BÖLÜM 25: HESAPLAŞMA

7.2K 471 30
                                    

 Hakan öfkeli bir şekilde, bir hışımla içeri girdi , ağzından küfürler çıkarken , onu durdurabilmek hayli zordu, ''Seni şerefsiz, adi...'' derken bir anda Mert' e yaklaşmış ona saldırıya geçmişti, ama Mert onun ilk hamlesinden sıyrılsa da oda Hakanla beraber kendini yerde buldu.

Hakanın ölçüsüz ve fevri saldırısına karşılık Mert kendini savunmaktan öteye bir harekette bulunamamıştı. Bu durum ise Hakanın daha da öfkelenmesine sebep olmuştu .

''Dövüşsene seni korkak aciz...!''

''Sen bana ait olana nasıl yaklaşabilirsin, o benimdi, onu benim elimden almak nasıl bir şey gel de göstereyim sana...'' diye meydan okuyor Mert in de ona karşılık vermesini istiyordu.

O sırada ağabeyleri Semih te içeri girdi ve onları ayırmaya çalıştı, ama bütün bu çaba boşunaydı, Hakanın özellikle siniri ve öfkesi tavan yapmıştı, hiç sakinleşecek gibi değildi. Hakan kapının eşiğinde sessiz bir şekilde olanları bir köşeden izleyen Zeynep'i görünce yine bütün öfkesiyle Mert 'in üzerine doğru yürüyerek ''Söylesene seni adi pislik ona dokundun mu ? Sakın ona dokunduğunu söyleme bana , bir daha ona yaklaşamayacaksın tamam mı ?''

Mert'' Söylesene bu nasıl olacak, biz onunla evlendik o benim karım, ben de onun kocasıyım''

Bütün bu olanlar Mert'in bu sözleriyle her şey bıçak gibi kesilmiş herkes birden susmuştu, oda da bulunan Yasin bey de şahit olduğu bu durumdan çok gerilmişti, kızı Alin de onu sakinleştirme konusunda pek başarılı olduğu da söylenemezdi. Yaşanan bütün bu olanlardan sonra Yasin bey için anlaşmanın mümkünü gözükmüyordu. Şahit olduğu bu skandaldan sonra yeniden Akdemirlere güvenmek çok zordu artık onun için, bu yüzden sinirli bir şekilde odadan söylenerek çıktı.

Hakan sinirlerini yatıştırıp Zeynep'e doğru bir iki adım attı bunu gören Mert de Zeynep'e doğru gitmek isterken kardeşleri, Semih ve Engin ona engel olarak bir yandan da sakinleştirmeye çalıştılar. ''Yapma '' dedi ağabeyi Semih . '' bunu onlara borçlusun, bırak biraz yalnız kalsınlar'' dedi Mert'in gözlerine bakarak, ona doğru olanın bu olduğunu anlatmak ister gibi.

Ama Mert çok inatçıydı, '' hiç bir şey borçlu değilim ben o yalancı adi adama, sen onun neler yaptığını bir bilsen '' dedi, ama gözlerini Hakan dan ayıramıyordu ısrarla Zeynep 'e yaklaşmaya çalışıyordu , Mert '' sakın ona karıma dokunmaya kalkma tamam mı, seni uyarıyorum Hakan eğer ona dokunursan , ya da dokunmaya kalkarsan...! '' dese de Hakan ın ona kulak astığı yoktu, aksine yüzünde Mert i hafife alan sinsi bir gülümseme vardı.
Hakan Zeynep e iyice yaklaşmıştı, Ama Zeynep kendini sorumlu hissediyordu içindeki duygular tamamen karışmıştı, ne diyeceğini ne düşüneceğini bilemez bir haldeydi.

Zeynep '' Çok özür dilerim Hakan, inan böyle olmasını istemezdim, ama planlanmış bir şey değildi, yemin ederim '' dedi suçluluk psikolojisiyle.

---Gerçekten evlendiniz mi peki ?

---Evet.

---Sen kiminle evlendiğini biliyor muydun Zeynep, yani evlendiğiniz sırada ?

Zeynep, duyduğu bu sorular karşısında çok şaşırmış, Hakanın nereye varmak istediğini bir türlü çözememişti.

---Evet, Mert le evlendik.

---Şöyle sorayım, Mert ile mi yoksa , bana çok bezeyen biriyle mi evlendin ?

---Bu neyi değiştirir ki ? Sonuç yine aynı ben Mert ile evlendim.'' dedi Zeynep çaresizce.

Hakan, Zeynep'in düştüğü yanılgıyı hissediyordu, ama içi hiç rahat değildi, Zeynep'in ağzından duymak istiyordu,

---Bütün bunları duydum ama benim bilmek istediğim sen onun ikizim Mert olduğunu ne zaman öğrendin?

Mert, olaylara ve bütün bu konuşmalara müdahale de bulunmak istese de yapamazdı, bunu gerçekte ikisi konuşmalıydı ama, içi hiç rahat değildi, ya Hakan Zeynep'in üzerine fazla giderse aklını iyice karıştırırsa diye endişeleniyordu belli etmemeye çalışarak, ama gözleri Zeynep'e kilitlenmişti. Bütün bu olanlarda Hakan kadar onun da suçu vardı, hem ailesini hem Zeynep'i hem de işlerini mahvetmişti, her şeyin bu kadar kötüye gitmesinde payı büyüktü. Daha o ilk gün lobide Zeynep'e kendini tanıtabilirdi. o zaman işler bu kadar karışmazdı.

