44. Bölüm

149 8 1
                                    

Adam koştu ve bana sarıldı.
"Sonunda sana kavuştum" dedi. Kendimi geri çektim.
"Biliyorum bu tuhaf olacak ama buraya gelmenin bir nedeni vardı" dedi
"N-nasıl yani?" Dedim. Şaşkınlıkla kekelemeye başladım. Adamın arkasından Diana belirdi ve yanımıza geldi.
"Ne oluyor burada?" Dedim
"Sakin olmalısın" dedi Diana. Bu beni iyice endişelendirmişti.
"Sen benim öz kızımsın" dedi adam. Sinirlerim bozuldu ve bi anda kahkaha atarak gülmeye başladım. Herkes bana çok tuhaf bakıyordu. Muhtemelen delirmiş olduğumu düşünüyorlardı.
"Bu sacmalığı duydunuz mu?" Dedim tekrar gülerken.
"Yahmur, o ciddi" dedi Diana
"Sende mi?" Dedim Diana'ya
"Yemin ederim ki doğru söylüyorum" deyince adam gülmeyi kestim.
"Siz ne diyorsunuz böyle" dedim.
"Dinle" dedi adam ve devam etti.
"Sen doğduğunda borç batağındaydım. Ailemi ve beni öldürmekle tehdit ettiler. Bu yüzden tek çare aileyi dağıtmak ve ikimizin de öldüğüne inandırnaktı. Seni yanımda taşıyamazdım. Bu yüzden çocuk esirgeme kurumunun gece kapısına bıraktım ve zili çalıp kaçtım oradan. Sürekli seni gizlice takip etmeye çalıştım. Türk olan ailenin çocukları olmuyordu. Bu yüzden seni evlatlık aldılar. Sonra annen hamile kaldı ve kardeşin oldu. Gerçek annenin hep uzaktan haberini alıyordum. Diana'ya bu durumu anlatmıştım. O da önce Dilek ile arkadaş oldu ve güven kazanmak için senelerce bir şey demedi. Sonunda sizi de davet etti. Senin burada anneni görmen için ve anneninde seni. Öyle de oldu. Anneni gördün. Ailen seni arayıp 10 gün daha gün istediğinde benden kurtulmaya çalışıyorlardı. Para ayarlayıp bana rüşvet vererek suaturacaklardı. Ama kabul etmedim ve gidecegini öğrendim bugün. Koşarak buraya geldim" dedi
"Bu hikayeyi nereden uyduruyorsunuz? Diana'yı da bu işe alet etmissiniz. Diana buna nasıl inanırsın?" Dedim
"O doğru söylüyor. Hatta inanmak için senin ve onun saç telini Dna testine götürdüm. Hangi hastane olduğunu ona söylemeden test yaptım ve sonuç pozitif. Inanmıyorsan kendin bak" dedi bir kağıt uzatarak. Elinden aldım ve gerçekten doğru söylüyordu.
"Size inanmıyorum. Bi sahte. Bu bana ait değil" dedim
"Yemin ederim ki doğru söylüyorum. Bekle" dedi. Cebinden bir telefon çıkardı. Hoparlörü açtı. Telefon çalıyordu. Sonunda biri açtı. Türkçe konuşuyordu.
"Alo. Bak kızımdan uzak dur. Para hala duruyor. Al ve bir daha karşımıza çıkma" dedi. Şaşkınlıktan neredeyse bayilacaktim. Bu kesinlikle annemin sesiydi.
"Ben sadece kızımı istiyorum" dedi adam.
"O benim kızım. Seneler sonra çıkıp onu alamazsın benden" dedi annem.
"Anne" dedim.
"Yağmur. Kızım o adama inanma sakın. Yalan söylüyor"
"Az önce dediklerini duydum anne. Bunu nasıl bunca senedir sakladınız benden" dedim ağlayarak
"Sana söyleyecektik. Sadece kendini farklı hissetme diye söylemedik. Bak kızım buraya gel. Burada konuşalım" dedi ve telefonu adamın elinden alıp kapattım ve adamın eline fırlattım. Elimi anlıma koydum ve ileri geri gittim.
"Bu gerçek olamaz. Rüya görüyor olmalıyım" dedim. Aynı anda bir adam yanımıza geldi ve,
"Artik uçağa binmeniz gerekiyor efendim" dedi. Dönüp kızlara baktım ve yürüyün gidiyoruz" dedim. Adam arkamdan seslendi ama umursamadım. Ece konuştu ama ne dediğini anlamadım. Yerimize oturduk be Ece,
"Annenin adının Barbara olduğunu söyledi" dedi ve bu artık kesinlikle neredeyse kafamda netleşti.
"Kızlar ben gelemeyeceğim" dedim.
"Ne?" Dedi Dilek
"Gelemem. Sanırım gerçek ailemi bulmalıyım" dedim.
"Olmaz" dedi Dilek
"Git ve bul onları. Onlar senin gerçek ailen. Onları Türkiye'ye gidince bir daha bulma şansın olmayabilir" dedi Ece. Dilek'e dönüp baktım. Gözleri dolmuştu.
"İyi şanslar" dedi. Ikisine de sarıldım ve kol çantamı alıp koşmaya başladım uçak koridorunda.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin