PLAN

371 25 24
                                    

Alakasız medya...😆😆😆

Genç kız Hawkmoth'un planını şimdi anlamaya başlamıştı. Ne yapmaya çalıştığını da, ama aklında soru işaretleri vardı. Hemde bir sürü...

Mesela ormandaki evde neden o kadar koruma, kamera ve koruma mekanizması gibi seyler vardı? Neden alt üstü bir tuzak için bu kadar masraf yapmıştı anlayamıyordu. O evde birşeyler olmalıydı. Bir süre sonra yaklaşık 2km kadar uzakta buyük bir patlama sesi duyuldu. Sesin geldiği yöne doğru başını çevirdi genç kız. Şaşkınlıkla gozleri aralanırken kafasındaki soru işaretleri de artmaya başlamıştı. Hawkmoth'un da başını sesin geldiği yere doğru çevirdiğini fark etti. Ama bu işte bir tuhaflık vardı. Hawkmoth'un surat ifadesi şaşkınlık değil de mutlulukla harmanlanmış saf kötülükle bakıyordu o yone doğru. Marinette anlayamamıştı ne olduğunu. Bu konuyu daha sonra düşünmek üzere rafa kaldırmaya karar verdi.

Şu an Hawkmoth'un adamları yer girişnin kapağını açmaya çalışıyorlardı. Ama sadece çalışıyorlardı...

Marinette çok iyi biliyordu. O kapağı asla açamayacaklardı. Açamazlardı da zaten. Bunun önlemini yıllar önce almıştı Marinette. Her zaman hazırlıklı olmanın verdiği keyifle yüzüne bir sırıtış yerleştirdi ve adamlarına işaret verdi. Belirli bi plan üzerinde çalışmamış olmalarına rağmen adamlar Marinette'yi iyi tanıyorlardı. Yani kısmen...

Adam Marinette'nin verdiği işareti anlamış gibi onaylayınca cebinden telsizi çıkardı ve diğer adamlara yapmaları gereken şeyleri anlattı.

Plan çok açık ve anlaşılırdı aslında. Ama karşıdaki düşman tahmin edemeyeceği bir plan olmaktan da çıkmıyordu.

Plandaki asıl karakter her zamanki gibi Marimette idi.Marinette ilk önce Hawkmoth'a saldıracaktı. Bu sayede bütün dikkatler o yönde olduģu için kimsenin ruhu bile duymayacaktı. Hatta kimse şüphelenmeyecekti etraftaki gerilim yüzünden. Hawkmoth'un adamları Marinette'ye saldırmak için harekete geçecekleri sırada devreye Marinette'nin adamları girecekti. Hawkmoth'un adamları patronlarını korumak için tek bir noktada toplanmak zorunda kalacaklardı. Bu sırada Marinette'nin adamları Hawkmoth'un adamlarının etrafını saracak ve çember taktiği ile düşmanlarını yere sereceklerdi.

Plan buydu. Daha önce
-baya baya önce- bu tür durumlar için taktik planlaması yaparlardı hep. Genelde de bu planın üzerinde durdukları ve çoğunlukla -her zaman-   da başarılı olduğu için bu planı uyguluyorlardı. 

Marinette doğru zaman için bekliyordu. Hawkmoth'un boş ânında ona saldırmak hem daha avantajlı olacaktı hem de yaralanma olasılığını en aza indirecekti. Ne de olsa Adrian'a verilmiş bir sözü vardı. Sözünü tutmazsa bir kısma yalancı konumuna düşerdi ve bu en nefret ettiği şeylerdendi.

Dikkatle Hawkmoth'u izliyordu genç kız. Her an tetikte idi ve Hawkmot'un açığını arıyordu. Karşısındaki adama baktığında onun da Marinette'ye baktığını fark etti. Adam Marinette'den onay bekliyor gibi bir hali vardı. Marinette eliyle ''dur'' işareti yaptı. Hem kendisinin hem de adamlarının doğru ân'ı beklemesi gerektiğini biliyordu. Marinette başını saklandığı ağaçtan biraz yana eğerek Hawkmoth'u izlemeye devam etti.

Hawkmoth şu anda elindeki sivri baston'u ileri geri sallıyordu. Dalmış gibi bir hali vardı Hawkmoth'un. Marinette bundan daha doğru bir zaman olamadığını biliyordu. Yani şimdi saldırması gerekiyordu ama içindeki yumuşak bir ses biraz daha beklemesini söylüyordu. Aslında bu ses genelde doğruyu söylüyordu. İçinde bir tür 6. his gibi birşeydi. Genelde bu sese uymadığı zamalar ise başına kötü şeyler geliyordu. Çok kötü şeyler...

Marinette içindeki ses'e güvenip ağacın arkasında beklemeye devam etti. Aklımdan da " Umarım doğruyu söylüyorsundur 6.hissim" demeyi de unutmuyordu.

Marinette'nin karşısında duran adam "ne yapmaya çalışıyorsun?" der gibi baksa da Marinette bunu umursamıyordu. Çünkü o hislerine güvenmeyi zor yoldan öğrenmişti. Ve bir daha böyle bir şey yapamakta kararlıydı. Bu his onu asla yanıltmıyordu.

Bir süre daha  bekledi. Hawkmoth hâlâ elindeki bastonun sivri ucunu  sağ'a sol'a sallıyordu. Sonra bir anda onun adamlarından birisinin seslenmesiyle Hawkmoth elindeki baslon'u  kendine gelmiş gibi sallamayı bırakıp bastonunu yere hızla koydu. Hawkmoth'un ağzımdan bir inleme çıkınca bütün dikkatler onun üzerine yoğunlaşmıştı. Hawkmoth ise renkten renge girip suratı sekilden şekile giriyordu. Ama asıl ifadesi bi değilmiş gibi geliyordu Marinetteye göre. Hawkmoth daha çok acı çekiyormuş gibi bir ifade oluşacakken son amda bunu engellemeye çalışıyordu. Yani Marinette öyle sanıyordu en azından...

Marinette de dikkatle izliyordu Hawkmoth'u. Hawkmoth'un adamı son bilgilendirmeyi de yaptiktan sonra onun -Hawkmoth'un- yanından ayrıldı. Hawkmotk ise adam gider ditmez hızla arkasını döndü ve bastonunu yavaş hareketkerle yukarıya doğru kaldırmaya başladı. Marinette buna en başta bir anlam veremese de baston'un sivri ucuna baktığında elleriyle ağzını kapatıp ağaca yaslanmıştı. Gülmemek için kendini zor tutuyordu çünkü. Hawkmoth'un bastonu ayağına girmişti. Hatta bunu yapan da kendisiydi. Hawkmoth'un acı inlemelerini duydukça daha çok güle isteği ile doluyordu Marinette. Aklimdan geçen cümleler bile onu güldürmeye yetiyor hatta kahkahalarla gülme isteğini artırıyordu. Aklımdan gecen cümle ise "Hawkmoth kendi ayağını, kendi bastonuyla vurdu"

Tabi işin içinde başka birisi olsaydı bu kadar komik olmazdı ama karşısında kötülerin babası Hawkmoth olduğu için bu durumu ayrı bir komiklik seviyesine taşıyordu. Bu şey kedileein ayna ile dans etmesi gibi birşeydi. Nadir ve komik...

Marinette içindeki gülme hissini yok etmek için derin derin nefesler almaya başladı ve bu biraz da olsa işe yarıyordu. Gülmeyeceği kanısına vardıktan sonra  arkasima baktı ve gözleri Hawkmoth'u bulduğunda içinde oluşan gülme isteği daha da arttı. Çünkü bu sefer Hawkmoth ayakkabısını çıkarmış bir yandan elleriyle ayağını ovarken diğer yandan da ayağına üflüyordu. Bu komik sahneyle yere çökerken elleriyle ağzını sıkı sıkı kapatmış gülmemek için büyük çaba harcıyordu.

Gülmesini bastırdığında Hawkmoth'a baktığında aynı pozisyonda olduğunu gördü. Ne kadar gülmek istese de daha sonra kahkahalarla gülmek üzere bir kenara kaldırdı düşüncelerini. Bu saldırmak için doğru zamandı. Ayrıca Hawkmoth şu an yaralıydı bir bakıma. Marinette içinden 6.hissine defalarca teşekkür ettikten sonra saldırıya geçti.

Ya bu savaş iyi bir sonla bitecekti,

ya da kötü bir son diğer olayları da körükleyecekti...

Merhaba, sevgili okurlarım...

Yeni bir bölümle tekrar karşınızda olmaktan onur duyuyorum. Yeni bir tatili sevinçle kucaklıyor, erken kalkma olayına son veriyorum.

Neyse...

936 kelimelik bir bölümle geldim. Yazar yazmaz yayınlıyorum.

yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın...

HERKESE İYİ TATİLLER!!!!

😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀😀

Adrianette ( Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin