TİRİP

341 27 3
                                    


Sabah yüzüme vuran güzel güneş ışıklarıyla uyandım... demeyi çok isterdim ama malesef öyle olmadı. Gözlerimi araladığımda bana arkasını dönmüş ve telefonla konuşan bir adet Adrian bulmayı planlamıyordum.

Iykumdan yeni uyanmanın verdiği yorgunlukla gözlerimi birkac kere kırpıştırıp Adrian'ın telefon sohbetine dikkat kesildim.

-....

Evet. Yaklaşık bir saate orada oluruz. Her şey tamam mı?

-....

Biraz daha bağırırsan Marinette bile duyacak seni!

-......

Evet. Ben kapatıyorum. Marinette biraz sonra uyanır.

-.....

-Hey dalga geçme! Bu ciddi bir olay!

-....

dedi ve telefonu kapattı. Gözlerimi kısarak Adrian'a bakarken arkasını dönmesiyle şaşkınlığı dile gelecek gibi değildi. Ağzı hafif aralanmış gözleri de yuvalarından fırlayacak gibi açılmış ve donmuş bir şekilde bana bakıyordu. Bir süre bakakaldı öylece.

Yüzüne tedirgin bir gülümseme yerleştirip yanıma geldi ve konuşmaya başladı. Sesi ve hareketlerinden ne kadat korktuğu ve telaşlandığı belli oluyordu. Ama asıl soru şuydu. Ne planlar yapıyor benim limon kafalım?

-M-Ma-Marinette! Ne zaman uyandın?" dedi Adrian şaşkınlık ve korkuyla. Konişana kadar odadaki sessizliği bizan tek şey Adrian'in adim sesleri olmuştu.

Sert zeminde yankılanan topuk sesi kulaklarımı doldurduktan sonra endişeli sesiyle kinuşmadını yapmıştı. Neden bu kadar korkmuştu? Ve yine ne işler karıştırıyordu bu yakışıklı.

Önce korktu sonra da kekelemeye başladı. Kesinlikle bir seyler olduğunu anlamıştım.

-Ne karıştırıyorsun?

-B-ben mi? Ne karıştıracağım canım. dedi Adrian. Sesini sonlaa doğru yükseltmişti. Ayrica kekelemişti yine. Kekelediginin farkına vardığında ne tepki vereceğini merak ediyordum. 

Yüzünde donmuş bir ifade yerleşti ilk önce.  Sonra pot kırdığının farkına vardığında eliyle kafasına vurdu. Ayh! Masum sevgikim benim. Yalan da söyleyemezmiş.

***

-Söyle!

-Hayır.

-Söyle!

-Hayır.

-Ya Adrian! Söyle!

-Haayıır.

-Bak söz veriyorum kimseye söylemem.

-Hayır.

-Offf.

Evet! Yarım saattir Adrian'i ikna etmeye çalışıyordum. Ama kendisi söyleme zahmetinde bile bulunmadı. Neden söylemiyor ki?!! Bir süre plajda yürüdukten sonra eve doğru gitmeye başladık.

Sessiz değildi sokaklar. Aksine trafiğe sıkışmış arabalardan gelen korna sesleri iyice sinirlerimi oynatmıştı. Ve kesinlikle Adrian yürümemin daha sağlıklı olduğunu söyleyip onca yolu yürümemiz gerekiyordu.

Ama bence bunun nedeni arabanın anahtarını evde unutmasıydı. Ama bunu bike bana itiraf etmek istemiyordu.

Ben de anlamamazliktan gelip yürüme teklifini kabul ettim. Ama gelirken taksiyle gelseydik keşke düşüncesini bir türlü kafamdan atamadım.

Adrianette ( Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin