Sanki hiç derdim yokmuş gibi bir dert daha eklenmişti. Sorunlarım bitmiyor, çoğalıyordu. En iyi destekçim Harry vardı. Bazen bencil olabiliyordu ama her zaman benim için en iyisi oydu. Beni teselli edebilen, seven, koruyan, güldüren..
Şimdi onunla da takışmıştım. Hala aklım almıyor. Konuşmama fırsat bile vermedi. Gördüğü durumun normal olduğunu savunmuyorum. Ama en azından kafasında kurmadan önce dinlemeliydi.
Belki dediği gibi bir şey yaşasaydım belki de söylemezdim. Bu çok utanç verici olurdu. Belki de bu yüzden asla Harry ile birlikte olmazdım. Yani bunca gizli işi yapıp onunla olmaya devam edemezdim. Hatta belki de ilk fırsatta Türkiye'ye kaçardım.
Ama hiç biri olmamıştı. Bana hastanenin içinde bağırmıştı. Konuşmama izin vermemişti. Üstüne üstün bide tokat atmıştım. Hala onun şokundaydım. Nasıl canını yakmayı düşünebilmiştim. Belki de düşünmeden davrandığım için yapmıştım. Kızmıştım ve düşünmeden hareket etmiştim.
Harry peşimden gelmemişti. Muhtemelen yaptığının ne kadar da büyük bir hata olduğunun farkındaydı ve yüzü yoktu peşimden gelmeye. Yada hâlâ tokatın şaşkınlığını atamamıştı üstünden.
Telefonuma baktım. Ne arama ne mesaj. Hiç bir şey yoktu. Kafam karma karışıktı yine.
Ve yine ağlarken uyuyakalmıştım. Buradayken yeni kazandığım bir alışkanlık olmuştu ağlarken uyuya kalmak. Kesinlikle berbat vir şeydi. Sabah uyandığında kafan patlayacakmış gibi hissediyorsun. En az içmek kadar kötü bir etkisi vardı.
Bir iki saat sonra uyandım. Saat 12'ye geliyordu. Gözlerimi pencereye dikmiş bakıyordum ve burada, bu odada neler yaşadıklarımı düşünüyordum. Bu sırada kapı açıldı.
"Uyanık mısın?" Dedi Diana
"Evet. Gelsene" dedim ve yataktan doğrulup oturdum. Diana geldi ve oda yanıma oturdu.
"Ben gerçekten çok üzgünüm. Benim yüzümden geldi bunlar başına"
"Senin suçun değildi. Beni dinleseydi bu duruma gelmezdik"
"Ona çok aşıksın değil mi? Her halinden belli oluyor"
"Nasıl yani?"
"Ben ilk defa birinden bahsederken gözlerinin içi bu kadar parlayan birini gördüm. Ona kızdığın zaman çok fazla kızıyorsun. Çünkü ona aşıksın ve onu çok fazla önemsiyorsun. Seni çok fazla kırıyor. Çünkü onu umursuyorsun. Umursamadığın birine kırılmaz yada kızmazdın"
"Çok fazla aşığım hemde. Ne yaparsa yapsın vazgeçemeyecek kadar. Büyülenmiş gibiyim. Onu düşünmeden geçirdiğim bir saniye bile yok. Sence gerçekten adı aşk olan şey bu mu?"
"Tam anlamıyla bu. Gerçek aşkı yaşıyorsun ve bunu hak ediyorsun"
"Bunları yaşamayı da mı hak ediyorum?"
"Aşkın kolay olduğunu söylemek aptallık olurdu zaten" dedi gülerek. Gülümsedim ve sarıldım.
"Hadi bir şeyler yiyelim" dedi. Yanağına bir öpücük kondurdum ve kalktım. Birlikte aşağı indik.
"Merhaba tatlım. Seni tekrar görmek çok güzel" dedi Jesy bana sarılırken.
"Sizi de öyle" dedim ve sarılmasına karşılık verdim. Sonra Jesy oturma odasına gitti.
"O harika bir kadın" dedim
"Evet. Ona sahip olduğum için şanslıyım" dedi Diana. Birlikte mutfağa girip bir şeyler atıştırdık.
"Havuza girelim mi?" Dedi Diana
"Pek canım istemiyor"
"Hadi ama. Keyifli olacak"
"Tamam ama ne giyeceğim?"
"Bende bir kaç tane yedek mayo var" dedi.
Yemeğimizi yedikten sonra en kapalı olan mayoyu seçtim, ne kadar kapalı olacaksa artık. Birlikte çıktık bahçeye ve havuza atladık. Yüzmek iyi hissettiriyordu. Birbirimize su atıyor ve eğleniyorduk. Havuzdan çıktık biraz dinlenmek için.
"Telefonumu alıp geliyorum" dedim.
"Benimkini de getirir misin?" Diye bağırdı arkamdan. Bahçe kapısından içeri girerken ona bakıp onayladım. Kafamı çevirmemle birine çarptım. Bu Zayn'di. Bana bakarken üstümde mayo olduğu aklıma geldi. Elimle kendimi kamufle etmeye çalışmam işe yaramadı.
"Ne işin var senin burada?" Dedim
"Ben-" konuşmasına izin vermedim.
"Dön. Arkanı dön" dedim onu çevirmeye çalışırken. Güldü ve arkası dönükken konuştu.
"Hadi ama ben senin arkadaşınım" dedi
"Evet ama bu karşı cinsim olduğun gerçeğini değiştirmiyor" dedim.
"Sen burada arkan dönük bekle. Üstüme bir şeyler giyip geliyorum"
"Tamam" dedi ve koşarak yukarı gittim. Çok utanmıştım gerçekten.
Kendi kıyafetlerimi giyip, telefonumu da alıp indim aşağı. Zayn oturuyordu.
"Az önce de iyi görünüyordun" dedi gülerek.
"Zayn!" Dedim. Güldü.
"Evet burada ne işin olduğunu anlatacak mısın tekrar sorayım mı?"
"Harry mesaj atmıştı seni kontrol etmem için"
"Neden kendi kontrol etmiyor?"
"Bilmiyorum. Suçlu hissediyor olabilir"
"Ne olduğunu anlattı mı?"
"Hayır. Sadece bir tahmin"
"Ah!" Dedim
"Ne olduğunu anlatacak mısın?"
"Tartıştık"
"Ona eminim zaten. Bu kez ne için?"
"Sanırım söyleyemem. Bizim dışımızda birinin dahil olduğu bir konu ve öğrenilmesini istemediğine eminim"
"Peki Harry mi suçlu bu kez?"
"Yarı yarıya" dedim.
"Biraz olsun rahat duramaz mısınız siz?" Dediğinde omuz silktim. Telefonum çaldı. Heyecanla elime aldım ama arayan Barbara'ydı.
"Alo"
"Merhaba kızım. Sabah erken çıkmıştın. Konuşmamız lazım"
"Bir sorun mu var?"
"Hayır. Sadece eve gelir misin konuşmalıyız"
"Tamam" dedim ve kapattım.
"Beni eve bırakır mısın? Yani Harry'nin evine"
"Olur" dedi Zayn. Diana'ya da haber verip çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Türkçe) First Love! Harry Styles)
FanficYağmur hayatında hiç âşık olmayan üniversiteli Türk bir kızdır. İki arkadaşıyla 2 haftalığına İngiltere'ye giderler. Ve hayatlarında ki ilk deneyimleri yaşarlar. Bu maceraya siz de katılın ve hikaye kahramanlarını kendi hayal gücünüzde oluşturun.