Bölüm -12-

5.8K 639 372
                                    

Aziz tostu bitirince Sıla:

“Tostunu yedin, şimdi sorularıma cevap ver bakalım. Ama dur sana güven olmaz, önce bağlayalım seni.”

“Kalbimi kırıyorsun ama ben güvenilmez birimiyim?”

“Tabi canım, şu tipe, sakallara bak ya kim sana güvensin?” dedi ve eliyle yukarı ayağa kalk işareti yaptı. İşaret parmağıyla dairesel işaret yaparak;

“Arkanı dön şimdi geri geri bana doğru gel. Sakın ani bir hareket yapma, seni mabadından vururum bir daha mindersiz oturamazsın” dedi keyifli bir şekilde ciddiyetini koruyarak.

Aziz uysal bir kedi gibi her söyleneni yapıyordu. Sıla, Aziz’in ellerini bağlarken;

“Benim bağladığım elleri çözen olmamıştı. Sen nasıl becerdin?” dedi Aziz.

Sıla:
“Senin karşına şimdiye kadar benim gibi biri çıkmadı tabi böyle şaşırırsın işte avanak Çöpçü” diye cevap verdi.

“Haklısın gerçekten de çıkmadı. Ulan manyak senin yüzünden başıma neler geldi.”

“Çok konuşma pis Çöpçü. Çök şuraya” derken eklem yerlerine vurarak Aziz’i diz üstü çökertti.

“Sen gelmeden çayı hazırlamıştım. Bi çay doldurup geliyorum. Bir de cigara yaktım mı sorgu başlar. Tabi sonra da Sıla usulü işkence nihahaha...”

Sıla mutfağa gidip raftan bir bardak çıkardı. Önce çakmakla sigarasını yaktı sonra dem doldurduğu bardağa sıcak suyu ilave etti. Bir şeker atıp karıştırmaya başladı. İçinden;

“Sıla nelerle uğraşıyorsun?!. Sık kafasına gitsin. Bütün erkekler aynı. Hepsinin köküne kibrit suyu dökecek ve yakacaksın. Sonra da karşısına geçip seyredeceksin. Ben niye bu Çöpçüyle işi uzatıyorum? Menderes Bey beni arıyor. Şu Aziz’i sorgulandıktan sonra kafasına sıkar giderim. Durumu Menderes Bey’e açıklarım sonra. Ama yok ben bu Çöpçünün kafasına sıkamam. Yazık o da benim gibi neler çekmiş. Çok acılar çekerek bu günlere gelmiş. Hem eğer bir Yıldızsa onu öldürdüğüm için Maskeli bana kızabilir. Acaba Maskeli’den korktuğum için mi öldürmeyeceğim?!. Yoksa... Hayır, hayır... Benim hayatımda duygulara yer yok. Aklını başına al Sıla...”

Sıla çayını karıştırırken daldığı derin düşüncelerden, Aziz’in ona arkadan sıkıca sarılmasıyla uyandı. Aziz’in sıcak nefesi Sıla’nın boynunda geziniyordu. Sıla korkup ürpereceğine, içi gıdıklanıyordu.

“Tekrar ellime düştün, manyak psikopat. Neymiş ipleri çözmekte bir tek sen usta değilmişsin?!.” dedi Sıla’yı sıkı sıkı kollarıyla sararken.
Sıla, Aziz’in kollarından kurtulmak için nazlı nazlı çırpınıyordu. Aziz ise ürkek bir kuşu avucunda tutar gibi, incitmeden tutmaya çalışıyordu. Garip bir şekilde kendini Aziz’in kollarında güvende hissetmişti Sıla. Halbuki Aziz’in ne kadar cani ve iğrenç olduğunu gözleriyle görmüştü. Yine de Aziz’in ona zarar vereceğini düşünmüyordu. Ne olursa olsun kurtulmak için ayakkabısıyla Aziz’in ayağına bastı. Ayağının acısıyla bir an ellerini serbest bıraktı Aziz. Sıla önünü döndüğü anda Aziz tekrar kollarını sardı. Biraz önce Sıla’yı arkadan saran kolları şimdi önden sarıyordu. Sıla’nın ufak çırpınışları fayda vermiyordu. Gidecek yeri yoktu kalçaları mutfak taşına dayanmıştı. Bulundukları garip durumun içinde ikisi de heyecanlıydılar. Aziz’in anlından terler akıyordu. Konuşmuyorlardı sadece Sıla cılız çırpınışlar yapıyor Aziz de kaçmasın diye tutuyordu. Bulundukları durum katil kurban ilişkisi değil de karı koca cilveleşmesi gibiydi.Bütün mesafeler aradan kalkmıştı. Burun buruna, göz gözeydiler. İkisi de daha fazla dayanamadı ve çılgınlar gibi öpüşmeye başladılar.


                             ***


“İlk defa birini öpüp ilişkiye girdin öyle değil mi?” dedi Sıla yatakta ellerini birleştirip, başının altına koymuş, yani üzerine uzanmış Aziz’i seyrederken. Aziz ise sırt üstü uzanmış ellerini kafasının altına koymuş tavanı seyrediyordu. Bir müddet sustuktan sonra cevap verdi;

“Evet, ilk defa... Ne oldu keyif almadın mı?”

“Yoo... Güzeldi. Sana bir sır vereyim mi tecavüzü saymazsak benim de ilkti.”

“Gerçekten mi hiç acemi gibi değildin ama…”

“Her şeyi bil ama yapma derdi bir arkadaşım.”

Aziz kafasını Sıla’ya dönerek;
“Yıldız mısın?” diye sordu.

Sıla kızgın bir şekilde Aziz’e bakarak;
“Bütün romantizmin içine ettin. Yontulmamış odun, öküz hem de Çöpçü öküz” diyerek çarşafı beline sararak ayağa kalktı. Çarşafın altından iç çamaşırını giyip, üzerini değiştirirken; “Evet senin gibi ben de Yıldızım” dedi sertçe.

Ruhunda öküzlük olan, hatta öküz çiftliği bulunduran Aziz yataktan doğrularak Sıla’nın kolundan tutup yatağa doğru çekti. Boş bulunan Sıla direk kendini Aziz’in kollarında buldu. İyice kendine çeken Aziz, Sıla’yı öptükten sonra;

“Kızma bana, Menderes Bey seni istiyor. Sana zarar verip vermeyeceğini bilmem lazım.”

“Kim Maskeli mi? En kıymetlisine zarar veremez o. Senin gibi bana da iş verecektir. Bana ulaşamayınca, benden sonra kıymetlisi sensin demek ki. Beni bulmak için seni görevlendirmiştir.”

“Kıymetli misin bilmiyorum ama seni götürmeden göreve başlayamam.”

“Ben kendim giderim, sana gerek yok.”

“Olmaz benim götürmem gerek. Ha bu arada Maskeli’ye, aramızdaki tatsız olaylardan bahsetmek yok tamam mı?”

“Ne tatsızı oğlum, hayatımın en keyifli günlerini yaşadım. Fareli sosisi saymazsak. Harbi lan nasıl yedirdin o fareleri bana? Bir de solucanlar canlı canlı…”

“Yerken keyif alıyor gibiydin ama şimdi böyle mi oldu?”

Sıla:
“Düşmana karşı güçlü görün” dediğinde Aziz cümlenin kalanını tamamladı;

“Fırsatını yakaladığında Kırmızı Eldiven’e bürün.”

Sıla:
“Maskelinin eğitiminden geçtiğin nasıl da belli. Kaç numaralı yıldızsın?” diye sorunca;

“Beyaz Eldiven getireni yakan Yıldızım. Peki, sen kaç numarasın?” dedi Aziz.

Sıla elleriyle yedi rakamını göstererek; “Yedi Kırmızı Eldiven getirenim” dedi.

Aziz ağzını kıvırarak dalga geçer gibi;

“Olsun büyüyünce daha çok eldiven getirirsin çömez” dedi.
Sıla kızarak;

“Ben bir kızım ve markette çalıyorum daha doğrusu senin gibi kamufle oluyorum ve gelen müşterilerden başka kötü ruh bulamıyorum. Vaktim de pek olmuyor.”

“İstersen sana taktik verebilirim.”

“Hahayt… Sen kendin öğren bir şeyler. O ne oğlum kafaya teneke koyup su damlatmalar? Çocuk musun sen?”

“Gözlerin beni etkilemişti. Daha doğrusu ilk defa birinden etkilendim. Hemen ölmeni istemedim.”

“Aziz şu bakıcıyla sevgilisine yaptığın şovu çok beğendim. Bir şov da ben yapacağım seni de davet edip teşekkür etmek isterim.”

“Böyle güzel gözleri iğrenç bir midesi olan, bir seri katilin davetini geri çevirecek kadar salak mıyım? Peki, kurbanları tanıyor muyuz?”

“Evet, ben tanıyorum eski sevgilim ve kaltak sevgilisi beni aldatırken yakaladım. Adi bi de benim yatağımda ilişkiye giriyordu.”

“Sence neden aldattı seni?”

“Neden olacak ona istediklerini vermedim diye. Adi herif sevgiyi, aşkı öpüşmek ve sevişmek sanıyor. Ben tecavüz olayından sonra birkaç kez denedim ilişkiye girmeyi ama her seferinde üvey babam gözümün önüne geliyordu. O diyerek hepsini öldürdüm.”

Aziz’in horlamasıyla konuşması kesilen Sıla, Aziz’in uyuduğunu görünce sinirlendi.

“Ben biliyorum sana yapacağımı” diyerek sinsice güldü.
Aziz esneyerek uyanmaya çalışıyordu. Sol kolunu Sıla’nın olduğu tarafa attı. Yatak boştu, hemen gözlerini açtı. Sıla’nın kokusu vardı ama kendisi yoktu. Önce banyoya baktı yok, lavaboya baktı yok, son olarak mutfağa gitti, mükemmel bir kahvaltı hazırlanmıştı. Lavaboya giderek yüzüne su çarptı. O da ne?!. Her yüzünü yıkamak için su çarptığında, sakalları yüzünden, yüzünün sadece 3’te 1’i ıslanırken, bu sefer tamamı ıslanmıştı. Hemen kafasının kaldırıp aynaya baktı.

“Hayırrrrr…” diye bağırdı

KIRMiZİ ELDİVEN 1 ( RAFLARDA ) (İçimizdeki Seri Katil) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin