Gözümü araladığımda kapı tıklatılıyordu.
“Geel” dedim. Linda yüzünde kocaman gülümsemesiyle,
“Günaydın” dedi.
"Günaydın Linda. Saat kaç?”
“8 buçuk”
“Daha çok erken” dedim yatağa gömülürken.
“Babanız bugün üniversiteye kayıt yaptıracağınızı söyledi" dediğinde yatağımdan fırladım resmen.
"Ne? Üniversite mi?"
"Evet. Sanırım Harry de o üniversiteye gidiyor"
"Bunu nereden biliyorsun?"
"ımm. Ihmm.. Şey.. Ben laf dinliyor gibi görünmek istemiyorum."
"Söyle hadi Linda. Biz arkadaşız"
"Pekala. Anne ve babanı konuşurken duydum. Annen Harry ile aynı Kampüs de olmanın senin için daha güvenilir olduğunu falan söylüyordu"
"İnanamıyorum. Bu rüya gibi. Harry ve ben aynı Üniversiteye mi gidecez? Bana bunu teklif ettiğinde mümkün olmadığını düşünmüştüm ama mümkünmüş"
"Gerçekten hayatta neler olacağını bilemeyiz"
"Evet, öyle"
"Pekala. Artık kalkıp hazırlanmalısın" dedi ve elimden tutup kaldırdı.
"Ve iyi şanslar" diledi. Sarılıp teşekkür ettim.
Banyoda yüzümü yıkadım ve saçlarımı hafif dalgalı yapıp açık bıraktım. Sadece maskara sürdüm ve mat kırmızı ruj ile tamamladım. Ve biraz da allık.
Altıma siyah bilekte biten yüksek bel dar pantolonumu giydim. Üstüne yine siyah uzun kollu yakası omuzlara kadar açık büstiyer giydim. Boynuma kırmızı çiçekleri olan bir eşarp bağladım. Altına siyahı mat deri tabanı kırmızı stiletto giydim. Harry'nin yanında kısa görünmek istemiyorum ve sanırım artık daha fazla topukluyla ihtiyacım var.
Parfümümü sıktıktan sonra Harry'nin bana aldığı bilekliğinde bileğimde olduğuna emin olarak çantamı da alıp aşağı indim.
"Günaydın" dedim masadakilere ve annemle babama bir öpücük verdim. Onlara alışmaya çalışıyorum.
"Sen çok güzel görünüyorsun" dedi annem.
"Sanırım Üniversite de kızıma koruma tutmalıyım"
"Abartma baba. Sadece birazcık özendim" dedim.
"Pekala. Kahvaltını yap hadi. Bir an önce çıkalım" dedi babam ve hızlıca kahvaltıyı tamamlayıp çıktık. Ben kendi arabamla gitmeyi teklif ettim çünkü dönüşte işlerim vardı.
Birlikte üniversite ye girdiğimizde biraz tanıdık gelmişti ve bu kadar mükemmel bir mimarisi olduğunu fark etmemiştim. Deli gibi Harry'i aramıştım çünkü.
Kapıdan girerken kocaman Cambridge University yazıyordu.
Sonra kayıtlar için uğraştık ve 1 hafta sonra başlayacaktım. Lisansımı tamamlayacaktım ve çok heyecanlıydım. Beni kabul etmeleri için babamın ne vaad ettiğini bilmiyorum ama beni kolayca kabul ettiler.
Çıkışta babamla vedalaştık ve Linda yı arayıp ondan bilinen iyi bir güzellik merkezlerinden birinin adresini istedim. Navigasyonla buldum ve içeri girdim.
Sanırım burası oldukça lükstü.Neredeyse 2 saat kaldım burada. Kaşlarıma daha iyi bir şekil verdirdim ve rengini koyulttum. Saçlarımı da küllü açık kahve arası renk yaptırıp uçlarına sarı ombre yaptırdım. Biraz dalgalı ve dolgun saçlarla tamamladık. Tırnaklarımı yaptırdım ve bir kaç cilt bakımı. Umarım Harry yeni saçlarımı beğenirdi. Sarı saçlarımı oldukça koyultmuştum ve gerçekten çok beğendim. Oldukça yüksek masraflı bakımımı tamamladıktan sonra kredi kartımla ödeyip çıktım ve sanırım artık buraya gelecektim.
Harry'nin görmesini için heyecanla arabaya atlayıp Navigasyonla evini buldum. Gözüme büyük güneş gözlüğümü taktım ve kapıyı çaldım.
Harry saçları dağınık kapıyı açtı. Uykulu gibiydi.
"Merhaba" dedi. Tanımadığı apaçık belliydi.
"Hmm.. Birini mi arıyordunuz" dedi. Hiç tepki vermedim. Gözlerini kısarak bana baktı.
Gözlüğümü çıkardım ve güldüm. Şaşkınlıkla neredeyse çenesi düşecekti."Aman Tanrım. Bu..-"
"Bu- wow. Bu sen olamazsın. Neredeyse seni tanıyamayacaktım." dedi.
Etrafımda döndüm.
"Beğendin mi?" dedim.
"içeri gel. Komşularımın olacaklara şahit olmalarını istemiyorum" dedi ve elimden tutup içeri çekti
"Ne?" diye bağırdım gülerken. Kapıyı kapatıp karşımda durdu.
Elini uzattı ve tuttum. Kendi etrafımda beni döndürdü.
"Şu haline bak. Çok seksi görünüyorsun. Kalçaların bebeğim. İyi görünüyorlar" dediğinde kızardım ve kafamı göğsüne yasladım.
"Kes şunu" dedim. Biraz sonra başımı kaldırdım.
"Saçlarım?" dedim.
"Bu rengi daha çok beğendim. Bir yetişkin gibi duruyorsun. Bu haline bayıldım" dedi ve belimden tutup kendine yasladı.
"Ve rujun.." dedi ve öpmeye başladı.
"Bütün gün öpülesi duruyor" dedi ve yine öptü. Ayrıldıktan sonra,
"Vee bil bakalım kim bay Styles ile aynı Üniversiteye kayıt oldu"
"Sen ciddi misin?"
"Kesinlikle" dediğimde sarılıp beni havaya kaldırdı
"çok sevindim" dedi.
"Bende" dedim
"Pekala. Ben Zayn'e gidecektim. Sende gelsene" dedi.
"Olur" dedim.
Beraber çıkarken anahtarını aldı.
"Aslında ben arabamla gelmiştim. Tek araba ile gitmeliyiz" dedim.
"Tamam ama ben kullanırım"
"Tamam" dedim ve anahtarı verdim
dışarı çıktığımızda arabayı gördü ve güldü.
"Ne?" dedim.
"Oldukça kız arabası. Belki de sen kullanmalısın"
"arabamla dalga geçmeyi kes. Bence çok sevimli"
"Bence de öyle. Bü yüzden sen kullanmalısın" dedi ve anahtarı uzattı. Ben arabayı sürerken o yolu tarif ediyordu ve aynı anda radyoyu kurcalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Türkçe) First Love! Harry Styles)
FanficYağmur hayatında hiç âşık olmayan üniversiteli Türk bir kızdır. İki arkadaşıyla 2 haftalığına İngiltere'ye giderler. Ve hayatlarında ki ilk deneyimleri yaşarlar. Bu maceraya siz de katılın ve hikaye kahramanlarını kendi hayal gücünüzde oluşturun.