# Schiller - Tired #
*******
Kadeas'tan apar topar ayrılmasının ardından tempolu adımlarla, işlek caddenin kenarındaki kaldırımda yürümeye başladı Defne. Elinde tuttuğu hesap cüzdanını düşürmekten korkarcasına parmaklarının arasında daha büyük bir istekle tuttu ve omurgasından süzülen ürperti nedeniyle arkasına sık sık döndü, takip edildiği paranoyasıyla insanlara dikkatle bakıp yeniden yürümeye devam etti.
Aslan'a imzalattığı boş kağıdı; odasına döndüğünde, şirketten çıkmadan hemen önce alalacele doldurmuş ve odasındaki çantasına özenle yerleştirerek oradan ayrılmıştı. Bunun mutlaka fark edileceğini biliyordu. Ancak Koza Yalısı'na gittiği gece denk geldiği ve bu sabah Aslan'ın elinde gördüğü hesap cüzdanının ait olduğu banka kasasında bulacağı her neyse buna değeceğini hissediyordu. Rahatlayacağına ve eksik parçayı bulup büyük resmi tamamladığında ortaya çıkacak olanın ona aradığı cevabı vereceğine inanıyordu, onu aradığı huzura erdireceğine.
Birkaç sokak ötedeki şubeye ulaşana dek tüm gerginliğine rağmen kararlı adımlarını sürdürdü bu nedenle. Cam kapıdan içeriye girdiğinde çantasından doldurduğu beyaz kağıdı ve kasa anahtarını çıkardı. Etrafa bakındıktan sonra bankanın girişindeki güvenlik görevlisine kişisel kasalarla ilgilenen bölümü sordu ve aldığı cevapla başını hala koruduğu gerginliği ile sallayıp mermer zeminde, midesindeki kasılmalar eşliğinde tam karşıdaki yere ilerlemeye başladı.
Banka şubesinin gişelerini geçmesinin ardından müşteri temsilcisinin masasına ulaşarak masanın ardındaki genç kadına tüm düşüncelerini, stresini ve hislerini gizleyen; sıradan görünen bir havada olmaya çabalayan haliyle gülümsedi ve "Merhaba," dedi. "Bu şubedeki bir kasadan almam gereken bir eşya var."
Genç müşteri temsilcisi, ona samimi bir gülümseyişle karşılık verirken masanın ardındaki sandalyelerden birini işaret etti. "Tabii," dedi Defne'nin halinden habersizce. "Oturun lütfen. Ufak bir işim var biter bitmez sizinle ilgileneceğim."
Defne onu onaylayıp sandalyeye otururken genç kadının yandaki bilgisayarda ciddiyetle sürdürdügü işlemi bitirmesini ve yeniden kendisine dönmesini bekledi. Gözü sürekli olarak tam karşısında bulunan saate kayarken dudağının içini dişlemeye ve zaman zaman bankanın giriş kapısına kontrolcü bakışlar atmaya devam etti.
"Evet."
Müşteri temsilcisi bilgisayardaki işini bitirmesiyle yüzüne yeni, büyük bir gülümseme yerleştirerek yeniden Defne'ye doğru sandalyesini çevirdi. "Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Andaç Koral adına kiralanan bir kasayı açmak istiyorum," dedi Defne. Elindeki kağıdı masanın üzerinden, masanın ardındaki kadına doğru buz kesen eliyle uzattı ve yutkundu. "Aslan Alasur, kendisi bugün fazla yoğun ve bana açmam için yetki verdi." Hesap cüzdanı ile anahtarı da masaya bıraktı sözlerini pekiştirici bir tavırla.
Kadın onun kendisine uzattığı kağıdı büyük bir dikkat ve önem vererek okurken Defne umursamaz ve sıkılgan bir tavır takındı, pürüzleri yok etmek istercesine "Patronlar," dedi. Göğüs kafesini şişirip sesli bir nefes verdi. "Bu tarz işleri şahsen yapmaktan hic hoşlanmıyorlar."
Omuz silkti, kadının bakışlarını kağıttan kalkıp kendisine yöneldiğinde. "Aslan Bey daha bu sabah buraya gelmiş oysa ki," diye sürdürdü konuşmasını. "Ama kasadan asıl ihtiyacı olanı almayı unutmuş. Ne kadar yoğun bir iş günü olursa olsun; emir gelince hayır diyemiyorsunuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
General Fiction"Bazen, geçen sadece zamandır, bazı acılar bâki kalır. Bazı sözler bedenlere, bazı aşklar kalplere, bazı dostluklar da anılara saklanır..." Yetimhanede büyümüş dört arkadaşın kayıp zamanlarının, yok oluşların, katlanılamaz acılara rağmen hayata ye...