdüm. Masa da yine Afşin ve Arat vardı. Üstelik Arat yine eski yerine Afşin' in yanına oturmuştu. Şimdi onların da bana şaşkınlık içinde baktıklarını görebiliyordum. Arat ayağa kalktı ve yanıma gelip etrafımda birkaç tur attıktan sonra şaşkınlıkla:

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin