Kamyonetin radyosunu açtığında (medya) Arabesk şarkı çalıyordu. Sigara kelimesi geçince gözlerinin önüne Sıla’yla burun buruna geldikleri an geldi. Bir an yüzünde yıllardır belki de hiç oluşmayan tebessüm belirdi. İçinde hiç bilmediği duygular vardı. Bu duyguların acemisiydi. Kalbi çok hızlı atıyordu. Elleri terliyor, şapşal bir gülümseme dikiz aynasında ona bakıyordu.
“Lan manyak psikopat, aynı kaderi yaşamışız. Sende bir gizem var ama çözemedim” dedi kendi kendine.
Değişik duygular içinde geçirdiği yolculukla verilen adrese gelmişti. Ormanın içinde ilerledikten sonra büyük bir çiftliğin kapısında durdu.Çiftlik büyük bir koruma ordusuyla korunuyordu. Aziz elindeki siyah zarfı gösterince üzerini arayarak içeri aldılar. Havuzun yanına gelince beklemesini söylediler. Menderes Bey villadan çıkarak havuz başına geldi.
“Aziz hoş geldin. Gel bakalım şöyle havuz başında oturalım.”
“Hoş buldum efendim. Nasılsınız?”
“Sizin gibi evlatlarımı gördükçe daha mutlu oluyorum” diyerek kahkaha attı; “Eee... Ne içersin?”
“Çay alabilirim.” Bu tarz kibar ve buyruk altında konuşmayı hiç sevmese de Menderes Bey’e karşı aksi bir tavır sergileyemezdi.
“Ulan Aziz ne çöpten vazgeçtin, ne de çaydan…”
“Kirlenmiş ruhları, çöp arabamla temizliyorum. Yorulmuş bedenimi de kafa çayıyla canlandırıyorum” dedi kibarca;
“Nasıl rahat ediyorsan öyle yaşa. Sen en değerli yıldızımsın.”
“Teveccühünüz efendim.”
“Şimdi seni neden buraya çağırdığımı merak ediyorsundur?!.”
“Dinliyorum efendim.”
***
Saatin gece yarısı olmasına aldırmadan, arabasına bindiği gibi Aziz’in evine doğru gitmeye başladı Komiser Mert;
“Elimden kaçamayacaksın. Ne yapıp edip seni konuşturacağım Çöpçü. Bütün ipuçları seni gösteriyor” diye kendi kendine konuşuyordu. İçinde suçluyu yakalamış gibi bir sevinç hissetti.
Aziz’in evinin önüne geldiğinde, ışıklar kapalıydı. Kapının ziline bastı, kapıyı açan yoktu. Zilin çalmasıyla Sıla daldığı uykudan uyandı. Mert ıslarla zile basıyor, kapıyı yumrukluyordu.
“Çöpçü aç kapıyı, ben Komiser Mert. Kapıyı kırmak zorunda bırakma beni.”
Sıla polisin geldiğini duyunca çok sevindi. Birbirine bağlı ayaklarını koltuğa vurarak ses çıkarmaya çalışıyordu. Aynı zamanda bağlı olan ağzıyla yardım istiyordu ama sesi cılız ve inilti şeklinde çıkıyordu.
Mert kapı açılmayınca odunluğa yöneldi. Elindeki feneri kapıya tuttu. Kapı kilitli değildi. Kapı kolunu sessizce aşağıya indirdi ve kapıyı açtı. Belinden çıkardığı silah ve feneri tutarak odunluğu inceliyordu. Karanlıkta yavaş hareketlerle ilerlerken birden telefonu çaldı. Sessizliğin ve karanlığın içinde telefondan gelen ses bir an Mert’i korkutmuştu.
“Allah kahretsin açık unutmuşum telefonu. Rüzgar Başkomiser arıyor.”
Odunluktan çıkarak evin camının önünde durdu. Hemen telefonu açtı.
“Efendim Başkomiserim.”
“Mert uyku tutmadı. Uyuyamadım şu kayıp olayları uykumu kaçırıyor. Var mı bir gelişme?”
“Mert heyecanlanarak, var komiserim şu Çöpçü var ya...”
“Eee... Ne olmuş o Çöpçüye?”
“Sıla Dağlı vakasını araştırırken yine o çıktı karşıma.” Mert’in konuşmalarını duyan Sıla polislerin kendisini aradığını ve bulmalarına ramak kaldığını düşündü. İçinden;
“Hadi be Komiser Mert, kır şu kapıyı gir içeri ben içerideyim. Ne bekliyorsun gerizekalı?”
Başkomiser Rüzgar:
“Nasıl yani, ne alakası varmış Çöpçünün?”
“Sıla Dağlı son görüldüğü yarım saatte Çöpçüyle tartışmış. Market kameralarından gördüm. Şu an Çöpçünün evinin önündeyim kapıyı açmıyor. Zorla içeri gireceğim.”
“Saçmalama Mert arama izni yok elinde, bu şekilde kanunsuz içeri giremezsin. Ayrıca bu kanıt ve delil sayılmaz.”
“Ama Başkomiserim merkeze alırsak konuştururum, suçunu itiraf ettiririm ben ona.”
“Zorla eve giremezsin. Yarın arama izni çıkaralım. Çöpçüyü de gözaltına alırız.”
“Ya kaçarsa komiserim?”
“Evine dön büyük ihtimal evde yok. Ben evin önüne iki memur göndereceğim. Gözetim altında tutsunlar. Çöpçüyü de gördükleri anda tutuklarlar.”
“Tamam Başkomiserim ben memurlar gelene kadar bekliyorum.”
“Tamam Mert.”
***“Aziz şu dosyayı al bakalım bi incele.”
Dosyayı alan Aziz kapağını açtığında ilk kurbanının fotoğrafını gördü. Dosyayı hızlıca gözden geçirdikten sonra kapağı kapattı.
Menderes Bey:
“Temiz iş çıkar bayağı zorlu bi sipariş bu seferkiler, hem de toplu…”
“Ufak tefek işlerden sıkılmıştım ben de efendim. Bayadır böyle güzel haber almamıştım.”
“Ulan psikopat listeyi gördün nasıl da sevindin. Ama acele etme bu işten önce yapmanı istediğim bir şey daha var. Al bakalım şu dosyayı” diyerek elindeki dosyayı Aziz’e uzattı. Aziz dosyayı açtığında gördüğü fotoğraf karşısında şok oldu.
Menderes Bey:
“Aziz bu kız benim için çok önemli, günlerdir ulaşamıyorum. Ne yapıp edip bu kızı bul bana getir.”
Aziz şaşkındı ama bunu belli etmiyordu. Dosyadaki fotoğrafın altında yazılı isim Sıla Dağlı’ydı. Menderes Bey’in aradığı kız günlerdir Aziz’in elindeydi.
Aziz:
“Efendim bu kız niye bu kadar önemli ki? İsterseniz bulur bulmaz öldüreyim.”
“Sakın kılına bile zarar gelmeyecek bu kızın. Gerçi kolay kolay zarar veremezsin de... Ayrıca emri sorgulama, itaat et. Hakkında her türlü bilgi var dosyada.”
“Peki, efendim nasıl isterseniz” dedi Aziz endişeli bir şekilde.
“Gidebilirsin Aziz. Bu kız hakkında beni fazla bekletme.”
“Tabi ki en kısa sürede karşınıza getireceğim. Saygılar...”
Aziz kamyonete bindiğinde elinde iki dosya, aklında onlarca soruyla kala kaldı. Kontağı çevirdi, arabayı çalıştırdı. Kendi kendine;
“Ulan kız elimde, kılına bile zarar gelmesin dedi adam. Ben bırak kılı, resmen işkence ettim. Hem öyle bir kızın bu adamla ne işi olur, Sıla neden bu kadar önemli bu adam için? Hadi kızı götürdüm ya Menderes Bey’e her şeyi anlatırsa? Tek çözüm yolu var. Sıla’yı öldüreceğim ve cesedini götürüp öldürmüşler derim.”
Kendi kendine konuşurken eve varmıştı. Tam anahtarı kilide sokup kapıyı açtığı sırada polis memurları Aziz’i derdest edip yaka paça tutukladılar. Memurlardan biri Aziz’i ekip otosuna götürüp arabanın kafesli bölümüne kilitledikten sonra Aziz’in elindeki dosyaları torpidoya koyarak diğer memurun yanına gitti.*Arkadaslar bu ara biraz yorgunum bu sebeble bölüm gecikti ve biraz kısa oldu. İlk fırsatta telafi edeceğim.
Yorum ve desteklerinizi bekliyorum.
Özellikle etiket yapmayı unutmayın.
Aziz sevsin..... puhahaha
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMiZİ ELDİVEN 1 ( RAFLARDA ) (İçimizdeki Seri Katil)
Horror+18 şiddet içerir Çöpçü Aziz'in sadist ve psikopat bir katil olmasının temel sebebi babasından gördüğü şiddet ve bakıcısının uyguladığı cinsel istismarlardı. Annesinin ilgisizliğinden babasının uyguladığı şiddetten ve bakıcısının cinsel istismar...