Bölüm: 26

8.4K 450 38
                                    

   Toplantı odasında ki, gergin hesaplaşmalardan sonra, Zeynep oldukça bitkin düşmüştü, ne pahasına olursa olsun koruduğu Mert'i kalbinde daha farklı bir yere koyduğunun farkına varmıştı.
Mert de karşılığında sımsıkı sarmıştı kollarında onu, bütün kokusunu derin nefesler alarak içine çekmişti Mert Zeynep'in.

--Evet artık herkes öğrenmek istediklerini öğrendi, hepimiz için zor bir gündü özellikle sevgili eşim Zeynep için, izin verirseniz bugün bizi mazur göreceğinizden eminim, yen evli olarak evimize gidiyoruz, acil bir durum olursa bize ulaşabilirsiniz, diyerek Zeynep'e sarılarak toplantı odasından çıkarlarken, bütün olanlardan sonra Hakan da sessizce onlara yol vermişti. Ağabeyi Semih ise '' sizi tebrik ederim gençler, bu hafta izinlisiniz, yapmanız gerekenler vardır, bizi merak etmeyin sizsiz de idare edebiliriz. Bir akşam müsait olduğunuz da sizi ağırlamak isteriz, siz sadece müsait olduğunuz zamanı söyleyin, acelesi yok.'' dedi Semih gülümseyerek nazikçe.

Mert ve Zeynep de gülümseyerek karşılık verdiler ''çok teşekkür ederiz, seve seve '' diyerek karşılık verdiler.

Odadan çıkınca Mert sımsıkı tutmuştu Zeynep'in elini, '' hadi evimize gidelim, yani bana gidelim demek istedim ''dedi Mert.

Hayır Mert ben evime gitmek istiyorum, henüz anneannemlere söyleyemedim ben, evlendiğimizi biliyorsun, ''

''seni böyle zor durumda bıraktığıma o kadar üzülüyorum ki, lütfen bütün bu olanları düzeltmeme izin ver bırak yardımcı olayım'' dedi Mert.

''peki et ama nasıl, onlar hayatta kalan en yakınlarım, onları kaybetmeyi göze alamam, onlar sadece Hakanı tanıyorlar seni değil ki, bu durumu onlara nasıl açıklayabiliriz. '' dedi, çaresizce.

'' o zaman onlara öncelikle bırak kendimi tanıtayım, sor bakalım akşam müsaitler mi,belki hayırlı bir iş için size gelirim,'' dedi gülümseyerek .

'' Hayır Mert ne hayırlı işi , sana söyledim , bu evlilik uzun sürmeyecek,bunun için neden onları telaşlandıralım ki?''

'' Neden bu kadar inatçısın, senden sadece son bir şans istedim, hem bütün bu olanlarda benim bir suçum yok, az önce toplantı odasında demiştin ki...!''

''Ben sadece Hakanın senin üzerine daha fazla gelip bir tartışma olmasın diye...!'' derken Mert, Zeynep 'İ bir anda kendine doğru çekip yapıştı dudaklarına, o kadar arzulu öpüp emiyordu ki genç kızı, Zeynep adeta eriyor gibiydi Mert'in kollarında, Mert daha ileri giderek Zeynep'in aralanan dudaklarını diliyle içten okşarken Zeynep'in ağzından ufak bir inilti çıktı, bu öpüşme onlara kalsa saatlerce sürebilirdi, iki gencin içinde de duygusal boşluk vardı, ve bu boşluğu birbirleriyle çok güzel tamamlıyorlardı, sadece bunu bir birlerine itiraf edememişlerdi, henüz.

''Ne yapıyorsun sen Mert ? bu da neyin nesiydi? sakın bir daha deneme ...'' dedi Zeynep, ama bunu söylerken kalbi, kuş gibi kanat çırparken bir daha öp, bir daha diyordu sanki .

''Ne var bunda, ayrıca sen de bana karşılık verdin, hatırlatayım'' dedi gülerek muzipçe.

''Hayır, hiç de bile vermedim, uydurma.'' dedi, utangaç bir tavırla.

''Peki tamam öyle olsun, bugün seni hiç üzmeyeceğim'' dedi en sevimli haliye.

İyi tamam, anlat bakalım planın ne nasıl açıklayacağız bizimkilere?'''

''İşte bende bunu diyorum , az önce beni içeride korudun, demek ki sen de bana karşı bir şeyler hissediyorsun, ben sadece bunları görmezden gelmeni istemiyorum, bizim seninle aramızda ki etkileşim , büyü gibi, şu an sanki ateşin peşinde koşan pervane gibiyim, bırak senin cehenneminde yanayım''

'' Sen beni kandırdın Mert , seni Hakan zannettiğimi bile bile , beni Kıbrıs'a götürdün, biz evlendik ve sen benim tüm masumiyetimi aldın, benden bütün bu olanları bu kadar çabuk nasıl unutmamı istersin,'' .Bütün bunları söylerken Zeynep'in vücudunun titremesinden sözlerinden, ne kadar kırgın olduğu belliydi, bunları telafi etmesi gerekirdi, ama nasıl diye düşünürken,

'' tamam canım sana söz , her şeyi yoluna koyacağım, ama bir dakika canım, '' deyip aniden telefonunu alıp Zahide annesini aradı Mert.

'' Merhaba Zahide anne, nasılsın? Biz evet şirketin önündeyiz Zeynep ile beraberim, senden bir şey isteyeceğim, seninle dün konuşmuştuk Zeynep ile evlendiğimizle ilgili ,taam evet biliyorsun zaten sen dünyanın en tatlı babaannesisin, bu akşam eğer sende gelirsen, seninle Zeynep'in anneannesi ve dedesiyle konuşmaya gidelim diyecektim beraber , olur mu, tamam çok teşekkür ederim, Zahide annem, sen bir meleksin, seni çok seviyorum, tamam akşam görüşürüz seni evden alırım 7 gibi, tamam çok öpüyorum pamuk yanaklarından, Zeynep'in de çok selamı var sana , tamam öpüyoruz, görüşmek üzere,'' diyerek kapatırken, o kadar mutluydu ki sevincinden Zeynep' e sarıldı, öptü usulca yanaklarından.

''Hey. Yavaş ol, daha bu hiçbir şeyi çözmüş değil, önümüzde büyük bir sorun var ki, o da bizimkiler , Hakan'la görüştüğümüzü biliyor, seninle değil, onlara böyle bir durumu asla açıklayamam,'' derken Zeynep, kafasındaki bin bir soruyla boğuşuyordu, acaba bu durum nasıl düzelir diye içinden, sayfalarca kurgu yaratıyordu kafasında, keşke bu yanında ki hoş, yakışıklı, adama o kadar güvene bilseydi, daha ne kadar zamandır tanıyordu ki, her şeyi boş verip güvenmek, başa dönmek, keşke o kadar kolay olsa.

'' Seni üzülerek de olsa evine bırakacağım , ama önce benim evi görmeye ne dersin, yakın bir zamanda yaşayacağımız yeni evine, yada istersen başka bir eve de bakabiliriz, sen nasıl istersen.'' dedi gülümseyerek.

'' Bilemiyorum, Mert, aramızda çözmemiz gereken sorunlar var, ev şuan en son sırada benim için, '' bunu dediğinde Mert'in çaresiz asılan suratını görünce, dayanamadı üzülmesine Zeynep

peki tamam fazla vaktimiz yok şöyle bir bakıp çıkalım, o zaman daha eve gidip hazırlıklara yardım etmem lazım, ama önce onları aramam lazım,'' deyip bir kaç adım uzaklaşarak dedesini aradı, '' tamam , dedecim, ben de çok geç kalmam biraz işim var halleder halletmez gelirim, tamam görüşürüz.'' deyip kapatınca, içini büyük bir heyecan kapladı, ilk kez Mert'in evine gidecekti.





Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin