Bölüm -1-

29.8K 1.5K 3K
                                    

KIRMIZI ELDİVEN

Not; kitap tamamen orijinal kurgudur. Eğer psikolojinizin zayıf olduğunu ve etkileneceğinizi düşüyorsunuz sakın okumayın. Bağımlılık yapabilir.
Düzenlenmiş hali.. Medyayı izlemenizi öneririm.

Kan, parmak aralarından ateşin üzerine doğru damla damla akmaktaydı. Aziz yaşadığı hazzın doruklarındaydı. Henüz son darbeyi vurmamıştı. Bunun için acelesi de yoktu. Elleri üşüdüğü için satırı tutamıyordu. Önce kanlar içindeki ellerini ısıtmalıydı. Aziz'in ateşe düşkünlüğü ve sempatisi vardı.

Kurbanını da ateşin yanına getirmişti. Tüm bedeni titreyen kadın sadece inleyebiliyor, çaresizce bulunduğu durumdan nasıl kurtulacağını düşüyordu. Yaptıklarına pişman olduğu, gözlerinden okunabiliyordu. Son pişmanlık fayda etmez derler ya işte bu sözün kullanılabileceği en doğru yerdi şu an. Aziz kadının ellerini ve ayaklarını domuz bağıyla arkadan bağlanmış, ağzını koli bandıyla bantlamış fakat gözlerini bilerek açık bırakmıştı.

Vicdanını kaybetmiş kadın, katilinin gözlerine merhamet dileyen gözlerle bakıyordu. Kollarında ve bacaklarında kırıklar vardı. Burnuna aldığı sert yumruk sebebiyle burnu sürekli kanıyordu. Çeşitli yerlerinde de kesikler ve morluklar vardı.

Aziz kurbanının kollarını ve bacaklarını özellikle kırmıştı ama kurbanını hemen öldürmeyecekti. Kadının bu kırıkların verdiği acıyı tatmasını istiyordu. Amacı kurbanının özürlü çocuğuna çektirdiği acıları iliklerine kadar hissedip pişmanlığın Nirvana'sına ulaşmasını sağlamaktı.

Satırı kadının boynuna sürterken, kulağına doğru eğildi ve kısık bir sesle;

"Sen kötü bir annesin. Çocuğunun kolunu bacağını kıramayacaksın. Ona yaptığın işkencelerin hesabını ödeyeceksin. Artık senden korkmasına gerek yok. Kötü anne. Kötü anneeee..." diye hem bağırıyordu hem de satırla kafasına vuruyordu. Defalarca vurdu, vurdu, vurdu...

Her vurduğunda;
"Kötü annesin kötü..." diye bağırıyordu.

Kurbanı çoktan ölmüştü ama Aziz vurmaya devam ediyordu. Kadının sıçrayan kanları Aziz'in her yerine bulaşmıştı.

Vurmaktan yorulunca durup bir sigara yakarak yorgunluk çıkardı Aziz...

Odunluktan dışarı çıktı ve temiz havanın ciğerlerine dolmasına müsaade etti...

Sonra çöplerle dolu evine girdi, yerde ayağına takılan eşyaları tekmeleyerek mutfağa doğru ilerledi. Dolabın kapısını açarak bir parça sucuk çıkarıp ekmeğin arasına çiğ olarak koydu. Ellerindeki kanın ekmeğe bulaşması, Aziz'i hiç rahatsız etmiyordu. Aldığı eğitimlerde daha iğrençlerine de maruz kalmıştı. Sol eline aldığı ekmeği arada ısıra ısıra yerken odunluğa geri döndü Aziz. Kurbanının yanına yaklaştı.

Aziz gözlerini kapattığında kurbanının sabah, özürlü çocuğunu altına pislettiği için dövdüğünü ve azarladığını anımsadı. Çocuğun ellerine ve kollarına elindeki sopayla vuruyor ve tehditler savuruyordu. Down Sendromu olduğu bariz belli olan çocuk istemeden eşyalara zarar verip kırıyordu. Camdan olup biteni seyreden Aziz planını yapmıştı. Bu hasta çocuğa zarar veren vicdansız anne, Aziz'in gözünde yaşamayı hak etmiyordu. Ve şimdi o çocuğu döven kadın kanlar içinde tanınmaz bir haldeydi. Keyifle ekmeğinden bir ısırık daha koparan Aziz:

"Artık o çocuğu dövemeyeceksin, senden kurtuldu. Kötü anne..." diyerek kahkahalar eşliğinde kadının sol ayağından sürüyerek odunluktan yeraltına doğru açılan gizli bir bölmeye geçti. Kadına diğer cesetlere yaptığı gibi gizli bölmede bir çukur kazmıştı. Bacağından tuttuğu gibi çukura attı. Ekmeğinin son lokmasını da ağzına attıktan sonra eline küreği aldı ve üzerini toprakla örtmeye başladı. İşini bitirince odunluğu toparlayarak gizli bölmeden çıkıp evine girdi.

KIRMiZİ ELDİVEN 1 ( RAFLARDA ) (İçimizdeki Seri Katil) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin