Arabanın kilidini açtım. Harry yolcu koltuğuna bindi. Deniz de arkaya geçti ama ortada durmuş kafasını iki koltuğun arasına koymuştu.
''Harry buraya oturabilirdin. Oldukça geniş burası'' dedi Deniz. Bu kız neden İngilizce biliyordu köyün sanki. Geçen sene ki İngilizce kursuna gittiğimiz de ona her zaman yardımcı olmustum. Sırf bu yüzden kendimi tokatlamak istiyorum. Bilmeseydi dediklerini asla Harry'e çevirmezdim. Hatta Harry'nin ondan hiç hoşlanmadığını bile söylerdim.
Ah! Bu kırıcı olurdu. Neler düşünüyorum böyle!''Ben özel şöförünüz değilim'' (ing) dediğimde kafasını geri çekti ve arkasına yasladı. Harry'nin de anlaması için ingilizce söylemiştim. Harry yarım ağız gülmeye başladı.
"Gülmeyi keser misin?" dediğimde gülmesi daha da genişledi.
"Harry! Ciddiyim" dedim.
"Tamam. Pekala" dedi ve kafasını cama doğru çevirdi. Camın yansımasından güldüğünü göremediği mi sanıyor. O ciddi mi?
Kafamı iki yana sallayıp arabayı çalıştırdım. 5 dakika sonra Deniz tekrar iki koltuk arasına kafasını sıkıştırıp konuştu."Hangi filme gidiyoruz?" dedi sırıtarak.
"Her hangi bir filme. Gidince bakacağız" dedim. Harry 'e dönüp
"Ne tür filmlerden hoşlanırsın? (İng)" dedi.
"Aslında Dram filmlerini seviyorum" dedi Deniz'e dönerek. Neden daha önce ona bu soruyu soran ben olmadığım için kendime kızdım. Daha önce de aslında aşk konulu bir dram filmine gitmiştik ama ne tür filmlerden hoşlandığını düşünmemiştim. Neden şuan kendimle iç savaş veriyorum. Deniz burada dururken..
"Ben de öyle" (ing) dediğinde
"Sorduk mu?" diye içimden geçirmeden edemedim.
"Ama özellikle aşk filmlerini izlerim. Romantik bir kızım" (ing)
"Pekala romantik kız, soruların bittiyse arkana yaslanabilirsin" dedim.
"Sen biraz gergin misin?"
"Ben mi? Hayır tabi ki de. Arkadaşlarımla sinemaya gitmek kadar güzel ne olabilir ki" ddim. Bir kızın benim erkek arkadaşımla benim yanımda flörtleşmesinden daha güzel ne olabilir ki.
Ah hadi ama! Gergin değilim. Sadece azıcık sana yapabileceğim işkence seçeneklerimi arttırmaya çalışıyorum. Hımm bir kaçı cazip gelmeye başladı bile. Bunları değerlendirmeye almalıyım."Kesinlikle öyle. Harika bir gün olacak" dedi.
Yerinde olsam son gününün tadını çıkarırdım.Sonunda AnkaMall'e (Ankara da ki büyük Alışveriş merkezlerinden biri) vardığımız da park yeri aramaya başladım. Bulduğum ilk yere park ettim. Harry ve Deniz inerken bende arabanın anahtarını alıp indim. Deniz Harry'nin yanına geçmişti bile.
Hemen aralarına girip,"Bu taraftan" (ing) dedim Harry'yi yönlendirirken.
Birlikte cinemaximum'un girişinde ki filmlere bakmaya başladık. Bir kaç romantik film vardı ama Türk yapımı olduğu için Harry anlamayacaktı. Bu yüzden alt yazılı yabancı filmlere baktık. Tek film vardı sadece. The Water Divinger - Son Umut (Türkçe ye çevirince Su Bulucu anlamına geliyor ama afişlerde ki ismi farklı Son Umut. Yönetmenliğini Russell Crowe'un yaptığı Avustralya, ABD, Türkiye ortak yapımı olan bir film. Baş rollerinde ülkelerin de oldukça tanınan Dünyaca ünlü Russell Crowe başta olmak üzere Olga Kurylenko, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz vardır. Çanakkale Savaşın'a çok başka açıdan bakıp yazan Crowe, bu filmi Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan gibi usta isimlere oynamayı teklif etmiştir)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Türkçe) First Love! Harry Styles)
Fiksi PenggemarYağmur hayatında hiç âşık olmayan üniversiteli Türk bir kızdır. İki arkadaşıyla 2 haftalığına İngiltere'ye giderler. Ve hayatlarında ki ilk deneyimleri yaşarlar. Bu maceraya siz de katılın ve hikaye kahramanlarını kendi hayal gücünüzde oluşturun.