isteme heyecanı..

856 23 5
                                    

Hadi Mert, çık odamdan bak daha bir sürü işimiz var ve benim hazırlanmam lazım, hadi lütfen aşkım şimdi gitmen lazım , bizimkiler her an baskına gelebilir. "

Mert'in tarafından bakılınca . o odadan hiç çıkmak istemiyordu. Kalbi huzur ve aşkla çarparken, tutulduğu bu kadından nasıl uzak kalabilirdi ki.
- Çıkarım ama bir şartla. Dedi sırıtarak, gözlerine bakınca Aklından bin türlü hınzırca şeyler geçtiği o kadar belliydi ki Zeynep sormaya çekindi kısa bir sürede olsa.
--Peki ama makul birşey olsun o zaman. Unutma burası şu an uygunsuz birşey için ne yeri ne zamanı tamam mı? diye konuşurken aralarındaki çekim tek taraflı değildi.

Zeynep iki elini Mertin boynuna sarıp onu kendine doğru çekerken küçük bir öpücük kondurdu yanağına.
--Ama bana bu şekilde gelme , zaten günlerdir susuz kaldım sana , yanıyorum cehenneminde bunu görmüyor musun aşkım. Aslında sana aşkım demek, sana olan sevgim ve hislerim için aşkım kelimesi çok klişe ve basit kalıyor aşksın sen benim için aşk ın kendisisin. Cehenneminde seve seve yanacağım en kutsal hayat kaynağımsın yaşamı sevdirensin,  aşka sevgiye inancım seninle geldi. Ve seni asla kaybetmek istemiyorum. Bunun için elimden gelenin fazlasını yapmaya hazırım her zaman inan bana. Herkes sana benim hakkımda birçok şey anlatır ki çoğu gerçek bile değil. Hatta  uzaktan yakından hiç alakası olmayan şeyler, hiçbir şeyin kafanı karıştırmasına izin verme , hayatım boyunca her zaman dürüst bir insan olmaya çalıştım. Beni en iyi en yakınlarım bilir, sende ne demek istediğimi zamanla anlayacaksın. 

Mert' in sözleri o kadar duygu doluyduki Zeynep bunları her ne kadar bilsede Mert' in gözleri yaşadığı bütün duyguların en büyük şahidiydi. Ona yürekten inanıyordu yanındaki bu adam onun için doğru olandı, kalbini yerinden çıkarttıracak derecede çarptıran. Ona aşkı sevimenin ne demek olduğunu öğreten, ömrünün sonuna kadar yanında olmak yüzüne bakmak isteyeceği tek kişi oydu, ama içten içe büyük bir hayal kırıklığı yaşama korkusu hep vardı içinde bir yerlerde, ne yapsa bu hissi atamıyordu kafasından kalbinden, sanki hiçbir şey bu kadar kusursuz bu kadar iyi gidemezmiş gibiydi, ama bunları düşünmek istemiyordu Zeynep, anne ve babasını kaybetmenin büyük şokunu atlatalı uzun yıllar geçmişti, bu sefer kaybetmeyecek herşey mutlu sonla bitecekti, zaten evlilerdi, kim mani olabilirdi ki , bu isteme olayı sadece bir formalite gibiydi. 

--Tamam hadi Mert, daha fazla uzatmayalım biran evvel çıkarsan beni yalnız bırakırsan hazırlanacağım.

--Hadi ama Zeynom , bu sadece usulen yapılan bir şey bu akşamı o kadar da ciddiye alma, hem sen zaten benimsin, bende senin .

---Evet ama bunu bizimkiler bilmiyor sen de bunu unutma ve ağzından sakın bir şey kaçırma .

---Sen zaten bana bunu hiç unutturmuyorsun ki .

--Tamam , neyse sen şimdi güzellikle çıkıyor musun yoksa ben seni...

---Ooo.. dur bakalım nooluyor yoksa beni kovacak mısın? beni hem de biricik kocanı ?

---Evet aynen öyle yapacağım, seni koca tembel , kalk bakalım oradan, şimdi tıpış tıpış çıkıyorsun odamdan, ayrıca sen daha benim tersimi görmedin, ki zaten hiç tavsiye etmem, en iyisi mi sen .

---Yapma be , eee.. başka ne yaparsın, beni korkutmaya mı çalışıyorsun, bu pek doğru bir yol değil, bana güzellikle gelsen . mesela yanıma gelsen kulağıma usulca fısıldasan , hatta kucağıma otursan çok daha iyi olur bence.

--Yaa.. tabi tabii, bende aynen öyle yapacaktım da . Sen benimle dalga mı geçiyorsun sana daha nasıl güzellikle davranabilirim, az önce yanağına öpücük konduran ben değil miydim, sen şuan tamamen fırsatçılık yapıyorsun. Bu durumdan benim odamda olmandan faydalanmaya çalışıyorsun ki bu hiç adil değil.

--Tamam , canım peki seni üzmeyeceğim, şimdi gidiyorum ama dönüşüm muhteşem olacak, bunu unutma ! 

--Ah, nasıl unutabilirim, ayrıca dönüşün biraz daha kalabalık olacak sanırım. Sahi kaç kişi geliceksiniz, aslında sormaya çekindiğim başka bir konu var.

--Sor kuzum, artık çekinecek bir durum yok aramızda bunu defalarca söyledim zaten.

--Akşam diyorum, yani sence Hakan gelir mi? Yada gelecek mi ? Bilgin var mı? Ben onu görünce ne yapacağım düşündükçe sanki bir çıkmaza giriyorum.

--Evet , bir de o var değil mi? Aslında son zamanlarda pek oturup, konuşamadım onunla, gerçi en son ne zaman karşılıklı iki yetişkin gibi konuştuğumuzu hatırlamıyorum bende.

--Bütün bu durum benim yüzümden mi, yani yan yana gelemeyişiniz, ben kendimi gerçekten çok kötü hissediyorum bu konuda, sanki her şeyin suçlusu , sorumlusu benmişim gibi, belki de benimdir.

--Hadi ama asma suratını emin olduğum bir şey varsa o da seninle bu olanların hiç ilgisi yok, 

--Nasıl yok, her şey o şirkete ilk geldiğim gün seni görmemle başladı.bazen diyorum keşke.

--Bunu sakın söyleme , seni o ilk gördüğüm an, benim dünyaya gözlerimi çtığım andı, hayatımda tekrar tekrar yaşamak isteyeceğim en özel an.

--Senin için öyle ama Hakan

--Sakın bana Hakanı savunma, bizim ilk karşılaşmamızı bildikten sonra, bunu kendi lehine çevirmesi sence doğru muydu*

--Hayır tabiiki o açıdan evet yanlış ama

--Aması yok Zeynep, beni senden uzak tutmak için boktan bahanelerle , şehir şehir gezdirdi, sırf senden uzak kalmamı sağlamak için.

--Ben ondan bahsetmiyorum, 

--Hiç bir şey onun yaptıklarını hafifletemez, Allah korusun birkaç gün geç dönseydim belki de sen onun karısı olacaktın,, aman tanrım bunun düşüncesi bile beni öldürür.

--Tamam hala öfkelisin ama ben başka bir yerden bakmanı istiyorum, bak ben o gün şirkete iş görüşmesi için gelen alalade normal sıradan biriydim onun için, onun tarafından bakarsan , kim ilk görüşte ve ya ilk dokunuşta aşka inanabilir ki hem de ayak üstü ufak bir selamlayla , o yüzden oda aramızda böyle bir yakınlaşmanın etkileşimin olacağını düşünmemiştir. Yani bence o kasıtlı olarak yapmamıştır.

--Ama Zeynep, sen onu tanımıyorsun, o eskiden de yani aha önce, neyse şimdi bunun yeri değil, daha fazla canını sıkmak istemiyorum. Bu konuda bana bir daha güvenmeni istiyorum, seni kimsenin , hiç kimsenin üzmesine izin vermem, asla.

--Bunu biliyorum canım , niyetim seni üzmek değil bu konu biraz tuhaf bir durum hepimiz için. Senin o neyse dediğin ne ise çok önemli bir şey galiba ama ben anlatmanı istiyorum, aramızda hiçbir zaman saklı bir şey olmamalı.

--İnan senden saklayacağım hiç bir şey yok, sadece bana güven ve inan . Hayatımın tek gerçeği sensin, senden hiç bir şey saklamam ama şimdi sırası değil, ayrıca tek hazırlanması gereken sen değilsin, benimde hazırlanmam lazım,

--Çok duruldun birden bu eski olay ne ise canını çok yakmış belli, ama ne olduysa geçmişte kaldı , geçmişe bakarak yaşanmaz, önümüzde biz bekleyen, çok güzel günler var.

Zeynep Mertin kapıya doğru yöneldiğini görünce  arkasından sarıldı Mert' e   ''her şey güzel olacak , merak etme az kaldı , artık sonsuza kadar hep yan yana olacağız biliyorsun '' deyip başını Mertin omzuna yasladı, gitmeden Mertin kokusunu içine çekti , annesinden sonra bu en sevdiği kokuydu.

Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin