YANGIN

652 40 7
                                    

Yangını görür görmez bağırmaya başladım.

-Mari!!YANGIN VAAR!KOŞ HADİ!!

Bana baktı telaşlı bir şekilde. Arkamdaki yangını gördüğünde iyice telaşlanmıştı. Hemen yanına koşup elinden tuttum ve hiç durmadan koşmaya başladım. Mari arkamdan koşuyordu. Elini ne olursa olsun hiç bırakmayacağım. Bu sefer ona bir şey olayacak. Buna izin vermeyeceğim. Koşarken Marinin elimi bıraktığını hissettim. Arkamı döndüğümde Mari yerde oturuyordu ve dizini tutuyordu. Hızla ayağa kalkmaya çalıştı ama yine yere düştü. Tam yanına gidecektim ki Marinin arkasındaki alevler daha da büyümüştü. Mari hemen ayağa kalkıp bana doğru sekerek gelmeye çalışıyordu. Onun yanına gidip kucağıma aldım be koşmaya başladım. Biraz daha koştuktan sonra dev gibi bir kapı vardı önümüzde. Hemen bunun çıkış kapısı olduğunu anladım. (biricik yazarınız da korku tünelinde aklını kaçırdığı için oranın nasıl bir yer olduğunu biliyor. Şimdi gitsem korkmam ama o zaman daha 9 yaşındaydım.) Kapıyı ne kadar itmeye çalışsam da olmadı. Kapı devâsa büyüklükte olduğu için kapıyı itemiyordum hem de elektrikler olmadığı için kapı kilitlenmişti. Galiba kapama sıkıştık. Mariye baktığımda boynundaki atkısını kanayan bacağına sarıyordu. Yavaşça ayağa kalkıp sağ bacağının üzerine yüklenmeye başladı. Sağ taraftaki duvara doğru gitti. Ben de ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Duvardaki borulara tek tek kulağını koyup dinlemeye başladı. 5.boruya kulağını koyduğunda gözleri irileşti ve gülümsemeye başladı. O boruyu tuttu ve hızla çekmeye başladı. Biraz uğraştıktan sonra elindeki boru koptu ve borudan su gelmeye başladı. Ben ise hayretler içinde Mariyi izliyordum. boruyu çekerek yanıma kadar geldi.  İçinden çıkan suyu bana doğru tutarak her yerimi ıslattı. Boruyu benim elime verdi ve konuşmaya başladı:

-Sen şunu tut ben kapıyı açmak içi bir şeyler bulacağım.

-Tamam. Dikkat et kendine

-Tamam

Dedi ve gitti. Ben de elimdeki boruyla alevlere su tutuyordum. En azından yavaşlatmaya çalışıyordum. Birkac dakika sonra Marinette elinde büyük bir demir parçasıyla geldi. Her yer duman olmaya başlamıştı bile. Heme  Marinin yanına gittim. Elindeki demir parçasını iki kapının ortasına getirdi ve demiri ittirmeye başladı. Çok geçmeden patlama sesleri gelmeye başladı. İçerdeki kimyasallar patlarken alevler artarak bize doğru gelmeye devam ediyordu. Ikimiz de dumandan dolayı öksürmeye başladık. Aceleyle daha fazla ittiriyorduk demiri.Mari bana döndü ve geri cekilmemi söyledi. Geriye dogru gidip hızlıca kapıya koşmaya başladı. Bir anda zıplayıp demire ayağıyla uçan tekme attı. Anında kapı açıldı.  Uzun bir tünel vardı ve sonunda da ışık. Mariye baktım. Buraya bizi getiren vagonu itiyordu. Yanıma kadar getirdi ve binmemi söyledi. Ne yapıyor bu kız?

MARINETTE

Gezerken yerdeki demir parçasını görmemle çok mutlu olmuştum. Çünkü gerçekten istedigim gibi bir şeydi. Yerdeki demiri alıp hemen Adrian'ın yanına koştum. Adrian elindeki boruyla alevlere su fışkırtıyordu. Amacını anlamıştım ve bu bize zaman kazandıracak. Elimdeki demiri kapının arasına koyup demiri ittirmeye başladım. Çok geçmeden Adrian a gelip bana yardım ediyordu. Buradaki bazı kimyasallar patlarken alevler büyüyüp hızla bize gelmeye devam ediyordu. Aklıma gelen fikirle Adrian'a geri çekilmeai gerektiğini söyledim. O da hiç itiraz etmeden çekildi. Geriye gidip kapıya doğru koşmaya başladım. Bir tane uçan tekme gecirdim ve kapı anında açıldı. Vagonu alıp yanımıza kadar getirdim. Adrian'ı zorla vagina bindirdim. Ve öksürüklerimin arasından kalan son gücümle vagonu ittirdim. Vagonla birlikte benden hızla uzaklaşan Adrian'ı gördukten sinra görüşüm iyice bulanıklaşıyordu. Çıkışa doğru yürümeye başladım. Ortam iyice sıcaklaşırken bedenim bana isyan ediyordu. Öksürüklerime karışan göz yaşlarım sanki buraya kadarmış diyordu bana. Bir anda bana doğru gelen alevlere doğru dönüp bağırmaya başladım.

Adrianette ( Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin