Bölüm-7-

6.8K 830 1K
                                    


Videoyu açmayı unutmayın.


      “Evet, yaptıklarını bir bir ödeyeceksin. Bana çektirdiklerin, karşılıksız kalmayacak” diye kendi kendine konuşurken kurban adayının evinin önündeki çöpleri kurcalıyordu.


Elleriyle sakallarını karıştırırken, geçmişi gözlerinin önünden geçiyordu. Henüz sekiz yaşındaydı. Ailesi Aziz’i bakıcıya bırakmış, gece alemlerine akıyorlardı. On dokuz yaşında olan Fidan, Aziz’e sözde bakıcılık yapıyordu. Aziz’in anne ve babası gider gitmez, Fidan sevgilisini eve çağırıyordu. Aziz’in gözü önünde olmadık çirkinlikler yapıyorlar, bazen de bu çirkinliklere Aziz’i ortak ediyorlardı. Aziz istemediğinde de türlü türlü tehditler ve işkenceler uyguluyorlardı. Fidan’ın sevgilisi çoğu zaman Aziz’i yanına çağırarak cinsel organını elletiyordu. Fidan’ın da sevgilisinden eksik kalır yanı yoktu. O da Aziz’i çocuk haliyle istismar ediyordu. Yediği dayakların ve çekilen işkencelerin intikamını alma zamanı gelmişti.


   Fidan’ın evinin etrafında gerekli incelemeleri ve kontrolü yaptıktan sonra güvenli ortam sağlanınca evin arka bahçesine doğru arabasını itekledi Aziz. Yer evinde oturan Fidan’ın evine girmek çok zor olmamıştı. Mutfakta bulaşık yıkarken Aziz’i karşısında gören Fidan, tam bağırmak üzereyken Aziz seri hareketlerle Fidan’ın önce ağzını kapattı. Daha sonra sert bir yumrukla tek harekette bayılttı kadını. Karanlığın da yardımıyla kimseler görmeden arka bahçeden Fidan’ı direk çöp arabasına koydu. Ellerini, ayaklarını ve ağzını bağlandıktan sonra kendi evine doğru ilerledi.

      Eve varınca odunluğun kapısını açıp içeri girdi. Sıla’nın başından tenekeyi çıkarıp;


“Lan gerizekalı, manyak sana arkadaş getirdim. Siz bakışıp durun kendi aranızda benim ufak bir işim var. Bu geceki partide eksikler var onları tamamlayıp geleceğim” dedikten sonra Fidan’ı çöp arabasından çıkararak Sıla’nın karşısına oturttu. Sıla’nın ağzını bantlayıp çöp arabasıyla tekrar dışarı çıktı.

    Barların olduğu caddeye gelince saat bayağı geç olmuştu. Saat gece iki sularında Aziz’in kurcaladığı çöpün karşısındaki bardan, beklediği adam salınarak çıkıyordu. Aziz uzak mesafeden takibine başladı. Uygun zamanını bulunca sarhoş adama yaklaştı ve cebinden çıkardığı mendile eter döktü biraz. Eterli bezi koklatınca sarhoş adam bayılıp yere yığıldı. Aziz bayılan sarhoşu hemen çöp arabasına koyarak yoluna devam etti. Başka bir çöpün yanına yaklaşınca sarhoşu da etkisiz hale getirmek için ağzını, ellerini, ayaklarını bağladı.


     Odunluğa girdiğinde uyuyan Fidan ve Sıla gürültüyle uyandılar.

“Evet, kızlar son eksiğimiz de tamam” diyerek ensesinden tuttuğu gibi dışarı çıkardı sarhoşu. Fidan, sarhoş adamı görünce bir an afalladı. Dikkatli bakınca tanıdı sarhoş adamı. Bu eski sevgili Orhan’ın ta kendisiydi. Neredeyse 20 yıldır görmüyordu onu. Fidan yaşadıklarına anlam vermeye çalışıyordu. “Bu odunlukta ne işi vardı, neden kaçırılmıştı? Orhan neden buradaydı? Kim niye kaçırmıştı onları?” diye düşünürken Aziz elindeki bir kova suyu sarhoş Orhan’ın kafasından aşağı boca etti. Orhan bir kova suyu yiyince kendine geldi. Ayağından sürüyerek Fidan’ın yanına kadar getirdi eski sevgiliyi. Tekrar eve girip geri geldi. Elinde bir bardak su ve bir parça ekmek vardı. Bitkin düşmüş Sıla’nın ağzındaki bandı çıkardı. Önce ekmeği verdi, sonra da suyu içirdiği sırada;

“Bu son yediğin ekmek ve içtiğin su. Tadını çıkar. Bana bak manyak öyle hemen ölmeni istemiyorum. Bu iki sapığa yapacaklarımı izlemeni istiyorum. Geçmişimin bir kısmını benden çalan bu şerefsizlere dersini verme zamanı geldi” dedi içinde yılların öfkesini barındıracak.

Sıla:

“Ben de sıkılmaya başlamıştım. Sıkıcı biri olduğunu düşünüyordum. Lan adi bana ne senin geçmişinden? Önce beni öldür” diye bağırdı.

“Lan psikopat sıranı bekle. Sana da sıra gelecek. Bağırmayacaksan ağzını bantlamayacağım.”

“Ne bağıracağım oğlum bana giren çıkan mı var?”

“Lan ben kendimi psikopat sanıyordum sen benden manyak çıktın.”

Aziz, Sıla’ya kızmamış tam tersi keyfi artmıştı. Odunluğun çatı tarafındaki büyük bir kalasa kalınca bir halatı fırlatıp içinden geçirdi. Sonra da Fidan’ın ellerini halata bağlayarak havada askıda kalmasını sağladı. Aynı işlemi Orhan için de yaptı. İki eski sevgiliyi halatla askıda olacak şekilde bağlandıktan sonra yanan ateşe iki tane şiş koydu. Elindeki bıçakla Fidan’ın ve Orhan’ın üzerindeki elbiseleri keserek çıkardı;

“Bakıcı Fidan ve onun sapık sevgilisi Orhan, benim kim olduğumu bilmiyorsunuz öyle değil mi? Ben sizin sapıklıklarınız ve işkenceleriniz yüzünden psikolojisi bozulmuş, hayatında hiç ilişkiye girememiş Aziz’im. Her ilişkiye girmek istediğimde sizin bana yaptığınız sapıklıklar gözümün önüne geldi ve yapamadım.” Gözlerinden istemsizce yaşlar akıyordu.

“Ulan severek evlendim. Sevdiğim canım karımla bir türlü ilişkiye giremedim. Hayatımı mahvettiniz lan” derken ateş üzerindeki kızgın şişi alarak Orhan’ın mabadından içeri itekledi. Sıla bile bu görüntüyü görünce gözlerini kapattı.

“Nasıl keyif alıyor musun Orhan?” derken Orhan’ın mabadından kanlar akıyordu.

“Sen bakıcı Fidan benimle oynarken çok keyif alıyordun öyle değil mi?” diğer kızgın şişi Fidan’ın göğüs uçlarına bastırıyordu.

“Nasıl bu keyifli mi? O zamanın ateşsiz Aziz’i bak şimdi nasıl ateşli” şişin kızgınlığından göğüs uçları erimişti Fidan’ın.
Sıla, Aziz’in anlattıklarına üzülmüştü, Orhan ve Fidan’ın bu cezayı hakkettiklerini düşünüyordu.
Aziz elindeki bıçakla Orhan’ın vücudunu çiziyordu. Göğsü kanlar içindeydi Orhan’ın. Bıçağı bantlı ağzından içeri soktu ve dilini kesti. Fidan’a dönerek aynı hareketle onun da dilini kesti. Orhan’ın dilini Fidan’ın ağzına, Fidan’ın dilini de Orhan’ın ağzına koyarak bantladı ikisinin de ağzını.

Çivili bir odunu alarak Fidan’ın mabadına itekledi. Çıkarmadan orada bıraktı. Yerdeki balyozu alarak Orhan’a döndü bu sefer, balyozu elinde dairesel olarak çevirdikten sonra hayalarına defalarca vurdu sonra da erkeklik organını keserek ateşe attı. Hırsını alamayarak balyozla Orhan’ın kırılmadık kemiğini bırakmadı. Balyoz darbeleriyle Orhan çoktan ölmüştü.

İnanılmaz şekilde Sıla’da hiçbir acıma belirtisi yoktu. Komedi filmi izler gibi sesini çıkarmadan izliyordu olanları.
Aziz, Fidan’a dönerek bir bacağını duvara bağladı diğer bacağını da bir ipe bağlayarak ipi makaradan geçirip gerdirmeye başladı. Fidan çığlıklar atmaya çalışıyordu ama sesi çıkmıyordu.

***

     Değerli okurlar dikkatli okuyucu olduğunuzu gosterdiniz. Evet doğru bildiniz. Aziz bakicisindan intikam alıyor.

KIRMiZİ ELDİVEN 1 ( RAFLARDA ) (İçimizdeki Seri Katil) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin