BÖLÜM ON BİR "GARİP"

112 16 10
                                    

Ve sonunda yeni bölüm! Aslında aramıza yeni katılan okuyucular için her bölüm öyle fakat eski olanlar bilir, kitap tam da onuncu bölümde kesilmişti. Dolayısıyla "yeni" diyebileceğimiz ve benim heyecanlanmama neden olan bölüme geldik! :) Bu bölüm ve bundan sonraki biraz durgun ancak ardından hızlanıp, aramıza yeni katılan bir karakterle devam edeceğiz.

Yorum yapmaktan lütfen çekinmeyin. Bu kitabım bende Nâr kadar değerlidir, o nedenle çok fazla özen gösteriyor, neredeyse gözümden sakınıyorum. Bu nedenle yapacağınız olumlu/olumsuz her eleştiri beni bir adım öteye götürecektir.

Çok konuştum yine. :)

Keyifli okumalar!

Sevgiyle. :)

BÖLÜM 11"GARİP"

Unutmak; âdemoğlunun kelimeler silsilesinde kendine uyduruktan bir yer edinmiş, onun için ise özünde hiçbir anlam barındırmayan sözcük. Anılarının toz bulutunu aratmayarak rüzgârda savrulup, ortadan kaybolmasının yakın olduğunu hissediyordu. Ancak bu, unutmak değildi. İnsanların hapsoldukları hatıralarda yüzlerinin yavaş yavaş silikleşmesi ve bir süre sonra da tamamen ortadan yok olması unutmak değildi. Anıların arasında kendine bir yer edinmiş her canlı, siluetleri değil hissettirdikleri o amansız duyguları ortadan kalkınca tam anlamıyla unutmak denilen o zırvalığa ulaşılırdı. Ancak o, bunu şu zamana kadar başaran birilerini görmemişti. Ne annesine baktığında bunu görebiliyordu, ne de aynada kendi yüzünü izlerken... Hiçbir zaman anne-babasını sürekli ziyaret eden o hayırlı evlatlardan olamamıştı. "kıymetleri öldükleri zaman anlaşılacak" dediği şeyi, babasının aniden kaybını yaşayınca anlamıştı ve o günden beridir de annesine "hayırlı evlat" olabilmek için elinden geleni yapıyordu ancak elinden gelen şeyler hiç de annesinin istediği, arzu ettiği şeyler değildi. Hoş, bunu hiçbir anne istemezdi. Onlar çocuklarının mutlu bir iş sahibi olduklarını, huzurlu bir yuva kurduklarını görmeyi isterdi. Eh tabi ki bu iş ve yuva kendi dizlerinin dibinde olmalıydı. Koray ise bunu ailesine yükseköğrenim hayatına başladığı günden itibaren yaşatabilecek biri olmadı, olmayacaktı. Kendi hayatını başkalarının sorumluluğunu üstlenerek şekillendirme hatasına bir kere düşmüştü ve son anda köşeden döndüğü bu yanlışı tekrar yapmaya niyeti yoktu. Annesini babasının ölüm yıldönümünde, bayram ve diğer özel günlerde ziyaret etmesi, bazen de arayıp sorması yeterliydi onun için.

Biraz evvel de yine bir ritüeli gerçekleştirmiş ve İzmir yolculuğunun sonuna gelmişti. Aslına bakılırsa böylesine kalabalık ve iç daraltan ortamlara girmekten nefret ediyordu. Onun sevdiği tek kalabalık ortam elinde kemanıyla sahnede olduğu zamanlardı, onun dışında her şey iç daraltıcı ve bunaltıcı geliyordu. Bütün bu aile ziyaretinin başından sonuna kadar tek düşündüğü şey elbette ki Hüma ve sırlar kralı Derman Hoca'ydı. Özerk'le yaptığı o konuşmadan bu yana ne onu ne de Hüma'yı bir yerlerde görmemişti, Derman Hoca ise zaten uzun zamandır okula adım atmıyordu. Hüma'yı arayıp, Özerk'le yaptığı konuşmadan bahsetmek istediyse de eli bir türlü telefona gitmedi ve ardından İzmir'e, annesinin yanına gelmek zorunda kalınca, her şey ertelendi.

Aklının bütün odalarını işgal eden düşüncelerden kurtulamamış bir şekilde İzmir'den İstanbul'a gelene kadar araba kullanmış, yeterince yorgun düşmüştü. Biraz dinlendikten sonra Hüma'yı arayıp Özerk'le yaptığı konuşmadan haberdar etmeye karar vererek çevirdi kapının kolunu ve içeride kıpırtıların olduğunu duydu. İç çekerek mutfağı ve oturma odasının ortak olduğu odaya doğru yürüdü.

"Ben de tam seni arayıp aramamak arasında kalmıştım."

"Seni bu çelişkiden kurtarmak için geldim ama evde yoktun."

"Ve sen de anahtar kullanmaktan çekinmeyerek evime girdin, eski günlerdeki gibi." Cümlenin altında yatan anlamı Hüma'nın farketmemesi gibi bir olasılık düşünülemezdi. Anıların bir kısmı silikleşse de, arkadaşlıklarının zirveye ulaştığı o eski günlerde, Koray'a ulaşamama ihtimaline karşın bir anahtar da Hüma almıştı kendisine ve onun ardından istediği zaman kapıyı çalmaya gerek duymadan, istediği şekilde bu eve girip çıkabiliyordu. Ta ki o Çarşamba gününe kadar...

-Di'li Geçmiş ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin