ONUN yürümesinin tüm sorunları çözeceğine inanıyordum ve o da yürüyordu ama kalbimin tamamını ele geçirmiş olan bu aşk, beni de ele geçirmek istiyordu ve ben aslında çoktan elim kolum bağlı, kendimi ona teslim etmiştim. Benden daha fazla ne istediğini anlayamıyordum, istediği her şeyi yapmaya başlayan bir robota dönüşmeden önce, teyzemden uzun bir nutuk dinlediğimi hatırlıyorum, ikiniz de yaralı yürekleriniz, birbirinizi sakın üzmeyin diyordu ve ben de zaten onu hiç üzmüyordum aslında, ama nedense o an içime bu konuşmanın Peri'yle konuşmasından sonra yaptığını düşünmüştüm. Teyzemin evinde, oturma odasındaki ikili koltukla kollarım güçten düşmüş gibi bacaklarımın üzerindeydi ve boş, beyaz duvara bakıp, her şeyi yapabilirim, onun için her şeyi yapabilirim diyordum. Ne yazık ki teyzemin o konuşması kulağına bir küpe oldu ve ben söz dinleyen uysal bir köpeğe dönüştüm, artık dışarıda buluşabiliyor, farklı insanlarla sosyalleşebiliyorduk, ne var ki ben asla ama asla yalnız kalamıyordum. Aramazsa mesaj atıyor, onu yapamazsa çaldırıyor, beş dakika geçip de yanıt alamazsa eğer, teyzemi arıyordu, teyzem ise bunun bir dönem olduğu ve geçeceği iddiasındaydı. Sanırım bu aşkın bana ailemin acısını unutturacağını düşünmüş olmalıydı. Ben ise Peri'yi üzmemek için elimden gelen her şeyi yapıyordum ama tuvalette bile huzurum yoktu.
Onunla görüşmeden önce kalbim güm güm atıyordu, ayaklarım her zamankinden hızlı hareket ediyordu ve ben onu gördüğümde aşkın ne demek olduğunu iliklerime kadar hissediyordum ama çok değil yarım saat sonra ikimizin tadı da kaçmış oluyordu, cevap vermekten yorulduğum soruların ardından arkası kesilmeyince, kalkıp gitmek istiyordum, işte o Zaman olanlar oluyor, onu sevmediğimi söyleyip ağlamaya başlıyordu. Bu sefer de yanlış bir şey yapmış olduğum düşüncesi ile susması için yalvarıyordum ona ama hiçbir zaman nerede yanlış yaptığımı öğrenemedim.
Bir gün Bağdat Caddesi'ne çıktığımızda elele yürüyorduk ve ben kendimi Mutlu hissediyordum, dönüp sevdiğim kıza baktım, çok güzeldi, benimdi ve sakindik. Kendimi suçlamayı başladım, insan bu kadar aşıkkek, sevdiğini anlamsız şeyler için üzmemeliydi diye düşünüyordum ki, PEri bir anda durdu. Öylece yolun ortasında durdu ve bana bir tokat attı, neye uğradığımı şaşırmıştım. Ne yapmalıydım şimdi, canımı yakan, gururumu kıran kıza karşılık mı vermeliydim yoksa olgun bir insan gibi sebebini sorup sonra da özür dilemesini mi beklemeliydim?
Teyzemin söylediklerini dinleyip ikincisini yaptım, bundan da hiçbir zaman pişman olmadım ama sonrasından pişman oldum.
Peri o günden sonra tüm tepkilerini daha çok şiddetlendirdi, o gün beni bir kıza, nedense o kızı bana gösterememişti bile, bakmakla suçladı ve bu yüzden kendine karşı koyamadığını anlattı, ben bir özür bekledim ama o kadar haklı olduğuna inanmıştı ki benim ondan özür dilemem gerekti.
Artık adımların hızlanmıyordu, artık kalbim bile çarpmıyordu ama yine de görev gibi bellediğim için hâlâ onunla birlikteydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Garip Şeyler Oluyor (Devam edecek)
FantasiSezgin Tanrıkulu başına gelen garip olayları anlatıyor. Bu hikayede adı geçen kişi ve kuruluşların gerçek hayatta var olan kişi ve kuruluşlarla alakası yoktur. "İkindi ışığı yerini akşam karanlığına bırakmak üzereydi ve çok güzeldi; ardından kıpkırm...