Bölüm -4-

8.5K 910 799
                                    


   Bol korkulu mide bulantili okumalar. Korkanlar gece okumayın ruyaniza girebilir.

     Her seferinde heyecanla girerdi içeri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     Her seferinde heyecanla girerdi içeri.

    Taş basamaklardan karanlığı yararcasına ilerliyordu. Labirent gibi odalardan geçtikten sonra en büyük dehlize gelmişti. Dairesel bir yapıya sahip olan bu dehlizin tavanı on metre kadar yüksekti. Tam ortada, yerde bir yıldız resmi çiziliydi. Bu yıldızın büyüklüğü beş metre kareydi. Yıldızın her köşesinde birer tane varil bulunmaktaydı. Bu varillerin içinden ateş yükseliyordu. Aziz kendisine ayrılan varilin başına geçti. Yıldızın ortasında siyah pelerin giymiş maskeli ve asalı biri duruyordu. Bir varilin sahibi yoktu onu bekliyorlardı. Kısa bir süre sonra yıldız tamamlanmış, son varilin sahibi de gelmişti.


Yıldızın ortasında duran kişi kısık sesiyle;

“Arınmak ve ruhumuzu özgür kılmak için altı aylık olağan ayinimizi başlatıyorum” dedi ve asasıyla yıldızın ilk başındaki maskeli kişiyi işaret etti. Elindeki poşetten Kırmızı Eldivenleri sayarak çıkarıyor ve ateşe atıyordu. İlk maskeli adam 7 Kırmızı Eldiven attı ateşe. Sonra elini bıçakla çizerek ateşin içine kanından birkaç damla damlattı. Elini, yıldızın ortasında duran pelerinli adamım uzattığı kadehe doğru götürdü ve yarısı su dolu olan kadehe kanından yedi damla kan akıttı.


Sıra ikinci maskeli adama geldi asa onu gösteriyordu çünkü. O da torbasından 10 Kırmızı Eldiven çıkardı sırayla ateşe attı. Ve önce varile sonra kadehe on damla kan damlattı. Aynı işlemi üçüncü sıradaki maskeli adam da yaptı. O da 5 Kırmızı Eldiven attı ateşe. Varile ve kadehe beşer damla kan damlattı. Sıra Aziz’e geldi. Aziz elindeki poşetten 7 Kırmızı Eldiven çıkardı. Sırayla ateşe attı eldivenleri. Varile ve kadehe yedişer damla kan damlattı. Ve sıra beşinci kişiye geldi. Asa onu gösterdiğinde biraz ürkerek eli poşete gitti. Bir Kırmızı Eldiven çıkardı sonra bir tane daha, bir tane daha, her eldiveni çıkardığında isteksizce çıkardığı her halinden belli oluyordu. Dördüncü kez elini poşetine soktuğunda, yavaşça çıkardı elini ve o da ne? Çıkan son eldiven kırmızı değil. Evet, son eldiven beyazdı. Neden korkarak eldivenleri çıkardığı şimdi belli oldu. Beyaz Eldiven’i gören Aziz ve diğer üç kişi pelerinli adamın elindeki asanın ucunu yere üç defa sertçe vurmasıyla adamı hemen derdest edip yere yatırdılar. Ellerini ve bacaklarını yıldız şeklinde açarak bağladılar.

Pelerinli adam;

“Anlat neden beyaz eldiven?”

“Efendim, kansızın birinin ruhunu arındırıp, esir kaldığı iğrenç bedenden ayırıp özgür bırakacaktım. O esnada arka tarafımdan bir gürültü geldi. Elimdeki bıçağı sesin geldiği yöne doğru fırlattım hemen. Sonra da sesin geldiği yöne gittim. Bıçak, masum bir çocuğun tam göğsüne saplanmış. Beyaz Eldiven de o çocuk için” dedi kısık sesiyle.

Çocuk kelimesini duyunca Aziz çılgına döndü. Pelerinli adama dönerek;
“Efendim biliyorsunuz çocuklara karşı hassasiyetim var ne olur müsaade edin cezasını ben keseyim.”

Pelerinli adam asasının ucunu onaylar manada üç kere yere vurdu. Onay alan Aziz, hemen adamın maskesini çıkardı ve öfkeyle yüzünü yumruklamaya başladı. Adamın yüzü tanınmayacak duruma gelmişti. Adamı elleriyle havaya kaldırdı ve ateş dolu varilin içini attı. Adam canlı canlı yanarken kaçmak istiyor ama Aziz her seferinde varilin içine itekliyordu. Adam kendinden geçmiş iyice yanıyordu. Herkes kendi varilinin başına geçti. Dayanılmaz bir koku kaplamıştı mağarayı. Pelerinli adam elindeki kanlı kadehten bir yudum aldı ve kadehi sırayla maskelilere uzattı. Hepsi kadehten birer yudum alarak ayini sonlandırdılar. Önce pelerinli adam çıktı dehlizden. Birbirlerinin yüzünü görmemek için yarım saat arayla çıktılar mağaradan. En son Aziz üzerini değiştirerek mağaradan çıktı.


   Eve geldiğinde bayağı yorulmuş bitkin bir haldeydi. Televizyon karşında biraz kestirdikten sonra kendine geldi. Uyandığında haber kanalı açıktı. Televizyonda, şehirde gizemli bir şekilde kaybolan kişilerden bahsediliyordu. Fotoğrafları gösterilen kişilerin çoğu Aziz’in öldürdüğü kişilerdi. Polisin kapsamlı bir araştırma yaptığını, seri katili bulmak için yoğun mesai harcadığını söylüyordu spiker. Haberi hiç umursamayan Aziz buzdolabına yöneldi. Dolap kapağını açtığında içinde yiyecek bir şeyin kalmadığını gördü. Markete gitmeye karar verdi. Üzerinde yırtık ve eski elbiseleri vardı.


  Markete girdiğinde market çalışanları bir şeyler çalmasın diye sürekli gözleriyle Aziz’i taciz ediyordu.


                    ***


      Bütün günü stres içinde geçiren Sıla sevgilisiyle tartışmış, ayrılma kararı almıştı. Daha doğrusu sevgilisi Sıla’yı aldatınca o da ayrılma kararı almıştı.

   Bu üzüntüyle markette çalışmaya devam eden Sıla bütün çalışanları gereksiz bir şekilde azarlıyordu. Market müdiresi olduğu için kimse bir şey diyemiyordu. Reyonları arasında gezinen Sıla üstü başı yırtık, kötü kokan bir adamın domatesleri ellediğini ve sıktığını görünce kendine hakim olamadı;

“Ya böyle adamları niye alıyorsunuz içeri? Görmüyor musunuz reyondaki eşyaları kirletiyor. Hem burası klas bir market böyle insanları içeri alarak müşterilerin rahatsız olmasına sebep oluyorsunuz. Ne istiyorsa verin ve çıkarın şu adamı.”

Hiçbir tepki vermeyen Aziz ihtiyaçlarını alarak marketten çıktı. Öfke nöbetleri geçirmek üzereydi ama bunu dışarıya hiç yansıtmazdı. Müdirenin söyledikleri o kadar zoruna gidiyordu ki o an bıçağını çıkarıp dilini kesmemek için zor tuttu kendini.

“Demek eşyaları kirletiyorum?!. Ben sana kirlenmeyi ve kirletmeyi öğreteceğim” diyerek yürümeye başladı.

*Yorumlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum.
    

KIRMiZİ ELDİVEN 1 ( RAFLARDA ) (İçimizdeki Seri Katil) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin