Burçe hemen telefonu kapadı. Yekta ne olduğunu anlamadı ama bir şey olduğunu fark etti. Önce aramak istedi tekrar ama sonra vazgeçti belki kapatmak zorunda kalmıştır onu daha fazla zor durumda bırakmayayım diyerek Burçe'nin aramasını bekledi. Burçe sakin olmaya çalıştı ve arkasını döndü karşısında hiç ummadığı birini gördü. Gelen Burçe'nin kuzeni Eren'di. Eren uzun zamandır Burçe'lere gelmediği için Burçe ondan çok şaşırmıştı. Birbirlerine sıkıca sarıldılar.
“ Kuzen içeri girdiğimde telefonla konuşuyordun önemli ise ben çıkayım sen devam et ”
“ Yok kuzen ben sonra ararım ”dedi telefonunu cebine koyarken. Eren, “ peki çok gizli değilse kiminle konuştuğunu sorabilir miyim, ” dedi tüm sevecenliği ile. Burçe, “ kimseye söylemeyeceğine söz verirsen söylerim ” dedi. Eren, Burçe'nin böyle konuşmasına korktu ve hemen cevap verdi. “ Kuzen korkutuyorsun beni söyle çabuk, anlat dinliyorum ” diyerek korku dolu gözlerle bakıyordu. Burçe, “ o kadar kötü bir şey değil korkmana gerek yok ” demişti rahat bir şekilde. Eren, “ oh be bir an çok korktum ama şimdi geçti yinede söyle çatlatma insanı kız :) ” dedi geri sevecen hâline dönerek. Burçe, “ konuştuğum sevgilim daha doğrusu yeni çıkmaya başladık ” demişti. Eren’in yüz ifadesi değişip de “ kuzen peki ben tanıyor muyum? ” dedi şaşırmış bir hâlde .
“ Yok sanmam oda seni tanımıyordur ”
“ Peki o zaman onu seviyor musun? ”
“ Bilmiyorum tam ama yavaş yavaş sevmeye başladım galiba ” diyerek yatağına geçip oturdu. Eren, “ kuzen peki o seni seviyor mu? ” Diye soru yöneltti. Burçe, “ sevdiğini söylüyor hep kuzen ama yinede tam güvenemiyorum. Biliyorsun, ” dedi bakışlarını yere odaklayarak. Eren, “ o zaman şu enişte beyi bir test edelim he ne dersin? ” diyerek geçip yanına oturdu. Burçe, “ ne yapmayı düşünüyorsun Eren, ” diyerek kafasını yerden kaldırıp da baktı. Eren, “ sürpriz kuzen yakında öğrenirsin ” diyerek merakta bıraktı.Burçe sabah uyandığında Yekta daha fazla merak etmesin diye aramaya karar verdi. Kuzen Eren bir anda içeri girmişti. “ Kuzen ne yapıyorsun burada gelsene kahvaltı edelim, ” dedi kapının önünde. Burçe, “ tamam sen git benim işim var halledip geliyorum hemen, ” diyerek telefona geri döndü. Eren, “ onu arayacaksın değil mi? ” diye soru yöneltti cevabını bildiği. Burçe, “ izin verirsen aramak istiyorum ” dedi bakışlarını Eren’e çevirip de. Eren, “ peki tamam yanımda arasana ne olacak hadi bekliyorum ” diyerek içeri girip de kapıyı arkasından kapattı. Burçe, “ yalnız aramak istiyorum ” diyerek bakmaya devam etti. Eren, “ ben anladım ona söyleyeceksin dimi? ” dedi yanına gelip de. Burçe, “ hayır bunu da nerden çıkardın ” diyerek bakışlarını kaçırdı. Eren, “ iyi o zaman ara ” diye diretti. Burçe, “ tamam arıyorum işte ” diyerek Yekta'yı aradı.
Hemen Yekta ilk çalışta açtı telefonu ve korkmuş bir şekilde titreyen sesiyle “ alo Burçe dün ne oldu neden hemen telefonu kapattın seni çok merak ettim. Bir şey olmadı dimi hadi ne susuyorsun söylesene canım anlat. ” diye sıraladı cümleleri arka arkaya tek nefeste ses tonundan da ne kadar korktuğu belli oluyordu. Burçe, “ Yekta bir sakin olursan konuşacağım ” dedi Eren’ e bakıp da. Yekta “ tamam canım ” dedi sakin bir şekilde telefonun ucundan. Burçe Eren'e baktı ne cevap vereyim ifadesiyle. Eren de “ işim vardı kapatmak zorunda kaldım de, ” dedi sessiz bir şekilde. Burçe aynısını Yekta'ya söyledi. Yekta “ peki tamam bu önemli işin neydi sorabilir miyim? ” diye sordu yumuşak ses tonuyla. Burçe telefonu eliyle kapadı ve Eren'e bu sefer “ ne cevap vereceğim ” dedi. Eren “ şöyle de, annem çağırdı hemen yanına gitmek zorundaydım sana söyleyemeden telefonu kapatmak zorunda kaldım ” diyerek dinlemeye devam etti. Burçe tamam dercesine kafasını salladı ve aynılarını söyledi. Yekta, “ tamam canım e şimdi ne yapıyorsun? ” dedi tatlı ses tonuyla. Burçe, “ odamdayım öyle oturuyorum ” dedi ve “ sen ” diye ekledi. Yekta da “ bende seni düşünüyorum ve seni seviyorum tatlı ve güzel prensesim ” dedi. Burçe, “ hım demek öyle yakışıklı ukala ” dedi. Yekta, “ evet öyle bitanem seni düşünmediğim bir zamanım bile yok her zaman seni düşünüyorum hep aklımdasın ” dedi. Burçe, “ iyi öyle olsun ” dedi sadece. Yekta, “ bugün buluşalım mı? ” diye sordu cevabının evet olması için can atarak Burçe Eren'e baktı. Eren, “ hayır olmaz de işim var de bugün çıkamam dışarı de ne bileyim de işte birşeyler kızım bana niye soruyorsun” dedi hemen. Burçe de Eren'in söylediklerini karıştırarak “ bugün dışarı çıkamam ki işim var” diye Yekta'ya söyledi. Yekta, “ tamam prenses sen nasıl istersen senin sesini duymak bile bana şimdilik yeter ” dedi. Burçe, “ beni anladığın için sağol ” dedi. Yekta, “ seni anlamayıp ne yapayım o kadar iyisin ki seni kıramıyorum ” dedi. Burçe, “ şimdi kapatıyorum sonra konuşuruz ” diyerek cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı.
“ Tamam şimdi kahvaltımızı yapalım ”
“ Ya görmedin mi daha doğrusu duymadın mı nasıl konuşuyor? ”
“ Burçe söz verdin sözünden dönmek yok deneyeceğiz bakalım seni ne kadar çok seviyor ”
“ Tamam ama çok uzatmayalım olur mu? ”
“ Tamam kuzen sen baya bu çocuğa aşık olmuşsun ” dedi gözlerinin içine bakarak.
“ Evet galiba öyle kuzen, ” dedi bakışlarını kaçırarak.
“ Tamam kuzen ne zaman başlayalım sen karar ver, ” dedi önüne dönerken.
“ Bilmiyorum ki ” diye yanıtladı sorusunu.
“ Bugün olsun mu hem işim var dedin ya daha kolay olur bir yandan buluşmak istedi. ” demesiyle “ Tamam ” dedi Burçe sadece düşünceli bir şekilde. Kabul ettiği için içi hiç rahat değil gibiydi.
“ Söyle bakalım o nerelerde takılıyor, ” dedi heyecanla.
“ Bilmiyorum ki, ” dedi kısa ve net şekilde.
“ Peki evi nerde, ” dedi sorgulayıcı bakışlarla.
“ Onu da bilmiyorum ” dedi kısık bir sesle.
“ Be kızım sen neyi biliyorsun o zaman öğrendikten sonra yapacağız başka türlü olmayacak, ” dedi oturduğu yerden kalkarken. Ve içeri kahvaltı yapmaya gittiler. Bütün gün evdeydiler. Akşam olunca Yekta aradı. Burçe telefonu açmadan Eren, “ ağzını ara bir nerelerde takılır, evi nerde falan ama çok açık sorma anlamasın tamam mı ”, dedi. Burçe, “ tamam ” dedi sadece. Ve telefonu açtı konuşmaya başladı.-“ Canım işin bitti mi? Rahat rahat konuşabiliriz şimdi dimi? ”
-“ Evet canım ” dedi. Ve ekledi “ bu konuşmamız biraz birbirimizi daha iyi tanımak için olsun ve sorular soralım ”
-“ Tamam canım sen nasıl istersen sorularını bekliyorum. ”
- “ Peki o zaman nerelerde takılırsın yani nerelere gitmeyi seviyorsun, ” dedi uzatmadan.
- “ Parklarda dolaşıyorum ve derya cafe de takılıyorum en çok ” diye yanıtladı sorusunu.
- “ Tamam canım peki her gün gider misin oraya? ”
- “ Evet bugün güzel bir kızla orada buluşacaktım ama kız gelmedi işi vardı yani varmış öyle, dedi ”
- “ Hım kim bu kız bakiyim ”
- “ Kim olacak hayatım sensin tabi senden başkasını gözüm görmez ki benim ” dedi. Burçe ne diyeceğini bilemedi tam söyleyecekti Eren “ hayır sakın hemen inanma bu sözlere, ” dedi yanından kısık bir sesle.
- “ Tamam canım ben çok yorgunum erken yatacağım sonra konuşalım iyi geceler, ”
- “ Peki bitanem iyi geceler tatlı rüyalar mutlu yatman ve mutlu uyanman dileğiyle. Seni seviyorum, ”
- “ Bende seni ” dedi sadece ve telefonu kapattı. Eren, “ öğrendin mi, ” dedi hemen. Burçe, “ evet kuzen. dedi sadece. ” Eren, “ aferin sana neresiymiş peki, ” dedi merak içinde. Burçe, “ derya cafe diye bir yer şimdi izin verirsen yatacağım, ” dedi soğuk bir şekilde. Eren, “ tamam kuzen yat seninle yarın çok işimiz var, ” dedi ve odadan gitti. Burçe yatağına yattı ve Yekta'yı düşünerek uyudu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARA BENİ ✔️ [tamamlandı]
Ficção AdolescenteYekta, aradığı aşkı bulmuştur ve beklediği kadın tam karşısında duruyordu. Tüm cesaretini toplayarak sevdiği kadına "ARA BENİ" dedi ve onun aramasını beklemeye başladı. O telefon çaldı mı peki sizce? Beklediğine değdi mi? Okuyup göreceğiz ne olduğu...