Hikayede ilginin azaldığının farkındayım sadece okuduktan sonra alttaki yıldıza basmanız beni ne kadar mutlu eder bilemezsiniz.Ne olursa olsun ben yazmayı bırakmayacağım.Oy veren ve yorum yapan herkese teşekkür ediyorum.Bu bölümü @suskuncz'a ithaf ediyorum.
Multimedya'da Jake'in gözleri.
İyi okumalar...Ormana doğru koşarken aklımdaki saçma düşüncelerle boğuşuyordum.Planı uygulayıp uygulamama arasında sıkışmış kalmıştım belki biraz zamana ihtiyacım vardı.Ben istemesemde bu zaman zarfında gelişen olaylar oluyor,hepsi ile başa çıkamıyordum.Koşmaya devam ederken sağımda süzülen ışığı görünce aklıma o geceki olaylar gözümün önünden geçti.Dehşetle birden durup ağacın arkasına saklandım.Maçın olduğu alandan uzaklaşmış olmalıydım ki hiç bir ses işitmiyordum.Sadece yaprak hışırtıları ve kuşların sesi vardı bir de ayak sesleri.
Ayak sesleri mi?
"Bunun geri dönüşü yok biliyorsun değil mi?"
Hışırtı sesleri daha da artmıştı.
Yüzlerini göremesemde seslerini duyabiliyordum."Kapa şu lanet çeneni! Adamlar gelmeden orayı yakmalıyız.Şu benzini al ve deponun her yerine dök.Bu gece mallar yok edilmeli."
Emri yerine getirmek için giden adam hızlı bir şekilde koşarak ilerideki büyük depoya gitti.
Bense olayı kavramaya çalışıyordum.Sanki bu adamlar dün geceki adamlardı.Baran olmadığını biliyordum fakat koşan adamı tanımıştım.Silahla adamı öldüren kişi oydu.Korkudan elim terlemiş ve yorulmuştum ama yine de o depoya gidip birşeyler öğrenmem gerekiyordu."Yolladım efendim herşey yolunda."
Sessizlikten sonra devam etti.
"Biliyorum efendim,bu gece bu iş bitecek."
Telefonla konuştuğunu anlayınca yavaşça arkamı dönüp baktım.
Siyah takım elbiseli adam şuan konuştuğu adamı dikkatle dinliyordu fakat yüzünü göremiyordum."Tamam efendim,işini bitirince dönerim."
Telefonu kapattıktan sonra bende hızla önüme dönüp iyice saklandım.Lanet olsun! Bu adamlar kimdi ve ne istiyorlardı?
Adam gitmiş olmalıydı,yavaşça ağaçtan çıkıp depoya doğru ilerlemeye başladım.
Hava kararmaya başlamış ve soğumuştu.Kollarımı birbirine dolayıp ısıtmaya çalıştım.Fazlasıyla korktuğumu bile bile kendimi bu tenha ormanın içine attığıma inanamıyordum.Nedense içimde tuhaf bir his vardı ve bu hiç iyi değildi.
Deponun kapısında siyah takım elbiseli adamları görünce emekleyerek çalılıklara doğru ilerledim.Ne yapacağımı tam olarak planlamamıştım sadece ne konuştuklarını ve neler döndüğünü görmem gerekiyordu hepsi bu."Yoldalar efendim.Birazdan gelirler."
Kafamı çıkarıp etrafa baktım.
Deponun kapısında iki adam vardı büyük ihtimal korumaydılar.Deponun arka kısmı ve yanlarında da görmüştüm.Bu kadar koruma varsa içerde önemli bir şey olmalıydı.Önüme dönüp adamlara baktım.Patronlarını tam olarak göremiyordum.Büyük gövdeliydiler ve korkutucu.Adamlar çekilince gördüğüm kişi ile olduğum yerde kalakaldım."Etrafı kontrol edin.Birisi gelirse temizleyin gitsin."
"Peki efendim."
Adam gittikten sonra duyduklarım karşısında bağırmamak için ağzımı kapattım.Bu çocuk resmen öldürmek için emir verdi!
Jack'den uzak durmalıydım.
Başından beri kötü olduğunu biliyordum fakat adam öldürdüğünü kendi kulaklarımla net bir şekilde duymuştum.Tanrım! Adam resmen psikopat çıkmıştı."Demek girdiğin delikten çıkmayı başarmışsın kardeşim."
Konuşan kişiyi görmek için kafamı kaldırdım.Baran elini uzatmış bekliyordu fakat Jake ona ölümcül bakışlarıyla karşılık vermişti.Aralarındaki gerginlik elle tutulan cinstendi.Burda neler dönüyordu?
"Malları çalmakla büyük hata yaptın Baran."
Buzdan cümleleri o kadar dondurucuydu ki Baran'ın bile bundan etkilendiğini görebiliyordum.Baran kafasını hafif sola yatırıp dişlerinin arasından konuştu.
"Senin şu saçma sikik işlerinle ilgilenmeye gelmedim.Kardeşimden uzak dur!"
Gözlerimi büyütüp şaşkınça ikisine bakıyordum.Baran Jake'le beni nerede görmüştü?
Jake hafifçe gülüp birden ciddileşti.Bir adım daha yaklaşıp Baranla burun buruna geldiler.Gözlerini kısıp kulağına doğru kısık sesle birşeyler diyordu ama ben hiçbir şey anlamıyordum.
En son Baran kaşlarını çatıp onayladı ve geriye doğru dönüp oradan uzaklaştı.Şaşkınlıkla olanları kavramaya çalışırken birden bir el ağzımı tutup beni kenara çekti.Küçük bir şok geçirip çırpınmaya başladım.Eter kokusuyla bilincimi kaybetip karanlığa doğru çekildim.₪ ₪ ₪
Boşlukta gibi hissediyordum.Sanki hiç derdim ve tasam yokmuş gibi ama hafif sesler işitmeye başlayınca huzursuzca hareket etmeye çalıştım ama olmadı.Gözlerimi açmaya çalıştım fakat siyah bir bezden başka hiçbir şey görmüyordum.
Korkuyla çığlık atmaya çalıştım fakat ağzımdaki bezden dolayı çığlığım boğuk bir sese dönüşmüştü.
En son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım.Baran ve Jake'in birşeyler konuştuğunu sonrada biri tarafından bayıltıldığımı...
Sinirle ayağımı yere vuruyor iplerden kurtulmaya çalışıyordum ama çabalarım boşunaydı.Ağzımdan bir küfür mırıldanıp kendimi durdurdum.Lanet olsun!
"Uyandığına göre artık konuşabiliriz değil mi küçük casus?"
Sakinleştikten sonra boş alanda sadece ikimizin nefes duyuluyordu.Sesine göre yaşını tahmin edeiliyordum.20-25 yaş arası gibiydi.Gözlerimdeki bantın çıkarıldığını hissettiğimde ilk olarak loş bir ışık karşıladı beni sonra da tahminimi çürüten adamın görüntüsü.Bu çocuktu.
Bir çocuğun beni kaçırıp bağlaması kadar iğrenç bir duygu yasamamıştım.Ağzımdaki bantı da çıkarınca kuruyan dudaklarımı yalayıp yutkundum.
Olduğumuz yere göz attım.Eskimiş ve dökülmüş duvarlardan oluşan boş bir evin içindeydik."Senin derdin ne!"
İğrenç bir gülüş sergiledikten sonra karşıdan bir sandalye alıp tam karşıma oturdu.Ona hiçbir şey yapamamam ve kızmam belli ki hoşuna gidiyordu.Bu çocuk kimdi ve benden ne istiyordu?
"Bak ne diyeceğim Arya."
İpleri çözmeye çalışırken onu sakince dinlemeliyim ki birşey anlamasın.Eğitim aldığım için o kadar şanslıydım ki...
Boğazını temizleyip devam etti."Seninle bir anlaşma yapalım."
Kaşlarımı çatıp yüzünü incelemeye başladım.Gerçekten yakışıklıydı ama yüzündeki küçük kesikler geçmişini hatırlatıyordur belkide,
"Ne anlaşması? "
"Jake'de bana ait bir kutu var onu bulup almanı istiyorum.?
Alayla suratına bakıp sırıttım.
"Benim bundan çıkarım ne olucak?"
Düşünüyormuş gibi yapıp vücudumu inceledi.Ah hayır bu çocuk tam bir pisliğin tekiydi!
"Gözlerini oymamı istemiyorsan gözlerini vücudumdan çek."
Ellerini teslim oluyormuş gibi kaldırıp gülümsedi.
"Senin canını bağışlarım?"
"Bu çok klişe olurdu doğrusu adını bilmediğim çocuk."
"Aslında..."Kaşlarını çatıp gözlerini duvara sabitledi.
"Abini uyuşturucudan uzak tutabilir ve borçlarını kapatırım"
Gözlerimi faltaşı gibi açıp ona baktım.
"Ne?!"
"Dediğimi duydun ufaklık.Az bir zaman kaldı,getirirsen bu iş oldu bil."
İpi çözmeyi başardığımda ona fırsat vermeden yüzüne yumruk atıp olabildiğince kaçmaya başladım.Arkamdan bana bağırdığını duyabiliyordum.
"Söylediklerimi unutma!"
İçinden bin defa lanet okudu.
Lanet olsun!
Bu iş sandığımdan da zor olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KURALSIZLAR~
Teen FictionKuralsız bir hayat.Üniversiteli bir grubun,kuralların ne kadar saçma ve gereksiz olduğunu herkese göstermeye çalışsa da insanların çoğu bunu kabul etmiyor.Arya bu kuralları takmayan biri.Onların bu inişli çıkışlı maceraları KURALSIZLAR 'da.