---Ben daha çok lobide o ilk karşılaştığım kişinin sen değil de, kardeşin Mert olduğunu, neden söylemedin ? Bir ay boyunca bir çok zaman geçirdik bu kadar fırsatın varken neden söylemediğini çok merak ediyorum. ''dedi Zeynep. Hakan'ın dalgın düşünceli görünce daha baskın çıkarak devam etti, '' ben onu ilk gördüğümde onun Mert olduğunu hissettim ve anladım ki o benim lobi de ilk karşılaştığım kişiydi, ondan aldığım elektriği , seninle görüştüğümüz bir ay boyunca hep hissetmeyi umdum, ama olmamıştı.

---Ben...''

Zeynep, yaptığı hareketten memnundu ve içinden gülümsedi, eee.. baskın basanındır boşuna dememişler. Ama Mert'in yüzünü görünce içi buruldu biraz, perişan gözüküyordu.

---Sanırım siz ikinizin eskiden gelen bir rekabet içerisindesiniz, bunun sebebi nedir ne değildir, bilmiyorum ama ben siz ikinizin arasında kalmak istemiyorum, Lütfen bu çocukça hareketleri bırakın, birer yetişkin gibi davranın. ''dedi Zeynep, ses tonu sert ve kararlıydı.

Hakan'ın kafası da allak bullaktı, ne yapacağını bilemez bir halde iki eliyle başını tutmuştu. Daha sonra kendini toparlayıp kafasını kaldırarak ,

''senden çok özür dilerim Zeynep, senin lobi de karşılaştığın kişinin benim değil de kardeşim olduğunu söylemem gerekirdi, haklısın dedi .

---Evet söylemen gerekirdi, ayrıca bu durumu düzeltmek için bir ay kadar zamanın vardı, sakın bana zamanının olmadığını falan söylemeye kalkışma, bu hiç doğru değil. Ayrıca bu kadar zaman içinde bana bir ikiz kardeşin olduğunu söylememenin mazereti ne olabilir ki, bence kasıtlı olarak söylemedin, bir ikiz kardeşin olduğunu bilmemi istemedin. Derken artık konuyu uzatmak istemediğini göstererek, Neyse olan oldu artık, bu konuyu çok uzatmamızın gereği de yok kimseye bir faydası da yok, Bence bütün bu olanları unutalım, yaşanmamış sayalım, zaten Mert ile biz olanları unutmaya hazırız ''dedi Zeynep kararlılığını gösterir bir şekilde.

Artık Hakan son çırpınışlarını yapıyordu, Zeynep'e çok değer veriyordu, ona bu şekilde kendini farklı tanıttığı için yüreği pişmanlıkla doluydu, üzüntüsünden gözleri dolmuştu,

---Bak evet, hatalıyım hem de çok kabul ediyorum, baştan söylemeliydim onun kim olduğunu, haklısın , ama inan benim de kendimce haklı sebeplerim vardı. Bunun nedeni Mert'e güvenmiyor olmam, seni kırıp üzeceğine olan inancımdan, Mert bizim birlikteliğimize , sana eninde sonunda zarar verecekti.

---Hadi Hakan yapma, o zaman benimle karşılaşan kişinin sen olduğunu zannettiğim o ilk günlerde seninle aramızda bir ilişki birliktelik yoktu ki Mert zarar versin, sen özellikle biz bir araya gelmeyelim diye bizi ayırdın, aramıza girdin, bizimle oynadın. Artık oyun bitti , planların tutmadı. Sen bu oyunda kaybettin. Zeynep, haklılığını sonuna kadar savundu, Mert bile şaşkınlık ve hayretle izliyordu Zeynep'i .

Hakan çaresiz olduğu yerde dona kalmıştı, ağzından sadece '' anlıyorum '' çıkmıştı.

Yine son bir ümitle, '' gerçekten evlenmediniz değil mi_ Mert uyduruyordur eminim '' dedi.

--Hayır, Mert doğru söylüyor, biz dün gece evlendik. Sakın bu konuda üzülme ve hayıflanma, açık olmak gerekirse onu ilk gördüğümde hissettiğim duyguları, seninle görüştüğüm sürede hiç hissedemedim, bunu çok istedim ama olmadı, ta ki onu tekrar görene kadar .Ama onu tanıdıktan sonra hissettiğim duyguların sebebini anladım.

Mert duyduğu bu sözlerden sonra Hakan la Zeynep'in arasında her şeyin bittiğinden neredeyse emindi. Zeynep için çok yorucu bir gündü, Anne ve babasının ölümünden sonra yaşadığı en sarsıcı gündü. Mert, Zeynep'in yanına yaklaşıp omuzlarından tutup göğsüne doğru bastırdı, ve sadece ikisinin duyacağı şekilde '' teşekkür ederim '' diyerek kollarının arasına aldı.



Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin