Kayıp / 11

8.2K 563 300
                                    

# Fleurie - Hurts Like Hell #

*******

Dolabın karşısında, elleri bellerinde, ayakta öylece dururken; askıdaki kıyafetlere dakikalarca, bomboş gözlerle baktı Defne. Sorun giyeceği kıyafete karar verememesinde değildi. Sorun giyinmekten kaçınan halindeydi. Eli bir türlü dolaba uzanamıyordu.

En sonunda kararsızlığını dolabından bulduğu siyah renkteki askılı, kısa bir tulum ile bitirdi. Saat akşam üstüne yaklaşmıştı ve bunu daha fazla erteleyemeyeceğini biliyordu. Siyah rengi bilinçli olarak seçmemiş olsa da bu elbiseye onu yönelten kalbiydi. Andaç'ın evlendikten sonra yaşamaya başladığı eve ilk kez gideceği bu gecede başka bir renk giymesi mümkün olamazdı. Sadece siyah ve hüzün; kalbinin içindeki hislerin özeti.

Üzerinde dökümlü duran siyah tulumu giydikten sonra saçlarına en çok kullandığı modeli vermekle yetindi ve salınık duran saçlarına maşa ile hafif dalgalar vererek parmaklarıyla düzeltti. Uzun bir kolye taktıktan sonra alt dudağında hala belirgin duran, Andaç'a ait izi geçirmek için kapatıcı ve dudak rengine yakın bir ruj kullandı. İz gözle görülemeyen bir hale geldiğinde de geriye kalan göz makyajını da tamamladı ve odanın dolabında bulunan boy aynasından kendisine baktı. Görüntüsü ne çok abartılı ne de çok sadeydi. Günlük bir havada görünse de giyimine özendiği belliydi.

Yatağının üzerinde duran çantasına eşyalarını yerleştirdikten sonra Açelya'nın kendisinden istediği Zümrüt tasarımlarının bulunduğu ajandayı da çantanın içine bıraktı ve çıkmaya hazırlanırken ajandaya son bir bakış attı. Andaç'ın eşine evlilik yıl dönümleri için kendi tasarımlarını sunacak olmak... dünya onu daha ne kadar imkansızlığın yokluğuna inandırabilirdi, hiçbir fikri yoktu.

İstanbul'a gelmemiş olsaydı neler olurdu diye düşündü o sırada: 'Büyük ihtimalle Açelya beşinci yıl dönümleri için her zaman tercih ettiği moda evlerinden birine gider ve kendisine bir şekilde gösterişli bir tasarım seçerdi. O olmasa da bu evlilik yıldönümü bir şekilde kutlanır, davet yine aynı özenle verilirdi. Ancak sadece Andaç, o çok daha huzurlu olurdu belki de. Kendisinin varlığıyla rahatı bozulmazdı. Açelya ile devirdikleri yılları insanlarla keyifle paylaşırdı. Mutlu olurdu.'

Düşünceleri birbirini kovalarken giderek daha da huzursuz bir senaryo canlandı Defne'nin zihninde. Göğsündeki sıkışmayı gidermek için derin bir nefes aldı bu sebeple ve başını aklındaki şeytanı kovalarcasına iki yana salladı, kendisine eziyet eden bu düşüncelerle meşgul olmayı engellemediği için hayıflandı ve tam da o sırada çantasına henüz koyduğu telefonunun melodisini duydu.

Çantanın içinden telefonunu bulduğunda da arayanın Aslan olduğunu gördü. Onunla bir gece önce, yatmadan hemen önce mesajlaşmış olsa da bugün ile ilgili yalnızca onlara geleceğini belirtmekle yetinmişti Defne ve şu an onun neden aradığıyla ilgili hiçbir fikri yoktu. Telefonu cevaplarken kaşları çatıldı. "Efendim?"

"Çıktın mı?"

"Şimdi çıkmaya hazırlanıyordum."

"Güzel," dedi Aslan bu cevaba karşılık, telefonun ucundan. "Aşağıdayım."

"Aşağıda?" Defne bir an onun neden bahsettiğini anlayamazken Aslan "Evet," diyerek onayladı onu normal bir sesle. "Evinin önünde, seni bekliyorum."

Kayıp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin