Bölüm 13 : UÇAK TA

9.6K 513 20
                                    

      Zeynep'i otele getiren araba, dışarıda onları bekliyordu, özel uçaklarına binmek için hava alanına doğru yola çıktılar. Zeynep, Kıbrıs'a gelmeyi kabul ettiğine göre, diğer ayrıntıları konuşmaya hiç gerek yoktu, önemli olan Zeyneb'in şu an onunla uçak da olmasıydı, geriye sadece Mert olduğunu Hakan olmadığını açıklamak kalıyordu.

Uçak küçük ama konforluydu, rahatlık için bütün ayrıntılar düşünülmüştü.Koltuklar dehşet şekilde rahattı, uçağa bindikten birkaç dakika sonra kabin görevlisi bir şey içip içmeyeceklerini sorduğunda, Mert en iyi şarabınız'dan 2 kadeh istiyorum, demişti.Mert ikili koltuklara oturmalarını istemişti, Zeyneb'i pencere kenarına oturtup arada ki kol koyulan yeri kaldırıp ellerinden tutmuştu.

''Rahat mısın sen?'' diye sordu.

''En son ne zaman kendimi bu kadar rahat hissettiğimi hatırlamıyorum ''.

'' Seni daha da rahat ettirmemi ister misin?''

''Hayır işte bu imkansız, daha rahat olamam ki '' dedi Zeynep.

Ama Mert onu yan çevirip bacaklarının altından tutup kucağına doğru aldı ayaklarını. Uzun topuklu ayakkabılarını ayağından çıkartıp hünerli elleriyle ayaklarını ovmaya başladı.Zeynep böyle bir anı böyle bir rahatlamayı hayal bile edemezdi.O anda gözlerini kapatıp anın tadını çıkartırken, Mert '' Sanırım sende aynı şekilde bana karşılık vermek istersin değil mi?''

''Kesinlikle'' derken Zeynep aldığı zevkten mest olmuş bir haldeydi.Dayanamadı ve sordu . ''Evlenirsek bana bunu her gece yapacak mısın?''

''Sadece bu değil , ne istersen hepsi olacak''

'' Keşke bunları beni buraya getirmek için onca dil dökmeden önce söyleseydin" dedi en sevimli gülümsemesiyle.

''Sana çok samimi ve ciddi bir şey sormak istiyorum , Ciddi bir soru bu.''

''Bana istediğin her şeyi sorabilirsin, biliyorsun. ''

''İlk görüşte, ilk dokunuşta aşka inanıyor musun?''

''İlk dokunuşta mı?" derken hiç beklemediği bir soruydu bu.
Mert'in bakışları yumuşamaya başladı. Bak sen de benim gibi avuçlarını kaşıyorsun farkında mısın?

''Ben...Ne dediğini anlamadım.''

''O ilk karşılaşmamızda aramızdaki o elektriklenme unuttun mu onu , sonra ikimizde avuçlarımızı kaşıyorduk. bu akşam seni gördüğüm o anda aynı hisleri hissettim belki de birbirimizden habersiz aynı şeyleri yaptığımızı fark ettim . ''

Birçok bayan arkadaşı sevgilisi olmuştu ama hiçbir kadınla aralarında olmayan yaşamadığı bir histi bu. Zeyneb'in ruh ikizi olduğunun kanıtıydı belki de.

''İlk karşılaştığımız günü düşündün mü hiç''

''Evet hem de pek çok kez, çoğu zaman acaba hayalimde uydurduğum bir şey mi bu diye de düşündüğüm zamanlar oldu.''

''Bunu sana düşündüren benim , sana karşı olan sonraki davranışlarım ''

''Anlıyorum seni, sonuçta ben senin çalışanlarından biriyim ve o şartlar altında aşka türlüi davranman uygun olmazdı ikimiz için de.'' dedi Zeynep.

''Biraz soğuk bir anlatım ama, sen de bende o karşılaşmadan sonra ikimizde işin nereye varabileceğinin farkındaydık.

'' Asansöre binip kaçtın, peki binmeseydin benimle gelseydin o zaman neler olurdu sence?''

''O gün ikimiz de işe gidemezdik ve ben büyük ihtimal işsiz kalırdım, yani sen de..''

''Ne bende..''

''Sen de beni bu şartlarda işe uygun bulamazdın herhalde ilk günden işi asan biriyle.''

''fena değil ama benim senaryom farklı''

''İkimiz o gün baş başa geçirseydik muhtemelen ilişkimiz daha ilerlemiş olurdu ve bende personele verdiğim bilgilerde senin işe ertesi gün başlayacağını söylerdim, yani olması gereken buydu aslında.''

''Güzel bir fantezi ''

''Hayır olması gereken buyken, sen elimden kayıp gittin ve ben neredeyse seni kaybediyordum.''

''Ama bak geri geldim ve seninleyim, yani sonuç ortada.''

'' Bundan sonra her şey daha iyi olacak, çünkü bu sefer kaçmak yerine kalbimizin sesini dinleyeceğiz.

''Lütfen bana bundan sonra sadece kalbinin sesini, kafandakileri değil mantığını değil anlıyor musun '' bunu söylerken genç kızın kalbine doğru götürdü ellerini ve gülümsemesi arttı.Çünkü anlamıştı artık genç kızın kalbi kuş gibi çırpınıyordu, onu utandırmak istemedi ve hemen geri çekti, omuzlarından tuttu yanağından öptü .

Zeynep o anda adamın suratının halini görünce gülmekten alı koyamadı kendini.

'' Sana inanamıyorum ben gerçekten'' dedi Zeynep.

''Neden bahsediyorsun neden böyle konuşuyorsun?''

''Hadi ama yapma ne olur, daha dün bana içgüdülerle ve duygularla hareket etmememizi, bunların yanlış sonuçlara sebep olabileceğinden konuşuyordun. Bu kadar iyi anlaşmamızın en büyük sebebinin ikimizin de mantıklı ve gerçekçi insanlar olduğumuzdan dolayı olduğunu söyledin.Bu kadar kısa sürede fikirlerin nasıl değişebiliyor aklım almıyor doğrusu.''

'' Sakın bana bu saçmalıklara inandığını söyleme '' bunu söylerken ilk kez kaşlarını çatmıştı Mert.

''Gerçekten seni çözemiyorum, bütün bunları bana söyleyen sendin.Şimdi ise başka bir şey söylüyorsun.Ne oluyor Hakan söyle ben tanıyamıyorum seni.''

''Zeynep...'' Artık iyice köşeye sıkışmış hissediyordu Mert kendini, bütün bunlar için tek tek neden bulmaya kalksa altından kalkamayacaktı, Hakan ile kendisinin aslında ikiz olduklarını söylemek ise Zeyneb' e bir şok daha yaşatmaktan başka bir işe yaramazdı.

''Bak Zeynep anlayamadığın bazı şeyler var farkındayım, sana hepsini tek tek açıklayacağım,ama şimdi değil . Senden tek bir şey istiyorum yolculuğumuz boyunca sadece seninle o ilk karşılaştığımı günü düşünmeni, sonrasını ise hiç yaşanmamış saymanı istiyorum, bunu yapabilir misin ? ''

''bilmiyorum ama deneyeceğim.'' Aslında bu fikir Zeyneb'in de hoşuna gitti.

Mert derin bir nefes alıp rahatlarken , o sırada hostes gelip iniş yapmak üzere olduklarını haber verdi.

Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin