21.BÖLÜM "Özür dilerim."

2.3K 76 16
                                    

"HAYIR!" Bağırdı. Avazı çıktığı kadar bağırdı. "Hayır hayır! Sevme istemiyorum." O kadar sertti ki sesi, kayaya meydan okuyordu.  Bir süre dolmuş gözlerimin içine baktı. Soluğunu burnundan verdi. Sakinledi. "Kimsenin sevgisine ihtiyacım yok." Sakin sesiyle söylemesi bağırarak söylediklerinden daha çok dokunmuştu. Sanki bağırmalar sadece yüzeyde kalıyordu. Fısıltı ise ruhumun en içine kadar işliyordu.

Göz pınarlarımdaki, artık taşacak kadar çok olan yaşlar, gözlerimi kapatmamla kendini bıraktılar. İçime biriktirdiklerimi soluğumu vererek o gergin ortama bıraktım. Doğu, birkaç kere gözlerini kırptı. Yanıma yaklaştı usul adımlarıyla. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. "Sevme." Dedi fısıltıyla. Boynumdan bütün vücuduma yayılan sıcak nefesi bütün ruhumu dağıttı.

Arkasını dönüp kapıya yöneldi. Kapının koluna uzandı. "Seviyorum." Kısık sesimle söyledim.

Durdu. Elini kapının kolundan çekti. Az öncekinin aksine donuk ve sertti bakışlarım. Onunkiler de alevliydi. Bir hışımla geldi karşıma. Kollarımın üstlerinden tutup sarstı. "SEVME!" bağırdı. Deli gibi bağırdı bu sefer. Kükreyen sesi yüzümü acıtsada içimdeki sinir yüzeye çıktı.

"SEVİYORUM!" ellerimle göğsünden ittirmeye başladım. "APTAL!" Arka arkaya göğsünden ittirdim. Sırtı dolaba dayanana kadar ittirdim. Hem ittiriyor hem bağırıyordum. "BENİM SEVİLMEYE İHTİYACIM VAR." Yüzü öyle gerilmişti ki... Kocaman, turkuaz gözlerini açmış bana bakıyordu. Öyle şaşırmıştı ki... Ne yapacağını düşünüyordu. "Salak." Bu sefer daha sakin söyledim.

"Ağlama." Dedi. Kocaman kollarını bana dolamak için yaklaştı. Sarılacaktı bana. Hızla kollarına vurup ittirdim.

"Dokunma!" Sert sesimle dövmek istedim onu bir daha. Ona kıyamazken dövmek istedim. "Bir gün görmüyorsun beni. Bir gün ağlama dayanamıyorum diyorsun. Çocuk muyum ben?" Soran gözlerimi bir süre yüzünde tuttum. Yeterince dövdün sanırım Miraç. "Gitsene sen artık." Dövülmenin enkazıyla uzaklaştı benden. Gözlerimin içine baktı. Böyle nasıldı biliyor musunuz? Masumdu. Yani masum bakmak istiyordu bana. Ama bunu belli etmek istemiyordu. Masum bakışlarını sert tutmak için çok uğraşıyordu.

Arkasını dönüp kapıya yöneldi. Çıkıp gitti. Yaşadıklarımızın ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan ben, öylece kaldım. Karnımdaki şiddetlenen ağrı ile dizlerimin üzerine, sertçe yere çöktüm. Yaşadığım stresle ağrım daha da artmıştı. Bir süre yerde öylece ağladım. Sadece birkaç dakika önceyi tekrar tekrar aklımda yaşıyordum. En baştan bana bağırışlarını, o masum bakışını düşünüyordum. Kendime, çoktan cevabını vermiş olsam da, yine de soruyordum. Aşık mı oldum ona? Çok mu kaptırdım kendimi?

Yerden kalkıp banyoya girdim. Önce sıcak bir duş aldım. Sonra üzerime pijamalarımı giydim. Aynanın karşısında saçlarımı tararken kızarıklığı geçmemiş gözlerimi inceledim.

Mutfağa inip Alexa'yı aradı gözüm. Terastan beni görünce koşa koşa yanıma geldi. O da duymuş olmalıydı bizi. Ne yapacağını bilememişti tabi. "Bu gün olanlardan babama bahsetme." Dedim. Bir şey sormak için söze girecekti ki sözünü kestim. "Uyuyacağım." Bir bardak su alıp tekrar odama çıktım. Yatağımı açıp içine girdim. Saat daha erkendi. Uyusam iyi olacaktı. Uyumasamda ağlardım zaten. Ağlamaya halim yoktu daha fazla.

* * * *

Ürperen vücudum yüzünden uyandım. Cam açıktı. Üzerim örtülü değildi.

Telefonuma uzanıp saate baktım. Neredeyse on olmuştu. Sabahtan akşama kadar uyumuştum. Kimse de uyandırmamıştı beni. Kapımı aralayıp sesleri dinledim. Gülce'nin sesi aşağıdan geliyordu. Babam yoktu. Aşağıya indim.

Siyah Kuğu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin