Az da olsa öfkesini bastıran Aziz, evine doğru arabasını itekliyordu. On metre yürüdükten sonra daha fazla sakinliği koruyamadı. Öfkesine yenik düştü ve geri dönmeye karar verdi.
Bünyesi bu kadar aşağılanmayı kabul edemezdi. Arkasını döndüğünde Sıla’nın marketten çıktığını gördü. Uzak bir mesafeden takip etmeye başladı. Sıla kafası önünde üzgün ve dalgın bir şekilde ilerliyordu. Aziz’in takibini kolaylaştırmıştı Sıla’nın dalgın olması. Daha önce buralardan birçok kez geçen Aziz, her caddeyi, en tenha yerleri avucunun içi gibi biliyordu.
Sıla depoların olduğu bir sokakta yürürken, yerde kanlar içinde yatan bir adamın acılı inlemesine dayanamayıp yanına gitti. Yardım edebilirim düşüncesiyle yanına gittiği adam, Aziz’in ta kendisiydi. Aziz elini keserek kana buladığı vücuduyla yere yatmış, yaralı bir adamı oynamıştı.
Aziz seri bir hareketle Sıla’nın ağzını ve burnunu kapatarak nefes almasını engelledi. Diğer eliyle de Sıla’yı belinden sıkıca kavrayarak hareket etmesini engelliyordu. Sıla’nın çırpınışları çok kuvvetliydi. Üç dakika bu vaziyette duran Aziz istediğine ulaşmış ve Sıla’yı bayıltmıştı. Etrafını kontrol edip kimsenin olmadığını görünce Sıla’yı çöp arabasına koydu. Biraz ilerledikten sonra bir çöpün yanında durdu. Çöpü kurcaladıktan sonra birkaç pet şişe arabaya attı ve arabanın içine eğildi. Sıla’nın ellerini, ağzını ve ayaklarını bağladı. Üzerine çöpler atarak gizledikten sonra evine doğru yürümeye başladı.Evinin bulunduğu sokağa girince karanlığın da etkisiyle parlayan polis arabasının çakraları gözünü aldı birden.
Buzdan soğuk hisleriyle hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti.
İlerlediğinde bir polis arabasının evinin önünde durduğunu gördü. Soğukkanlılığını koruyarak polislerin yanına doğru yürüdü. Sanki çöp arabasının içinde kimse yokmuş gibi arabayı polisin yanına kadar itekledi.
“Hayırdır konserim, bi durum mu var?” dedi kısık sesiyle.
Komiser;
“Çöpçü Aziz sen misin?” diye sordu.
Aziz:
“Evet, benim konserim sorun nedir?” diyerek sakin bir şekilde cevap verdi.
Komiser:
“Bizimle karakola kadar geleceksin” diyerek polis memurlarının Aziz’i almalarını istedi.
Evden ve odunluktan polis memurları çıktı. Evden çıkan bir memur;
“Konserim evde herhangi bir şey bulamadım” diye bilgi verdi.
Odunluktan çıkan bir polis;
“Komiserim odunlukta herhangi bir şey bulamadım. Balta, satır, odun ve çer çöp var. Ha bir de iğrenç kokuyor içerisi” dedi.
Komiser:
“Aziz’i sorgu için alın arkadaşlar” diyerek tekrar emir verdi.
Aziz:
“Devletin polisine yardımcı olmak vazifemiz. Yalnız komiserim bugünkü topladığım nafakamı içeri koyayım, çalınmasın ekmek parası ne de olsa” diyerek soğukkanlılığını koruyup Sıla’nın içinde bulunduğu çöp arabasını odunluğa koymak istedi.
Komiser:
“Koy bakalım” diyerek izin verdi.
İçinde Sıla’nın bulunduğu çöp arabasını büyük bir soğukkanlılıkla odunluğa götüren Aziz, odunluğun kapısını kilitleyerek polislerle beraber karakola gitti.
Sorgu odasında tek başına otururken, aynalı camın arkasından Başkomiser Rüzgar ve Komiser Mert, Aziz hakkında konuşuyorlardı.
Başkomiser Rüzgar:
“Aziz hakkındaki dosyayı getirdin mi Mert?”
“Getirdim Başkomiserim.”
“Anlat bakalım Aziz kimmiş?!.”
“Başkomiserim çocukluğu feci geçmiş. Ailesinin tuttuğu bakıcı, ona her gün işkence yapmış. Ailesi de sürekli dövdüğü için bakıcının işkencelerini fark edememişler. Alkolik bir anne babası varmış. On yaşında evlerinde çıkan büyük bir yangında anne ve babası ölmüş. Aziz’i bulduklarında yanan evin karşısında duruyormuş. Ayakucunda da iki tane Kırmızı Eldiven varmış. Ailesini kaybedince yetimhanede büyümüş Aziz. Sonra da askerî sınavlara girip yüzbaşılığa kadar çıkabilmiş. Disiplin cezası alınca ihraç etmişler. Sebebini öğrenemedim. Askerlikten atılınca bir evlilik geçirmiş. İki ay gibi kısa bir sürede boşanmış. Beş yıldır çöp topluyor. Tüm mahallede araştırdık hakkında kötü konuşan kimse yok. Kimseye zararı dokunmamış.”
“Tamam koçum. Bi gir sorgula bakalım. Pek tekin bir geçmişi yok.”
Komiser sorgu odasına girdiğinde gayet masum duran Aziz bir bardak su rica etti.
Komiser:
“Sabret bakalım suyun gelir birazdan. CES Emlak Ofisin sahibi Mehmet Yıldızlı’yı tanıyor musun?”
“Yok, komiserim ilk defa sizden duyuyorum.”
“Yalan söyleme? Üç gün önce evlerinin önünde seninle konuşurken çekilmiş videosu var” diyerek tabletten videoyu gösterdi.
Aziz:
“Komiserim ben çöp topluyorum biliyorsunuz. Zengin mahallelerde daha değerli çöpler çıkıyor. O gün çöplerini kurcalıyordum. Bakın çöpün başındayım” eliyle videodaki çöp konteynerini gösterdi.
“Ben çöpü kurcalarken bana bağırıp çağırdı. Kovdu beni. Ben de tamam diyerek gittim.”
“Hemen. Gitmemişsin ama kapıdaki kağıdı da almışsın.”
“He o kağıt mı? Üzerinize afiyet biraz griptim burnum akınca kağıdı aldım sildim. Evet, bu konuda hatalıyım. Özür dilerim.”
“Aziz gözüm üzerinde. Bir yamuğunu görürsem atarım içeri affetmem.”
“Yok komiserim. Ben ekmeğini çöpten çıkaran bir çöpçüyüm kime ne zararım olur?!.”
“Gidebilirsin.”.
Karakoldan çıkan Aziz eve geldiğinde epeyce acıkmıştı. Market alışverişleri çöp arabasındaydı. Odunluğa girdi, çöp arabasından erzakları çıkarırken korkan bir çift göz ona bakıyordu.Sıla’yı da arabadan çıkarıp bir köşeye fırlattı.
“Açıkmış olmalısın birer sandviç yapıp geliyorum kirlenmemiş bayan” dedi****
* Yorumlarınızı çok önemli . Desteklerinizi bekliyorum. Aziz hakkında bilmediğiniz daha bir çok şey ogreneceksiniz çöpçü Aziz bir efsane olacak ve sizde ilk okuyanlar arasındaki şanslı insanlardan olacaksınız inşaallah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMiZİ ELDİVEN 1 ( RAFLARDA ) (İçimizdeki Seri Katil)
Korku+18 şiddet içerir Çöpçü Aziz'in sadist ve psikopat bir katil olmasının temel sebebi babasından gördüğü şiddet ve bakıcısının uyguladığı cinsel istismarlardı. Annesinin ilgisizliğinden babasının uyguladığı şiddetten ve bakıcısının cinsel istismar...