# Passenger - Can You Feel The Love Tonight (Elton John Cover) #
*******
******
Bade, o akşam için Andaç'ın onu çağırdığı depoya giderken deponun birkaç sokak gerisindeki bir pastaneye uğradı ve Defne'nin sevdiği çikolatalı eklerden aldı. Elindeki paketle depoya ilerlerken gülümsemesi yüzünde sabit kaldı. Eşi Gürsoy'a ailesi ile bir akşam geçireceğini söylemiş ve Ali İhsan'dan izin almıştı. Gürsoy için bu; Bade evlatlık gittiği anne ve babasıyla olacak demekti ancak Bade için aile Defne ve Andaç anlamına geliyordu. Yalan gibi görünse de gerçekti.
Deponun kapalı demir kapısını kendisindeki anahtarla açtıktan sonra varillerin arasından ilerideki odaya ilerledi Bade. Odadan gelen sesleri duyduğunda kaşları çatılsa ve bir an duraksayacak gibi olsa da adımlarını sürdürdü. Odaya girdi.
Girdiği anda da bakışları ilerideki tezgaha kaydı. Mekandan, zamandan soyutlanmış gibi dudakları birbirlerine kenetlenmiş olan Defne ile Andaç'ı gördüğünde gözleri iradesi dışında büyüdü. Olduğu yerde kaldı, ne yapacağını bilemedi bir an. Onları rahatsız etmekten geri durarak depodan çıkmayı aklından geçirdi ve bedenini geri çevirdi, telaşlı bir adım attığında ise önünde duran şişeye çarptı ve devrilmesine, tok bir sesle yuvarlanmasına sebep oldu.
Defne, duyduğu sesle gözlerini açıp dudaklarını Andaç'tan geri çekti. Onun omzunun üzerinden, arkasına, kapıya doğru baktı ve Bade'yi gördü. Kendisiyle birlikte aynı tarafa bakan Andaç'tan hafifçe geriye çekildi. Omzundan düşen askılarını ve dağılmaya yüz tutmuş saçlarını alalacele düzeltti. Tişörtünün eteklerini çekiştirdi. "Bade."
Andaç ise, Bade'yi gördüğü an içinden, bölünen an sebebiyle sitemli bir küfür geçirdi. Fazlasıyla isteksiz bir tavırla bir adım geriledi. O da saçlarını parmaklarıyla tarar gibi düzeltti. Boğazını temizlerken; yeniden kendilerinden tarafa dönen ve ona mahçubiyetle dolu bir bakış atan Bade'ye baktı.
"Ben..." Bade artık odadan çıkmasına gerek olmaması sebebiyle yeniden onlardan tarafa yöneldi. Tereddüt etti. "Yanlış zamanda geldim sanırım ama..."
"Hayır." Defne oturduğu tezgahtan indi. Tezgaha dökülmüş olan ve döküldüğünü ancak fark edebildiği bira sebebiyle ıslanan ellerini kurulamaya başladı. Açıklama yapma isteği hissetti. "Biz de pizza yapmaya başlayacaktık şimdi." Memnuniyetsiz bir ciddiyetle olduğu yerde duran Andaç'a baktı. "Yanlış bir zaman değil yani, değil mi?"
"Hıhım."
Andaç dudaklarını aralamadan onu, harfleri dövercesine yanıtlarken ortamdaki tuhaf gerginlik yavaş yavaş dağıldı ve Bade'nin mahçup, tedirgin ifadesini yerini yavaş yavaş gülümsemeye bıraktı. Elindeki paketi masaya koymak için hareketlendiğinde dudaklarından engelleyemediği minik bir kıkırdama kaçtı. "Pizza yapacaktınız," dedi. "Anladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
General Fiction"Bazen, geçen sadece zamandır, bazı acılar bâki kalır. Bazı sözler bedenlere, bazı aşklar kalplere, bazı dostluklar da anılara saklanır..." Yetimhanede büyümüş dört arkadaşın kayıp zamanlarının, yok oluşların, katlanılamaz acılara rağmen hayata ye...