40. Bölüm

135 10 0
                                    

2 bin olmuş. Bu gerçekten müthiş. Çok teşekkür ederim. Umarım sıkılmazsınız yeni bölümlerde. Ben bile yazarken çok heyecanlandım. Bir kusurum varsa, affola.
Iyi okumalar.. :)) <3

"Pekâlâ" dedi Zayn
"Ne? Bütün yorumun bu mu?"
"Ah birde Simon'a adi herif dediğin için seninle gurur duyuyorum. İşte benim kızım" dedi alaycı gülüşüyle
"Zayn" dedim
"Tamam. Bence duş almalı ve dinlenmelisin. Nefesindeki içki kokusunu alabiliyorum"
"Haklısın ama bu konuy-"
"Bu konuyu sonra da konuşabiliriz" dedi sözümü keserek. Onaylamak için başımı salladım.
"Görüşürüz" dedi ve yanağımdan öptü.
"Görüşürüz" dedim. O gidince banyoya girip duş aldım ama Harry'nin kıyafetlerini kirli sepete atmadım. Çünkü Harry gibi kokuyorlardı. Sadece bir kez daha tişörtüne bakıp sarıldım. Sonra bir köşeye bıraktım.  Sargılı olan ayağımı suyun dışında bırakarak duş aldım. Çıktığımda saçlarımı kuruttum ve yanıma aldığım giysilerimi giydim. Kenarda duran Harry'nin kıyafetlerini de aldım ve çıktım duştan. Kıyafetleri kendi dolabıma koydum. Hala masanın üzerinde duran bileklikliği aldım ve  bilegime taktım. İlk bana aldığı günü hatırladım. İlk günümüz dü ve ilk hediyesiydi. Mutluluktan ve utançtan ölebilirdim o zaman. Şimdi de mutsuzluktan ölebilirdim. Yatağıma uzandım ve uzun bir süre bilekliğe baktım. Bütün yaşadıklarım aklımdan geçip duruyordu. Biraz uyumak için uzandım. 2 saat sonunda telefonumun çalmasıyla uyandım. Arayan annemdi.
(Türkçe)
Ben: 'Efendim'
Annem: 'Nasılsın kızım?'
Ben: 'iyiyim anne'
Annem: 'sesin yorgun geliyor'
Ben: 'biraz dinleniyordum'
Annem: 'peki. Seni ayıltacak bomba gibi haberlerim var' dedi cıvıltıyla
Ben: 'Nedir?' dedim çok da meraklı olmayan sakin ses tonuyla.
Annem; 'Haciz işini hallettik'
Ben: 'Buna sevindim'
Annem: 'Bizde çok mutluyuz. Artık en yakın zamanda dönebilirsiniz. Yarın mesela' dediginde gözlerim büyüdü.
Ben: 'Na-nasıl yani? Bildiğimiz yarın, bu günün ertesi mi?' dedim kekeleyerek. Annemin kahkaha sesini duydum.
Annem: 'evet. Bildiğimiz ertesi gün' dedi neşeli sesiyle.
Ben: 'ama anne erken dönemeyiz'
Annem: 'evet dönebilirsiniz. Bilet bulabileceğinize eminim' dedi. Tam konuşacakken sözümü kesti.
Annem: 'kapatmalıyım canım, kapı çalıyor. Hoşçakal' dedi ve kapattı. İyi ama ben henüz gitmek istemiyordum. Ne yapacağımı bilemedim. Tek aklima gelen Harry olmuştu. Telefonu elime aldım. Aceleden telefonu açmaya çalışıyordum. Ellerim fena halde titriyordu. Acele ederken telefon elimden düştü ve her yere dağıldı. Kendi kendime lanet okurken parçaları hızlıca topladım ve birleştirdim. Telefon çalışmadi. Neredeyse yarım saat kadar uğraştım ama acamadim. Telefonu yatağa firlattigim gibi aşağı indim. Deli gibi evde kızları aradım ama kimseyi bulamadım. Ev Telefonu vardı ama nasıl olurda Harry'nin numarasını ezberlememiş olurdum. Bir ileri bir geri yürümeye başladım, düşünmeye çalışırken. Ayağım acıyordu ama bu umurumda bile değildi. En son evine gitmeye karar verdim. Odama çıkıp çantamı kaptığım gibi dışarı çıktım. Bulduğum ilk taksiye bindim ve Harry'nin evine gittim. Kapıyı açan Barbara oldu. Harry'nin bugün eve hiç gelmediğini ve okula gitmiş olabileceğini söyledi. Hemen bir taksi buldum ve okuluna gittim. Telaşla koridor da koşarken birine çarptım ve yere yığıldım. Ayağımı ciddi anlamda açıtmıştım. Dizlerimin üstüne kalkmaya çalışırken çarptığım kişi yardım etti kalkmama.
"Özür dilerim. Ben sizi görmedim" dedim
"Sen iyi misin? Sanırım ayağında bir sorun var?" dedi. Ayağım biraz kanamış ve sargı bezinden çıkmıştı. Parmak arası terliklerimden görünüyordu.
"Önemli bir şey değil" dedim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Sarışın ve yeşil gözlüylü. Saçları biraz uzundu. İtiraf etmeliyim ki inanılmaz yakışıklıydı.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin