Adrianette ( Askıda)

Alışveriş Faciası

medya bu gün mari ve adtianin uzerindeki kiyafetler. Malum kış üşümesin yavrucaklar

MARİ

Plan yapıldı ve sonuç başarılı. Siz dün neler oldu bilmiyorsunuz değil mi? Neyse ben anlatayım. Dün Sabrinayla buluştuk ve yanımda Jack ve Adrian da geldi. Sonra ben Adriana işaret verdim ve işimiz olduğunu söyleyip onları yalnız bıraktım. Şimdilik hiç sorun yok ama planin işe yarayıp yaramadığına dâir Leo bize hala haber vermedi.
Şu an neredeyim diye soracak olursanız şirketteyim. Moda tasarımcılıgına son sürat devam. İşim olmadığı için birkaç tane cizim yapmıştım.( yazar: birkaç dediğine bakmayın 9 tane çizim yaptı.)

...

saat 16.00 canım çok sıkıldi ve bende buradaki işlerimi halledip Adrian'a gitmeye karar verdim. Belki alışverişe çıkarız. Onu övmek gibi olmasın ama gerçekten zevkini beğeniyorum.Aradım, konuştuk falan. Şu an AVM deyiz. Parisin en büyük AVM lerinden bir tanesi. 4 saattir geziyoruz ve ben  oldukça yoruldum. Elimdeki paketleri Adriana verip su almaya gidicem. Markete girdim ve direk olarak soğuk sulardan 2 tane aldım.Tam kasaya gidiyordum ki bir patlama sesi duyuldu. Korkudan elimdeki su şişeleri yere düştü. Hemen arka reonlardan birine saklandım ve olanları izlemeye başladım.

Galiba bir hırsızlık olayı. Haliyle ben de kaçak rehine gibi bir şey oluyorum. Yavaşca ilerlemeye başladım. Şu an adamın arkasında duruyorum ve aramızda sadece 3m var. Dışarıdan polis sesleri gelmeye başladı.Birisi daha bağırıyor. Tahmin edin kim.

Tabiki Adrian. Hırsıza doğru koşmaya başladım ve bir yandan da EĞİİLL! diye oradaki insanlara bağırıyordum. Benim bağırmamla oradaki herkes yere çöktü. Adamın sırtına atlayıp silah olan elini tuttum. Efrafı silah sesleri dolduruyorken adamla beraber yere kapaklandım. Ama vazgeçmedim. Adamın önündeyim ve aramızda silah. Silahı çekiştiriyorum ve birden ardi ardina 3 el silah sesi geldi. Sonra ben yere düştüm, karnımdaki büyük ağrıyla. En azından adamın elinden silahı almaya çalışırken polisler içeri girip adamı tutukladılar. Gözlerim kapalı, ama duyabiliyorum, Bütün o telaşı ve haykırışları. Hissedebiliyorum, bedenimdeki tarifsiz acıyı ve soğuk zemini. Başımda Adrianın olduğunu anlamak zor değil. Yüzümdeki elini, başımın altındaki dizlerini, korkudan titreyen sesini ve yüzüme düşen göz yaşlarını. Tüm gücümle adriana seslendim kısık bir sesle. Adrian diyebildim sadece gözlerim hâlâ kapali bir şekilde. Bana:

-Dayan güzelim lütfen. Benim için dayan. Simdi hastaneye gidicez ama bana söz ver bir yere gitmek yok.Özelllikle de beyaz ışığa doğru tamam mı? Hem hastaneden çıkınca söz sana pamuk şeker alıcam. Yeter ki o gök mavisi gözlerini aç. dedi

sonlara doğru sesi titremişti. Geriye kalan son enerjimi kullanıp elimi Adrianın yanağına götürüp :

-E-elma şeker de istiyorum, dedim.
 
Bedenim hissizleşmeye başlarken Adrianın yanağındaki elimin yere çarptıginı hissettim. Adrian'ın bağırışlarını duydum en son. Sonrası ise uzuun bir karanlık.

ADRIAN

Mariyle alışverişteyiz ve 4 saattir geziyoruz. Saate baktım ve saat 20. 00 olmuş. Açıkcası yoruldum ama Mariyle gezmek bu yorgunluğu unutturuyor. Bir an durdu ve bana elindeki poşetleri uzayıp su almaya gidecegini söyledi. Ben de onu beklemeye başladım.

5 dakika sonra

5 dakika geçti ama hâlâ gelmedi. Merak edip Markete doğru yürümeye başladım. Kapının önünde polisler vardı ve korkmaya başlamıştım. Oradaki polislerden birine sordum burada ne olduğunu. O da silahlı bir hırsızın markette oldugunu söyledi. içimdeki korku büyürken içeriden Marinin sesini duydum. Bağırıyordu. EĞİİLL!! dedi. Sonra ardı ardına silah sesleri duyuldu ve bir süre sonra sesler kesildi. Sesler kesilir kesilmez polisler içeriye girmek için hazırlanıyorlardı ve 3 el daha silah sesi geldi. Polisler içeriye girmiş ve hırsızı tutuklamışlardı. Mariye bakmak için içeriye girdim. Ama bir kitleyle karşılaşacağımı bilmiyordum. İçimdeki meraka yenik düşerek insanların toplandığı yere bakmaya karar verdim. İnsanların arasından geçerken kulak misafiri oldum.