58. Bölüm

111 7 0
                                    

"Yamur" dedi şaşkınlıkla. Olduğu yerde duruyordu. Hızlıca yürüyerek yanına gittim.
"Ben gerçekten üzgünüm" dedi
"Sorun değil" dedim ve boynuna sarıldım. Oda sıkıca sarılıyordu.
"Kızacağını düşünmüştüm" dedi
"Hayır, biz arkadaşız" dedim ve tekrar sarıldık.
"Seni burada tekrar görmek güzel" dedi. Bu Liam'ın sesiydi ve gelip sarıldı.
"Seni de" dedim. Birlikte oturma odasında oturduk. Olanları 'Robbie' kısmını atlayarak anlattım. Tabi ki de herkes çok şaşırmıştı.
"Yani Diana, bize ona ulaşabileceğimiz bir numara yada adres verebilir misin?" Dedim.
"Evet. Sana mesaj olarak atabilirim"
"Şey, Harry'e atsan daha iyi olur. Telefonum yok şuanda" dedim ve beni onayladı. Hemen yanımızda attı mesajı. Harry 'sana telefon almalıyız ama sen her zaman ki gibi yine inada bindin. Çok inatçısın' bakışları atıyordu.
"Burayı biliyor musun?" Dedi Harry'e.
"Evet. Sanırım nerdeyse şehrin dışında"
"öyle" dedi Diana.
"Gidebilir miyiz şimdi?" Dedim Harry'e.
"Eğer istersen"
"Lütfen" dedim. Elimi tutup ayağa kalktı.
"Gidelim" dedi.
"Hoşçakalın" dedim ve birlikte çıktık. Neredeyse yarım saat yol gitmiştik. Sonunda varmıştık. Sadece bir kaçtane ev vardı burada. Harry tekrar mesaja baktı ve evi işaret ederek
"sanırım bu" dedi. Birlikte inip eve doğru el ele yürüdük. Kapıya geldiğimizde derin bir nefes alıp bıraktım.
"Iyi misin?" Dedi başımı evet anlamında onayladım ve kapıya döndüm. Sonra tekrar Harry'e dönüp sarıldım ve dudağından öptüm.
"Hazırım" dedim. Kapıya Harry vurdu. Kısa sürede açtı Erdem, yani babam. Karşısında beni görünce şaşırmış görünüyordu.
"Yağmur" dedi.
"Merhaba. Konuşabilir miyiz?" Dedim.
"Elbette. Lütfen içeri gelin" dedi ve girdik.
"Bu Harry. Erkek arkadaşım"
"Biliyorum. Birlikte resminizi görmüştüm bir kostüm balosunda çekilmiş olduğunuz. Eski belediye başkanı'nın oğlu Harry Styles" dedi.
"Memnun oldum efendim" deyip Harry elini uzattı. Ama çok sert bakıyordu. Babamda elini uzatıp gülümsedi. Birlikte oturduk Harry'le. Bize içecek olarak meyve suları getirdi.
"Nasılsın?" Dedim
"İyiyim. Ya sen?" Dedi.
"Bende iyiyim ve şimdi sana inanıyorum. Barbara ile konuştum. Her şey anlattığın gibi" dedim.
"Sana asla yalan söylemem kızım" dedi.
"Tabi ya." Dedi Harry mırıldanarak. Babam konuşmaya devam edince Harry'e cevap vermekten vazgeçtim.
"Aileyi dağıttığım için beni affrdebilir misin bilmiyorum ama ben-.." derken sözünü kestim.
"Affettim bile. Kaybolan onca yıl var. Artık bir saniye bile kaybetmek istemiyorum" dedim ve yanına oturup sarıldım. Babamın düşen bir kaç damla göz yaşını sildim.
"Barbara ile de konuşmalısın" dedim
"Bilmiyorum"
"Şimdi tam zamanı. Lütfen bizimle gel ve konuş onunla" dedim. Biraz düşündü ve
"peki" dedi. Elimi uzattım. Tutup kalktı ve arabaya birlikte gittik. Ben öne oturdum babam da arkaya. Arada sırada arkama dönüp ona gülümsüyordum.
"Seninle olabildiğim için mutluyum kızım. Allah'a şükürler olsun. Bir gün bunu başarabileceğimi umut ediyordum ve gerçekleşti. Seni seviyorum ve bir daha kaybetmek istemiyorum" dedi. Türkçe konuştuğu için Harry anlamamıştı ve kaşlarını çatarak bana anlamsızca baktı. Arkamı döndüm ve tebessüm edip elimi uzattım.
"Bende öyle" dedim. Uzattığım elimi tuttu ve gülümsedi. Eve varmıştık sonunda. Hep birlikte arabadan indik. Harry,
"Bu ev" diyerek babamı yönlendirdi. Babam önde yürüyordu. Bende arkasından yürürken Harry kolumdan çekip arabaya yasladı sırtımı.
"Sana ne dedi?"
"Ne?" Dedim
"O adam arabada sana ne dedi?"
"O benim babam"
"Bende erkek arkadaşınım"
"Neden merak ediyorsun bu kadar?"
"Seninle ilgili her şey beni ilgilendiriyor"
"Delirmişsin sen" dedim gülerek ve kafamı iki yana salladım. Tam gidecekken izin vermedi.
"Daha fazla delirmemi istemezsin"
"Sen ciddi misin?"
"Oldukça" dedi. Tuhaf bir şekilde gergindi. Bun yüzden gergin ortamı dağıtmak adına sevimli olmaya çalıştım.
"Hımm. Seni çok beğendiğini söyledi. Bende ağır ol koca adam o benim erkeğim dedim" dedim ve güldüm.
"Ne?" Dedi şaşırmış görünüyordu. Güldüm.
"Şuan seni omzuma attığım gibi odama götürür ve sana zorla söyletebilirim. Bilirsin, yapmadığım şey değil"
"Ah! Pekala. Sadece benimle olduğuna mutlu olduğunu ve bir daha kaybetmek istemediğini söyledi"
"Neden ingilizce söylemedi?"
"Ne bileyim Harry. Söyleyeceklerine belki de ingilizce karşılık bulamamıştır"
"Saçmalık"
"Harry kes şunu. Yoksa babamdan kıskanacağını düşüneceğim" dedim. Öylece durdu.
"Ne? Ciddi olamazsın. O benim babam" dedim.
"Çocuklar bugün gelir misiniz? Stresten ölüyorum zaten burada" dedi. Harry ile göz göze geldik.
"Gidelim" dedi elimi tutup sürüklerken.
"Cevap vermedin" dedim. Beni duymamazlıktan geldi. Hızlıca kapıya vardık ve zile bastı.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin