BELKİ

459 31 8
                                    

Mari-Şaşırt beni.

Alya-N-nasıl. Anlamadım.

Mari-Şaşırt işte. Yemekler yap. Zorla kendini.

Alya-Diyorsun.

Mari-kesinlikle. Ancak süren var.

Alya-Ne süresi?

Mari-Süre işte. Bu gün akşam yemeğine kadar süren var.

Dedi ve Alya koşmaya başladı. Markete gidiyordu. Madem ki Mariyi şaşırtacak, yeni malzemeler alması gerekiyordu. Elinden n gelirse yapmaya hazırdı Alya. Zaten cok fazla arkadaşlık kurmamıştı. Ya da Mari kadar gerçek bir dostu yoktu Alyanın. Mari ise Alyanın telasindan dolayı gülmeye başladı. Onun bu telaşlı hallerini çok seviyordu Marinette. Çok geçmeden de yorgunlukla gözlerini kapattı Marinette.

1-2 saat sonra

Marinette okulundaydı. Lisede okuduğu okulu. Geziyordu boş koridorlarda. Herkes dersteydi çünkü. Kendi sınıfına doğru gitmeye başladı. Ama sınıfı boştu. O da merdivenlere yöneldi. En üst kata çıktı. Burada sadece Adrian vardı. Arkası dönük bir şekilde manzarayı izliyordu sanki. Burası büyük bir terasa benziyordu. Beline kadar gelen korkuluklar vardı. Yeşil renkte ince demirlerden vardı sadece. Sağlam da görünmüyordu. Marinette Adrian'a doğru yaklaşmaya başladı. Adriana baktığında onun sinirli olduğu belli oluyordu. Sanki bir şeylere sinirlenmiş gibi duruyordu. Yumruğunu sıkmış ve bileğindeki damarlar belirginleşmişti. Marinette Adrian'ın elini tuttu ve konuşmaya başladı bütün sakinliğini koruyarak.

-Adrian iyi misin?

-....

-Adri...

-İYİ DEĞİLİM MARİNETTE!!
dedi Adrian. Marinette korkuyla geriye doğru sendeledi. Çok öfkeli konuşuyordu Adrian. Ona bağırdığını fark edince Adrianın yüzünde pişmanlık belirdi. Yumruğunu daha da çok sıkmaya başladı Adrian.Sevdiği kıza bağırmıştı. Oysa ki onun hiçbir suçu yoktu. Marinette korkuyla geriye doğru bir adım daha attı. Arkasındaki korkuluğa çarptığını hissedince gözleri korkuyla açıldı. Arkasındaki korkuluk hızla geriye doğru giderken ağzından "Adrian" kelimesi döküldü birden. Adrianın gözleri korkuyla açılırken ne yapacağını şaşırmış bir durumda sadece Marinette'ye bakıyordu. Marinette aşağı düşerken elinden tutan birinin olduğunu fark etmişti.

Adrian Marinin elini tutuyordu. Marinette ise okulun en üst katından aşağıya doğru sadece elinden tutan Adrian ile boşlukta sallanıyordu. Adrian'ın gözlerindeki korkuyu görmek Mariyi daha çok korkutuyordu. Adrian'ın ağzından dökülen acı nidasıyla korkusu ikiye katlanmıştı. Adrian bağırmaya başladı. YARDIIM ÇAĞIRIIN!!! diye bağırıyordu. Adrian'ın arkasından gelen birkaç insan sesi onların yalnız olmadığının kanıtıydı. Telefon sesleri geliyordu. İnsanların telaslı sesine karışmış bir şekilde koşuşturma içindeydi. Marinin eline değen sıcak sıvı ile düşüncelerinden ayrıkırken eline bakmaya başladı. Elindeki kırmızı sıvıyı gördü birden. Ama bu kan Mariye ait değildi. Adrianın kolu kanıyordu. Kokuna saplanan korkuluğun demiri canını acıtıyordu. Marinette daha fazla dayanamadı ve konuşmaya başladı. Adrian ise sadece onu dinliyordu dikkatli bir şekilde.

-Adrian! bırak benii!! kolun kanıyor!

-Olmaz Mari!! Seni asla bırakmam!!

-Adrian!!sen de düşeceksin!! bırak beni!!

-Olmaz Mari!! Seni tekrar kaybedemem!!

-Ama kolun...

-Kolum senden daha önemli değil Marinette!!!

Adrian bağırmaya başladı tekrar.YARDIIM!! YARDIIM NEREDE KALDII!! diye bağırıyordu. Marinin ekine gelen kan elini kayganlaştırmaya başlıyordu. Mari korkuyla bağırmaya başladı. Adrian'ın içindeki korku artarken Mariyi sakinleştirmek amacıya konuşuyordu. Elleri kayıyordu onun da. Ama inatla daha sıkı tutmaya başladı.

-Marinette!! Marinette! bana bak! korkma! Ben buradayım!

-Adriann!!! bırak beni!! senin de düşmeni istemiyorum.

-SENİ ASLA BIRAKMAYACAĞIM MARİNETTE!!!

Adrian'ın eli daha da kayarken bir yandan da yardım çağırmaya çalışıyordu. Sevdiği kızı bir kez daha kaybetmek istemiyordu çünkü. Adrian Marinette'ye baktığında şaşırmıştı. Çünkü Marinettenin yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. Umutsuzca konuşmaya başladı Marinette.

-Yatağımın altında küçük bir oyuncak ayım var. B-ben ölünce onu kimseye vermeyin. Ablamdan kalan tek şey o.

-M-marinette.

Adrian Marinettenin böyle umutsuz konuşmasını hiç beğenmemişti. Adrian'a aldırmadan konuşmaya devam etti Marinette.

-Her akşam onunla uyurdu ablam. Ben korktuğumda bana verirdi ayıcığı. bana hep" korkma uğur böceğim. Teddy bizi korur" derdi. Unutmadan söyleyeyim. Ayıcığın adı Teddy.

-Marinette sen ölmeyeceksin!!

-Ben g-gidince Teddy senin olabilir. Ama ona çok iyi bak.

-Marinette!!! izin vermem!!! senin gitmene izin vermem!!!

Marinin eli daha çok kayarken Adrian da daha sıkı tutmaya çalışıyordu. Adrian yine bağırıyordu. Ama bu seferki daha korku doluydu. Sanki olacakları o da biliyor ama inkar ediyordu. YARDIIMM NEREDE KALD...
Adrianın sözünü kesen şey ne başka birisiydi ne de yardımın gelmesiydi. Onun sözünü kesen şey Marinin çığlığı olmuştu. Elinde tuttuğu el birden boşluğa dönüşmüştü. Marinette'nin dalgalanan saçları büyük bir sessizlik getirmişti etrafa. Marinin hızla yere düşüyordu. Adrian ise hiç kımıldamadan Marinin düşüşünü korku dolu gözlerle izliyordu. Zaman durmuştu sanki o an. Marinin göz yaşları havada süzülürken hızla düşmeye devam ediyordu Marinette. Elinde hiç bir sey gelmiyordu. Adrian sadece iri gözlerle Mari'nin düşüşünü izliyordu. Marinin bedeni soğuk zeminle birleşti. Ama hissetmiyordu artık, duymuyordu sesleri, isminin haykırışlarını, nefes alamıyordu, göremiyordu etrafını, kapalı gözleri onu engelliyordu. Tek hissettiği kalp atışlarının giderek yavaşladığı olmuştu. Sanki kararmıştı bütün hayalleri, umutları. Belki de tutamayacaktı Adriana verdiği sözü. Onu bırakmayacağını söylediği günü geri alamayacaktı. Belki tutamadığı ilk söz bu olacaktı. Yeniden bırakmak istemiyordu kendini isimsiz karanlığa. Sönmesin istiyordu umut ışıkları. Bitmesin istiyordu hayalleri. Belki de bu onu son görüşüydü...

Bölüm soonuu!! Nihahaha!!
Yine dinlediğim müziğin adı HURTS LİKE HELL. Yarın cumartesi. Bu yüzden mutluyum. Saat 10'a kadar uyumayı düşünüyorum. Güzel bölümler cıkıyor arada. Beğendiyseniz çok mutlu oldum.


Adrianette ( Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin