Sabah olmuştu bile ama benim hala uykum vardı. Elimi yastığımın altındaki telefonuma gitti. (Ben de telefonumu hep oraya koyarım. Neden diye soracak olursanız Alarmları daha erken kapatabilmek için...😂Neyse sacmaladım iyice siz devam edin okumanıza) Saate baktığımda ise ani bir şokla yüzümü buruşturup söylenmeye başladım. Pazar günleri neden bu kadar erken kalkmak zorundayım. Nedense hafta içi bu kadar erken kalkamıyorum.(anlıyorum seni mari aynısı bana da oluyo😢) Üstelik saat daha 5.30 ahh bu tam bir kabus. Neyse uyandım artık. Bir daha uyuyamam. Aşağı indim ve Salonda hala tulumlarıyla yatan arkadaşlarımı görünce yüzüme bir gülümseme oluştu. Hemen mutfağa girip kahvaltı hazırladım.
Bir süre sonra bütün sofrayı donatmıştım resmen. Salona heçtiğimde hala herkesin uyuduğunu gördüm aklıma gele güzel bir fikirle odama çıkıp çekmecemden bir tane tüy kalemlerimden aldım. Aşağıya indim ve Adrian'ın yanına oturdum. Elimdeki tüyle beraber Adrian'ın yüzünü gıdıklamaya başladım. Hafif kımıldamaya başladı ama uyanmadı. Ne ağır bir uykusu varmış. Biraz daha elimdeki tüyle yüzünü gıdıklamaya başladım. Sonra birden sol eliyle kendi yüzüne hızlıca vurdu. Sonra da uyandı. Onun bu hareketini görünce gülmeye başladım. Ses çıkarmamak için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Adrian bana tuhaf tuhaf bakarken ona susması için işaret verdim.Sonra sa elimdeki tüyü gösterdim. O ne yapacağımı anlamış olacak ki sinsice sırıtmaya başladı. Bana " bekle" dedi ve mutfağa gitti. Elindeki kremşanti dolu tabağını görünce en de ainsice sırıtmaya başladık. Sıradaki kurban Chloe.
Sesiz bir şekilde Chloe'nin yanına gittik. Adrian yavaş bir şekilde kaşıkla Chloe'nin eline kremşantiyi dolduruyordu. İşi bitince geri çekildi. İşte şimdi sıra bende. Elimdeki tüyle yüzünü gıdıklamaya başladım. Ama tuhaf olan bir şey vardı. Sanki tepki vermiyordu. Ben yüzümdeki sırıtmayla işime devam ediyorum. Sonra birden Chloe gözlerini açtı sırıtarak. Ben ne olduğunu anlamadım. Sonradan fark ettim. Chloe'nin kremşanti dolu eli yüzüme doğru hızla geliyordu. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken ani bir reflexle çığlık atıp gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığıma ise yüzümün her yeri bembeyaz olmuş Chloe ve Adrian bana gülüyordu. Etrafa baktığımda ise diğerlerinin bana şaşkınlıkla baktığını gördüm. Benim yüzümü görmeleriyle beraber gülmeye başladılar. İsaret parmağımı yüzüme getirip yüzümdeki kremşantiden biraz alıp ağzıma attım. Bu hareketimle daha çok gülmeye başlamışlardı. Chloe'nin bu boşluğundan faydalanıp elimi yüzüdeki kremşaniyle doldurdum ve Chloe'nin yüzüne geçirdim. Diğerleri iyice gülmeye başlamıştı bile. Özellikle de Alya. Bir yandan karnını tutarken bi yandan da kahkahalarla gülüyordu. Chloe yüzündeki kremşantiyi aldı ve hepsini elinde topladı. Ben de yüzümde geriye kalanları elime topladım. Chloe'ye işaret verip ikimiz de aynı anda elimizdeki kremşantileri Adrianın yüzüne geçirdik. Alya ve diğerleri daha fazla gülmeye başladı. Adrian ise hala bize şaşkın bir şekilde bakıyordu. Bizim güldüğümüzü görünce o da gulmeye başladı. Bemen ayaklanıp Adrian'ın elindeki tabağı aldım. Tam Adrian'ın yüzüne geçirecektim ki Adrian elimi tutup tabağı benim yüzüme geçirdi. Elimle yüzümdeki kremşantiden kurtulup hala bize gülen Alya'nın yuzüne geçirmemle sustu. Bana bakarken tekrar gülmeye başladı. Alya ile kremşantileri birbirimizin yüzüne sürmeye çalışırken Adrian gelip ikimizin de suratına 2 tane tabak dolusu kremşanti yapıştırdı. Yüzümdeki kremşaniyi elime alıp onu kavalamaya başladım ama çok hızlı koşuyordu. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak koşmaya devam etti Adrian. Ben de güzel bir şaka hazırlamak için mutfağa yöneldim. Bir bardağa ketçap koyup biraz su katarak karıştırmaya başladım .Sonra onu üzerime boşalttim. Karkma zamanı Adrian. Sonra da hızla merdivenleri çıktım. Adrianın benim odamda olduğunu biliyorum. Kapının önüne geldim. Derin bir nefes alarak içeri girdim. Kapiya tutunarak ilerledim. Adrian'ı görünce bayılma numarası yaptım. Yerde yatıyordum. Adrian ise yanıma bağırarak geldi. Mari MARIII!! diye bagırıyordu. İşte intikam... Aslinda ne yapacak merak ediyorum. Ama daha fazla üzmeyelim ünlü modelimizi. Elimdeki kremsantiyi hemen suratına geçirdim. Sonra da kahkahalar atarak koşmaya başladım. Ona baktığımda şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bu haline daha fazla gülüp aşağıya indim. Ne güzel numara yaptım ama. Oyunculuga falan mı başlasam acaba. Neyse. Asağı indigimde herkes bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Tabi ya üzerimdeki ketcap lekesi hala duruyordu. Alya bağırarak bana doğru koşmaya başladı. Ben de gülerek. Cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adrianette ( Askıda)
Fanfic"Bu gün güneş yine bir başka parlıyor. Ayrı bir havası vardı bi günün. Ayrı bir güzeldi sanki... " diye düşünüyordu Marinette adindaki genç bayan. Ama başına geleceklerden tamamen habersiz.
