BÖLÜM 27

125 104 2
                                    

-1 hafta sonra-

Balayı süresi sona ermiş evlerine geri dönmüşlerdi. Kimse rahatsız etmedi. Tüm zamanlarını evde geçirdiler. Bu zamanın tadını çıkarıp doyasıya gezdiler. Hiçbir şey yoktu. Tüm herkes onlardan gelecek haberi bekliyorlardı. Birkaç sabah mide bulantıları ile uyandı. Üstlerini değiştirip deniz kenarına gittiler. El ele sahilin tadını çıkarırlarken Burçe’nin canı pamuk şekeri çekti. Yekta gidip 2 tane aldı. Getirir getirmez pamuk şekerine abanıp hızlı yemeye başlamasıyla Yekta gülümsedi..

–“ Aşkım yavaş boğulacaksın bu kadar çok istediğini bilseydim 1 tane daha alırdım yani. Alayım mı ister misin? ”
–“ Yok, canım yeterli bende anlamadım uzun zamandır yemeyince demek ki böyle oluyor 😊 ”
–“ Demek ki ☺️ ”

Gülerek ağzının, burnunun kenarına yapışan şekerleri eliyle temizledi. Denize karşı bankta sarılı bir şekilde oturdular. Hiçbir şey yokken Burçe’nin midesi bulanmaya başlamıştı ve elini ağzına götürdü..

–“ Canım iyi misin? Yine mi miden bulandı neden oluyor ki? ”
–“ İyiyim canım bilmiyorum ki ”
–“ Doktora gidelim mi sık olmaya başladı ”
–“ Yok ya ne doktoru geçer bir iki güne doktorluk bir şey yok çarptırdım herhalde ”
–“ Tamam ama geçmezse gideceğiz canım ”
–“ Tamam sevgilim ”

Bir süre sonra eve geçtiler. Burçe kendini halsiz hissederek hemen yattı. Yekta da yanına uzandı. Daha sonra yalnız bırakıp da televizyon izlemeye gitti. 2 saat olmuştu yatalı Burçe hala uyanmamıştı. Yekta oturduğu yerden kalkarak odaya gidip de baktı.

–“ Aşkım bu ne uykusu böyle uyansana ”
–“ Çok uykum var biraz daha uyusam ”
–“ Sevgilim akşam oldu nerde ise ama ”
–“ Tamam ya ”

Gözlerini açar açmaz ‘karpuz var mı’ diye sordu. Yekta şaşkın bir şekilde eşinin sorusuna ‘var da uyanır uyanmaz..’ lafını kesip de ‘karpuz getirsene aşkım’ demişti. Eşinin bu hâline şaşırsa da ‘tamam sevgilim’ diyerek mutfaktan 1 tabak karpuz getirmişti. Burçe 5 dakika içinde tabağı bitirdi. Yakta şaşkın bir şekilde izledi. Biraz sonra sıra ile turşu, çikolatalı pasta, çilek istedi. Tüm istediklerini yerine getirdi. Burçe’nin bu haline çok şaşırmıştı. Her dakika başka bir şey söylüyordu. Gün geçtikçe Yekta daha iyi olmuştu yinede kendine dikkat ediyordu, Burçe’nin istekleri artarak ruh hali değişmişti. Duygusallaşarak her şeye ağlamaya başladı. Sarılı bir şekilde televizyon izlerken zilin sesi duyulmuştu. Kapıya bakmaya Burçe gitti…

–“ Yanlış geldiniz sanırım kime bakmıştınız? ”
–“ Tarif edilen yer burası bana ama Yekta burada mı? ”
–“ Evet de siz kimsiniz ben tanıyamadım? ”
–“ Koray ben Yekta’nın arkadaşıyım siz Burçe olmalısınız ”
–“ Evet benim.. ”
–“ Aşkım kimle konuşuyorsun kimmiş gelen? ” diyerek yanlarına gelmişti.
–“ Koray kardeşim hoş geldin ”
–“ Hoş buldum kardeşim öyle bir geleyim dedim ama ”
–“ Kapıda kaldın gel içeri ”
–“ Elim boş gelmeyim dedim kuru pasta getirdim ”
–“ Ne zahmet ettin kardeşim ya ”

Hep birlikte içeri geçip oturdular. İki arkadaş koyu sohbet içerisine girdiler. Burçe onları yalnız bırakarak mutfağa geçmişti. Kuru pastaları tabağa koyup içecek bir şeyler hazırlamaya başladı. Arada da kendine hakim olamayıp kuru pastalardan ağzına attı kendide bu haline anlam verememişti.

–“ Kardeşim nasıl oldun gelemedim de malûm ”
–“ Sorun değil kardeşim daha iyiyim e siz ne yaptınız? ”
–“ Napalım sana soramayınca malûm kendimiz hallettik ”
–“ Ne yaptınız peki? ”
–“ Bir güzel dayağımızı yedi herifin ağzını burnunu dağıttık. Çocukların boşluğundan faydalanıp kaçmaya kalkışmış ama ”
–“ Yakaladınız mı kaçamadı dimi? Nerede şimdi? ”
–“ Sakin ol kardeşim sorun yok kaçamadı daha doğrusu bizden kaçmaya çalışırken araba çarptı hastaneye kaldırdılar tabi yalnız bırakmadık fakat artık çok geçti ”
–“ Anladım kardeşim belasını buldu ne diyeyim yani.. aman konuyu kapatalım Burçem geliyor ”
–“ Tamam kardeşim ”

Burçe elinde tepsi ile yanlarına geldi. Sanki geldiğini fark etmemişler gibi yaparak havadan sudan konuşmaya başladılar..

–“ Ne zahmet ettin yenge ben birazdan kalkacaktım ”
–“ Ne zahmeti afiyet olsun ”
–“ Mutluluklar bu arada hayırlı olsun ”
–“ Sağol kardeşim darısı başına ”

Koray biraz daha oturduktan sonra gitmişti. Burçe ve Yekta yalnız kalmışlardı. Birlikte ortalığı topladıktan sonra odalarına gittiler. Burçe’nin midesi bulanmaya başladı koşarak lavaboya gitmişti. Yekta da yanına giderek havluyu tuttu..

–“ Aşkım böyle olmayacak yarın doktora gidiyoruz ”

Ve sabah olmuş doktora gitmek için hazırlanmaya başladılar. Eren almaya gelmişti hep birlikte doktorun kapısının önünde beklediler. Eren içeri girmek yerine kapının önünde çıkmalarını beklemeyi tercih etti. Doktor hanımla bir süre konuştuklarından sonra gerekli testleri yaptılar. Ve test sonuçlarının çıkmasını beklemeye başladılar. Büyük bir merakla doktorun konuşmasını dinlediler..

–“ Burçe Hanım bundan sonra kendinize daha dikkat edeceksiniz ağır kaldırmak yok, yediklerinize de gerekirse yatacaksınız ”
–“ Doktor hanım eşimin neyi var kötü bir şey yok ya ”
–“ Aksine iyi bir şey eşiniz 2 haftalık hamile ”
–“ Doğru mu duydum yani şimdi ben.. ”
–“ Evet doğru duydunuz baba oluyorsunuz ☺️ ”
–“ Allah be baba oluyorum.. baba ”

Bağırarak Burçe’ye sarılıp da etrafında döndürdü. Burçe şaşkın bir o kadarda mutlu bir şekilde duyduklarına inanamadı. Yekta döndürmeyi bırakıp da Burçe’nin gözlerinin içine bakarak yüzünü ellerinin arasına aldı..

–“ Baba oluyorum ve bebeğimiz olacak bitanem ☺️ seni çok seviyorum hem de çok ”
–“ 😊 bende çok seviyorum seni ”

Yekta yerinde duramayarak kapıyı açıp da Eren’e müjdeyi verdi. Kucaklaştılar ve doktorun yanından mutlu ayrıldılar. İkisi de Burçe’nin koluna girerek dikkatli yürüdüler. Bir yandan da ellerinde telefon müjdeyi verdiler. Karşılarına kim çıktı ise sevinçten “baba oluyorum” diye bağırarak sarıldı.

Burçe sadece gülümsedi, Yekta'nın bu hallerine. Duyan herkes 1 saat içinde evi doldurdular. Hep bir ağızdan konuştular ve şimdiden kız-erkek atışmasına başladılar..

ARA BENİ ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin