16~HIRSIZ~

351 69 22
                                    


Multimedia: Maral DİNÇER

İyi okumalar...

Doğa'dan sonunda ayrıldım. Şimdi plana geçme zamanı gelmişti hemen eve gelip salonun penceresini açtım gerçi ne kadar salon derseniz bomboştu bir koltuk bir televizyon işte bu kadar. Ondan sonra birkaç parça eşyayı yere attım inandırıcı olmam lazımdı şimdi ise tek yapmam gereken Baran'ı aramaktı.

Onunla aramızda kocaman bir buz dağı da olsa ve buraya gelme ihtimali çok düşük olmasına rağmen buna mecburdum, şimdilik. Doğa'dan aldığım numarayı hemen aradım. İlk aramamda açmadı bir daha denediğim sırada açtı.

"Ne var?" aman ne kibar! "Baran lütfen hemen gel sanırım hırsız var evimde. Ural'a ulaşamadım aklıma sen geldin."

"Bana ne bundan?" kafamı duvara yaslayıp düşünmeye başladım aklıma gelen şahane fikirle direk mutfağa koştum elime geçen ilk bardağı yere attım kırılma sesi telefonun diğer tarafına giderken gülümsedim "Baran kimse yok yardım isteyebileceğim lütfen."

"O ses... tamam bekle saklan bir yere geliyorum." derin bir iç çekip Baran'ı beklemeye başladım umarım inanmıştır çünkü ben yalan söylemiyordum ve inandırıcı olup olmamam hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kapı zili çalınca koşarak kapıyı açtım Baran içeriye doğru girmeye çalışırken Aras ise beni öldürecek gibi bakıyordu ondan uzaklaşarak hemen Baran'ın arkasından ilerledim.

"Buraya mı hırsız girmiş?" Aras'a dönüp "Evet görmüyor musun yerleri dağıtmışlar." dik durmaya çalışıyordum ya bana inanmazsalar o zaman ne yapacaktım? "Bende saklanıyordum sesler bittikten sonra odamdan çıktım."

"Baran buraya hırsız girse sence iki üç parçayı düzenli olarak mı yere atar hele ki bu bomboş salonda ne yapsınlar?" Aras düşündüğümden çok daha akıllıydı. Baran'sa iki elini çenesine koymuş başka şeyler düşünüyordu. Ne diyeceğimi bilemeden ikisinden özür diler gibi gözükmeye çalıştım.

"Ben özür dilerim sadece aklıma ilk sen geldin o yüzden ben.." yalanların üstüne bir yalan daha. Mecbur muydum? Belki.

"Baran ben bu saatte çağırdığım için üzgünüm sadece sesler korkuttu hırsız girdi sandım." hâlâ karşımda Aras'la beraber oturmuşlar doğruluğumu tespit etmeye çalışıyorlardı. Ne kadar başarılıyım orası söz konusu.

Asya'da yeni kalkmış, uykulu bir şekilde beni tereddütle süzüyordu ama yorgunluğu yüzünden sorgulamayı yarına bırakmış gibi hali vardı.

"Bir daha böyle bir şey olursa Baran yerine polisi aramayı aklınızın bir kenarına sokun!" suçlu bendim ama Asya'ya bakarak bağırmıştı! Aras'ın bağırmasıyla Baran ayağa kalkıp Aras'a gidelim işareti yaparak evden ayrıldılar. Ahh! harika ne duruma düşmüştüm böyle. En azından Baran işi bitmişti peki yarın ne yapacaktım ben, hiç tanımadığım biriyle?

Ve Baran benim hakkımda ne düşünecekti daha iki gün önce birbirimize öfke duyarken.

⌚⌚⌚

Diz altında biten eteği ve üstündeki hırka ile tam karşımda konuşuyordu ama bana hayal gibi geliyordu Fatma hocanın dersi anlatışı, karşımda duruşu.. Dünkü olaylar yüzünden uykumu alamamıştım şimdi ise bir elim yanağımda diğeri ise sıranın dışında hocayı inceliyordum. Ah! ne heyecanlı ama. "Hoca sana diyor." Asya'nın dürtmesiyle yerimde sıçradım anlamayarak etrafıma baktığımda sınıf alayla bana bakıyordu. Hoca ise elindeki cetvel ile tahtayı işaret ediyordu.

Tahtaya çıkıp hocanın söylediği soruyu not alarak çözmeye başladım. Soru bittiğinde hoca yüzündeki memnun ifadeyle "Aferin! şimdi birisini seç sorular böyle devam edecek." sınıfta göz gezdirirken Asya'yı söyleyeceğim sırada hayır anlamında kafasını salladı. Sinsice gözlerimi Mira'ya çevirdim "Mira olsun hocam." sınıfın en tembellerindendi bu soruları da yapamayacağından adım gibi emindim hem biraz eğlenirdim fena mı..

HAYKIRIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin