SAKAR

2.5K 81 38
                                    

MARİ

Akşam olmuş ve tüm işlerini halletmişti genç bayan. Birkaç dosyayı da dolabına kaldırıp çantasına doğru uzandı.

Bütün günün yorgunluğuyla kendisini binadan dışarı attı. Akşam olmasına rağmen tenine değen ılık ve hafif yaz esintisi biraz da olsa üzerindeki yükü hafifletmişti. Yavaş adımlarla evine doğru adımlıyordu.

Evine geldiğinde çantasını bir tarafa, ceketini bir tarafa fırlattıktan sonra yüzüstü bir şekilde kendisini koltuğun üzerine attı. 10 dk. kadar halıyla bakıştıktan sonra kendini toparlayıp yerdeki çanta ve ceketini alıp askıya astı. Odası üst katta olduğu için merdivenleri teker teker çıkmaya başladı. Yorgunluğun verdiği sersemlikle 17.basamaktan aşağı doğru yuvarlanmaya başladı. Evin içinde Mari nin çığlıkları yankılanırken yuvarmanmayı bıraktı. Salonun ortasında öylece yatıyordu. Başı kanıyordu genç kızın. Görüşü yavaş yavaş bulanıklaşıp soğuk zeminde öylece yatan bedeni hissizleşmeye başlarken dış kapının ardından gelen isminin haykırışları ve kapının sert bir şekilde yumruklanmasını duyması olmuştu. Aydından kendini sonsuz karanlığın içine bırakıverdi istemsiz olarak.

ADRIAN

Artık 21 yaşındayım ve hala Pariste modellik yapiyordum. Çoğu insan burasını biliyor ama ben devam edeyim. Marinin ailesi Çinde bir restorant zinciri kurdular ve Marinin ailesi Çine taşındı. Pastaneyi satıp 2 katlı güzel bir ev aldılar Mari için. Artık orada yaşıyor. Beni soracak olursanız 1 sene önce büyük bir özgüven patlamasıyla babamın karşısına çıkıp konuştum. Tabiki bağırdım, çağırdım hatta kırıp döktüm. Ve sonuç olarak kurtuldum. Onun esaretinden, emirlerinden, kurallarından, yasaklarından ve öfkeli bakışlarından kurtuldum. Sonra da Mari nin karşısındaki evi aldım. içeriyi istediğim gibi düzenledim. Bu en başta tuhaf geldi. Neden diye soracak olursanız birinin bana emir vermesi galiba alışkanlık oldu. Bu o kadar güzel bir his ki anlatamam. Ara sıra Mariyle görüşüp sohbet ediyoruz. Kahvaltılara gidip eğleniyoruz.

Bu gün de ziyarete gidicem şu an hazırlanıyorum. Neden bilmem ama onun yanındayken huzurlu hissediyorum. Bir tuhaf oluyorum ve ara sıra kekeliyip kızarıyorum. Ama her zaman değil. Galiba ondan hoşlanıyorum. Ama bu hoşlanmaktan daha öte bir şey. Galiba buna AŞK diyorlar.Evet biraz sonra onun evine gidip söylicem. Belki sevgili bile olabiliriz. Üzerimi değiştirip en sevdigim parfümü sıktım. Oldukça sade ve şık. Tam beni anlatıyor.

Marinin evinin önündeyim ama kapıyı çalıp çalmama konusunda tereddüt ediyorum. Acaba beni reddeder mi? Bana eskisi gibi bakar mı? Teklifimi kabul etmese bile eskisi gibi mutlu olur mu? kafamda deli sorular dönerken düşüncelerime Marinin çığığıyla son verdim.Kapıya vurup MARİİ!!! diye bağırdım. Ama içeriden ses gelmiyordu artık. Aklıma gelen fikirle geriye doğru birkaç adım atıp marinin kapısına omzumla vurdum.Aahh! Bu filimlerdeki kadar kolay degilmiş 4. vuruşta kapı temelli kırıldı ve yere düştü. Ânın verdiği gururla yuzumde hafif bir gülümseme oluştu ama Mari aklıma gelir gelmez etrafa bakındim.

Onu yerde boylu boyunca yerde yatarken görünce kalbim ağzımda fırlıcakmışcasına atmaya başladı. Bunun tek bir nedeni var o da korku.

Hemen girdiğim şoktan çıkıp Marini yanına gittim. Kafasındaki kanı görmemle birlikte korkum ikiye katlandı. Mariyi telaşlı bir şekilde yavaşça yüzünü tutup sallamaya başladım. Yavaşça gözlerini aralayıp bana baktı. Onu kucaklayıp koltukların birine bıraktım. Bana soru sorarcasına bakan gözlerine aldırmadan ilk yardım kutusuna ulaştım. Kutuyu aldığım gibi Marini yanına gittim. Mari bir bana bir de elimdeki kutuya bakıyordu yorgun düşmüş gözleriyle. Ben de ona:

- Sohbet etmek için gelmiştim. Zile basacakken senin çığlıķ attığını duydum. Galiba merdivenlerden düşmüşsün.

-Şey ... ben ... seni korkuttuğum için özür dilerim. Yatmaya gidiyordum. Klasik Mari sakarlığı işte.

Adrianette ( Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin