ARA BENİ ✔️ [tamamlandı]

BÖLÜM 8

İzledikleri film Aşk tesadüfleri severdi. Bir zaman sonra Eren filmi durdurdu. Yekta ve Burçe kafayı çevirip baktılar ona. Eren de “ ya ne olmuş lavaboya gitmem lazım çok sıkıştım ” diyerek koşarak gitti. Yekta da “ aşkım senin kuzen tam kafa adammış, ” dedi arkasından bakarak. Burçe de öyledir, dedi sadece. Eren, “ kuşlar söyledi siz beni mi çekiştiriyorsunuz bakayım, ” dedi gelir gelmez. Burçe de “ heh geldiğine göre devam edebiliriz. ” demişti.

Film bitmişti. Eren saatte baktı ve “ oo geç olmuş gençler ben yatar hadi bay size iyi geceler ” diyerek odasının yolunu tuttu. Yekta da “ bende kalkayım artık aşkım, ” dedi oturduğu yerden kalkarak. Burçe de “ geç oldu ama bu saatte gitme burada kal istersen, ” dedi gözlerinin içine bakarak. Yekta “ sen nasıl istersen, ” diyerek sevgilisinin isteğini hemen kabul etmişti. Burçe koltuğa yatağını hazırladı ve “ bende yatıyorum iyi geceler ” diyerek odasına gitti. Üçü de yatmıştı..

Sabah olmuştu. Mutfaktan tabak sesleri ve yanında nefis kokular gelmekteydi. “ Sabah sabah rüyadayım hala yani bizim evde ve mutfakta bu sesler, kokular yok ya ben uyanamadım eminim. ” Gözlerini kapattı sağa sola yatağın içinde dönüp durdu ama faydası yok uyuyamadı. En iyisi gidip bakmak diye düşünüp de kalktı. Küçük adımlarla mutfağa doğru ilerledi. Oda ne gördükleri karşısında şaşırıp kaldı. 😳 Masada nefis bir kahvaltı ocakta çay sıcak ekmek kokusu, daha ne olsun. “ Ben rüyadayım hâlâ kesin öyle uyanmadım ki ben ” diye kendi kendine konuşuyorken “ Günaydın aşkım niye öyle kapıda duruyorsun yüzünü yıkadın mı sen? Yıkamadıysan doğru banyoya bende çayını koyuyum senin. Aşkım burada mısın sen duymuyor musun beni ” diye Burçe seslenmekteydi. Yekta, “ he bir an kendimi rüyada hissettim ama değilmiş gerçekmiş tamam ben birazdan geliyorum ” demişti. Tam giderken tekrar döndü Burçe'ye arkasından sarılıp da öpücük kondurdu “ seni seviyorum iyi ki varsın aşkım ” diye fısıldamıştı. Burçe, “ sende aşkım bende seni seviyorum neydi bu şimdi ama olsun güzelmiş ” dedi. “ Günaydın gençler havada aşk kokusu var anladığım kadarıyla, ” diye Eren gelmişti yanlarına. Burçe, “ ben çayları koyuyorum siz acıkmadınız mı ya ne bekliyorsunuz hâlâ ” diye soru yöneltti. Yekta ve Eren “ çok acıktık hem de çok seni bile yeriz ” aynı anda diyerek gülümsemişlerdi. Hep birlikte masaya oturdular ve kahvaltı keyfi ya da zamanı başlamıştı. Bir yandan yemek yiyorlardı bir yandan da bugünkü programı konuşuyorlardı. Eren, “ e aşıklar bugün ne yapıyoruz bakalım ” diye sordu çatalla zeytini almaya çalışırken. Yekta, “ benim için fark etmez sevgilim yanımda ya o bana yeter ” diye yanıtladı sorusunu. Burçe, “ peki o zaman benim bir fikrim var çıkıp akşama kadar dolaşalım olur mu? ” diye soruya soruyla cevap verdi. İkisi de bu fikri beğendi ve kabul ettiler. Kahvaltı bitmişti ve üzerlerini değiştirmeye odalarına gittiler. Bir 10-15 dakika sonra Eren ve Yekta kapıda beklemekteydi. Kimi beklediklerini anlamışsınızdır. Evet, Burçe'yi. Eren daha fazla sabredemedi ve seslenmeye başladı. “ Hadi kızım ya kaç saattir seni bekliyoruz bu kadar süslenmek ne ya ” derken Burçe de gelmişti ve hemen cevabı yapıştırdı. “ Aman tamam be geldik işte patlama hem ben süslenmedim ki bi kere tamam mı? ” Dedi ayakkabısını giyerken. Yekta da hemen arkasından “ benim sevgilim her haliyle güzel süslenmesine gerek yok ve ayrıca ben onu 1 ömür beklerim ne var yani ” diye korudu. Eren, “ yok artık hemen sattın beni ama neyse ya ne bekliyoruz ki gidelim. ” diyerek çıkmıştı. Arabaya bindiler ve yolculuk o an başlamıştı.

“ Evet gençler yolculuk başlamıştır ilk nereye gidilecek bakalım söyleyin de bilelim, ” dedi normal hızda kullanırken. “ Bilmem güzel sessiz bir yer olsun da neresi olursa olsun fark etmez benim için ” demişti sevgilisinin gözlerinin içine bakarak. Yekta, “ benim içinde öyle ” diye sevgilisine katılmıştı. “ Peki o zaman kemerlerinizi takın ve kendinizi bana bırakın sizi çok güzel bir yere götürüyorum ” demişti yoldan gözünü ayırmadan gazı körükleyerek.