PERİ'DEN öylece kurtulabileceğini sanmıştım, öylesine, kolayca, çabucak. Tamam pek de çabuk olmamıştı, ayrılma fikri aklıma ilk düştüğünden beri epey zaman geçmişti, ancak sanırım ilk ciddi atağı yapar yapmaz, başarılı olmuştum. Bu kadar basitmiş işte diye düşündüm, sabah uyandığımda, bunca zaman çektiğim sıkıntıya hiç değmezmiş. Kalktım bir duş aldım, teyzemle keyifli bir kahvaltı yapacağımı düşündüm, üstümü giyindim odamdan çıktım ve teyzeme bakındım ama evde yoktu. Evde hiç ses yoktu, odasının kapası kapalıydı ve ben genelde odasına girmezdim, ancak ev o kadar sessizdi ki odasının kapsının tıklatıp "teyze" diye seslendim. Hiç ses yoktu.
Teyzem her sabah usulca uyanır, sessiz bir şekilde bana kahvaltı hazırlardı, parmak uçlarında yürüdüğünü düşünürdüm çoğu zaman. Bazı sabahlar erken uyansam bile beklerdim onun gelip beni uyandırmasını... O beyaz kapılı eski evde, huzurun kaynağı da o sessizlikti; başkasının uykusuna gösterilen saygıydı belki de ama bu sefer çok başka bir şey vardı. Bir daha teyze diye seslendim ve sonunda dayanamayıp kapıyı açtım, gençliğinde yapmış olduğu kanaviçe işlemeli yatak örtüsü dümdüz duruyordu, teyzemin titizliğinde dümdüzdü üstelik. Belki de simit almaya gitmişti sadece.
Biraz bekledim, fırına gittiği yolu hesapladım, yolda karşılaşabileceği komşuları, onlarla ve fırıncıyla edeceği sohbetleri, gelmiş olması lazım diyordum kendi kendime ama bir yandan da evham yaptığım için kızıyordum da. Basit bir çözümü vardı ama nedense uygulamak istiyordum, bir beş dakika diye diye bir saati geçmişti ve teyzem hâlâ dönmemişti. aradığımda telefonu açtı ve sadece "Bakırköy'de Yaşar Hastanesindeyiz, buraya gel." dedi ve kapattı. Yüreği ağzına gelmek diye bir şey varsa işte bu olmalı, dedim kendi kendime. Şaşkınlığımı kirli bir gömlek gibi üzerimden atıp evden çıktım. Teyzemin başına bir iş geldiği düşüncesiyle çılgına dönsem de içimde bir yerlerde başka bir şey olduğunu hissediyordum.
Şükür ki teyzemin başına bir şey gelmemişti. Gelmemişti gelmemesine ama ... Onu hayatımda bir kez daha böyle çökmüş görmüştüm. Aklımdan geçen ihtimallerin hiçbirinde Peri yoktu. Teyzemin tokat gibi sözleriyle nakavt olana kadar Peri'nin intihar etmiş olabileceğini düşünmemiştim. Eğer ki bir gün birinin hayatını mahvetmek isterseniz aynen Peri'nin yaptıklarını yapın. Çünkü o gün ben suçluluk duygusuyla yanıp kavurulurken Peri kazanmış bir edayla hastane yatağında uzanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Garip Şeyler Oluyor (Devam edecek)
خيال (فانتازيا)Sezgin Tanrıkulu başına gelen garip olayları anlatıyor. Bu hikayede adı geçen kişi ve kuruluşların gerçek hayatta var olan kişi ve kuruluşlarla alakası yoktur. "İkindi ışığı yerini akşam karanlığına bırakmak üzereydi ve çok güzeldi; ardından kıpkırm...