(Türkçe) First Love! Harry Styles)

70. Bölüm

Zayn uzaktan gördü ve gülümseyip göz kırptı. Bende ona gülümsedim.
"Hadi bir şeyler yiyelim. Açlıktan ölmek üzereyim" dedi Harry ve birlikte yemeklerin olduğu yere gittik. Tabağını doldurmuştu.
"Bu çok fazla değil mi?" Dedim
"Dünden beri hiç birşey yemedim" dedi. O yemeğini yerken bende ellerimi çeneme ve kol dirseklerimi masaya koyarak onu izliyordum. Gerçekten aç görüyordu. Hızlıca yerken eli bardağa çarpınca meyve suyu üstüne döküldü.
"Eyvah" dedim ve yerimden kalktım. Peçetelerden birini alıp silmeye çalıştım.
"Sanırım üstünü değiştirmelisin" dedim.
"Yemeğimi bitirdikten sonra hallederim"
"Harry. Böyle oturamazsın. Kalk hadi" dedim ama yine mızmızlanıyordu. Tabağı elime aldım ve arkasından yürüdüm. Arabanın yanına geldiğimiz de durdum.
"Sen bunları yiyorsun, arabayı da ben kullanıyorum" dedim tabağı uzatırken. Önce güldü ama sonra anahtarı uzatıp tabağı aldı. Birlikte bindik arabaya.
"Yolu sen tarif eder misin yoksa navigasyonu mu açayım?" dedim
"Tarif edebilirim" dedi
"Ağzın doluyken konuşma" dedim. Biraz sessizlikten sonra konuştu.
"Ağzımdakini yuttum ama az önce dönmen gereken yolu geçtin"
"Neden söylemedin?"
"Ağzım doluyken konuşmamamı söyledin"
"Beni gerçekten dinlemen gerektiği zamanları bilmiyorsun Harry"
"Dinlediğim için fırça mı yiyorum. Aman tanrım"
"Şimdi bana yardımcı olacak mısın yoksa hala bilmediğim yola devam mı edeceğim?"
"Benim için sorun yok. Seninle her yere gidebilirim"
"Harry!"
"Tamam. İlk sağa döneceksin" dedi.
Sonunda eve sağ salim gelmiştik.
"Sen üzerini değiştir. Ben seni burada bekleyeceğim" dedim salonda ki koltuğa otururken.
"Hadi ama. Bana yardım etmeyecek misin?"
"22 yaşındasın Harry. Yardıma ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum"
"Ama sana ihtiyacım var" dedi ve elini uzattı. Uzattığı elini tuttum ve birlikte yukarı çıktık.
"Tamam sen duşa gir ben sana giyecek bir şeyler bulabilirim sanırım"
"Sen harika bir kız arkadaşsın" dedi ve arkadan sarılıp yanağımı öptü.
"Uzak dur benden. Elbise mi kirleteceksin"
"Değiştirmene yardımcı olabilirim"
"Harry! Git ve duş al" dedim emrederek. Güldü ve duşa girdi. Bende lacivert bir takım bulmuştum. Hoş görünüyordu. Çıkarıp yatağın üstüne koydum. Kafamı kaldırdığımda karşımda ıslak saçları yüzüne düşmüş, belinde havlu olan bir Harry ile karşılaştım. Hemen kafamı çevirdim.
"Benim yanımda böyle gezmemelisin"
"Neden? Etkileniyor musun yoksa?" Dedi.
"Hayır. Sadece hoşlanmıyorum (yalan). Bu yüzden ben çıkıyorum ve sen de hemen üstünü giyiyorsun. Düğün bitmeden yetişmeliyiz"
"Tamam efendim" dedi. Güldüğünü duyuyordum. Aşağı indim ve salonda onu beklemeye başladım. Sonunda indi aşağı. Yanına gidip ceketinin yakasını düzelttim ve elimi göğsüne koydum.
"Çekici görünüyorsun" dedim.
"Biliyorum" dedi ve güldü.
"Kendini beğenmiş" dedim ve itip arkamı döndüm. Belimden yakalayıp çekti. Arkadan sarılıyordu. Başını boynuma koymuştu ve huylanmam için çenesini kımıldatıyordu. Sonra ona doğru döndüm ve ellerimi ensesinde birleştirdim. Bir kaç dakikalık öpüşmeden sonra ayrıldık.
"Bence düğüne gitmek yerine burada kalmalıyız. Sadece ikimiz" dedi.
"Annem ve babamın düğününden bahsediyoruz"
"Olsun. Şuan çok daha keyif alıyorum. Sıkılmıştım zaten orada"
"Sanırım biraz daha sıkılacaksınız bay Styles" dedim. Yanağından öptüm ve kapıya yürüdüm. Harry mırıldanarak geliyordu arkamdan. Birlikte arabaya bindik ve tekrar düğüne geldik.
Herkes bir şeyler yiyip sohbet ediyordu. Babam mikrofonu alıp sahne gibi olan yere geçti.
"Merhaba. Umarım eğleniyorsunuzdur"
"Ne eğlence ama" dedi Harry. Karnına vurdum.
Babam konuşmasına devam ediyordu bu sırada.
"Bugün bizimle birlikte oldugunuz için size minnettarım. Seneler sonra yine aynı kadınla evleniyorum. Ona 20 sene önce aşıktım. Hala çok aşığım"
"En az terk edecek kadar" dedi Harry
"Sahi mi? Yine mi başlayacaksın?" Dedim
"Pekala. Sadece bügünlük susabilirim. Sadece senin için" dedi ve belime sarıldı.
"Ve bir kızımız var. O kocaman bir kız. Şimdi 20 yaşında. Lütfen buraya gel kızım" dedi ve elini uzattı. Önce gidip gitmeme konusunda arada kaldım ama sonra gitmeye karar verdim. Tam bir adım attım ama yürüyemedim. Belimi tutan Harry kolunu sıkılaştırdığı için yürüyemedim. Önce eline baktım sonra da yüzüne. Yine çatmıştı kaşlarını.
"Harry!" Dedim. Bir şey demeden bakıyor ve hala sıkıca tutuyordu.
"İzin verirsen babamın yanına gideceğim" dedim. Biraz durdu ve sonra elini çekip saçlarından geçirdi. Ben hala kıskandığına inanamıyordum. Yüzüne bakakaldım.
"Hadi canım" dedi babam. Harry'den gozlerimi ayırıp babama baktım.