Yanlarına gittim.
"Harry" dedim.
"Senin burda ne işin var?"
"Senin için geldim. Ya senin?"
"Susmamı istediğin için geldim. Çünkü kalsaydım susmayacaktım"
"Susmak için burayı, bu kızı mı tercih ettin"
"Evet, burayı tercih ettim ama bu kızı ben tercih etmedim"
"Benim yanımda olmalıydın"
"Beni kovdun"
"Seni kovmadım"
"Gerçekten kovmanı tercih ederdim. Annen ve babanın yanında bağırmandan iyidir eminim ki"
"Gel dışarı da konuşalım. Burası çok gürültülü"
"Belki de eve gitmelisin. Zayn onu eve bırak dostum"
"Neden bu kızın senin kanına girip burada bir şeyler yapabilmen için mi?" Dediğimde sinirle yerinden fırladı. Kolumu hızlıca tuttu.
"Seni asla aldatmayacağımı kaç kere söylemem gerekiyor sana?" Dedi ve Kolumu çektim hızlıca. Sinirle dışarı çıktım. Zayn de peşimden geliyordu. Zayn'nin arabasına ikimiz de bindik.
"Tıpkı inatçı keçiler gibisiniz. Birbirinize aşıksınız ama zıtlaşıyorsunuz"
"Değerlendirmen bittiyse gidebilir miyiz Zayn" dedim. Zayn kafasını iki yana salladı. Tam anahtarı çevirdi ki benim oturduğum yerin kapısı açıldı.
"In arabadan" dedi Harry.
"Inmeyeceğim. Ben Zayn'le onun evine gideceğim. Gelebilir miyim Zayn?"
"Elbette gelebilirsin"
"Hayır gelemez. In arabadan hemen Yamur. Eve gideceğiz birlikte"
"Tamam eve gideceğim ama Zayn'le. Az önce öyle söylemiştin"
"Ne zamandan beri her söylediğimi yapmaya başladın?" dedi. Bir şey demedim.
"İn"
"İn-mi-yo-rum" dedim heceleyerek.
"Kendin kaşındın" dedi ve kucağına aldığı gibi çıkardı arabadan.
"Bırak Harry"
"Madem zoru seviyorsun, o zaman zoru oynarız" dedi.
"Her şeyi zorla yaptırıyorsun"
"Yapmam için beni zorluyorsun" dedi. Kısa sürede arabasının yanına geldik. Kapıyı açtı ve beni yavaşça bıraktı koltuğa. Oysa ki bu sinirle beni fırlatmasını bekliyordum. Oda bindi ve yol boyunca hiç konuşmadık. Neredeyse akşam olmuştu. Birlikte eve geldik. Ben ondan önce inip kapıya geldim. Barbara kapıyı açtığında direk yukarı Harry'nin odasına çıktım. Yatağa oturdum ve sakinleşmeye çalıştım. Kısa süre sonunda Harry geldi. İçeri girdi ve kapıyı kapattı.
"Kaba davrandığım için üzgünüm. Ama bazen beni gerçekten bunun için zorluyorsun"
"Ah! Şimdi de suçlu ben mi oldum? Her seferinde böyle mi olacak?. Her tartışmamızda çıkıp gidecek misin? Aramalarıma cevap vermeyip beni meraktan öldürecek misin? Kim olduğu belirsiz kızlarla mı takılacaksın?"
"O kızla takılmıyordum"
"Gerçekten mi? Konumuz bu mu sence?"
"Seni kırmak istemedim. Bi yüzden çıkıp gittim. Sakinleşince dönecektim zaten"
"Ben öylece senin dönmeni mi bekleyecektim? Çok bencilce"
"Bencilce olan şey babanın yaptığı ama nedense bencil durumuna ben düşüyorum"
"Harry yeter. Yine aynı konuya dönmeyelim"
"Neden? Neden ona hesap sormuyorsun? Seni öylece bırakmış. Başına her şey gelebilirdi"
"Ama gelmedi"
"Dalga mı geçiyorsun benimle!"
"Iki seçenek vardı. Ya başıma kötü bişey gelecekti yada gelmeyecekti. Benim başıma kötü bişey gelmedi"
"Bu çok saçma. Ya Barbara. Senelerdir ağlıyordu. Onda hep taze kalmıştı. Acı çekiyordu ama bir şey yapamıyordum. Sevdiklerime kimsenin bunu yapmaya hakkı yok"
"Tamam, özür dilerim. Haklısın ama artık zaman kaybetmek istemiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Buna hakkım yok mu gerçekten?" Dedim ve elimle yüzümü kapattım. Yine ağlıyordum. Harry gelip önümde diz çöktü ve ellerimi yüzüden ayırdı. Eliyle çenemden tutup başımı kaldırdı ve tekrar ellerimi tuttu.
"En çok senin mutlu olmaya hakkın var. Her zaman herkese karşı çok iyisin. İnsanların seni kırması an meselesi ve senin kırılman benim canımın yanması demek. Ben buna tahammül edemem. Seni korumama izin ver. Bugün seni babandan kıskanıp kıskanmadığımı sormuştun. Evet kıskanıyorum. Sana deli gibi aşığım ve kimseyle paylaşmak istemiyorum. Hep benimle ol, hep benim ol istiyorum. Belki de asıl bencillik bu ama buna engel olamıyorum. Sana çok aşığım"
"Sana bağırmamalıydım. Kendimi aptal gibi hissediyorum. Sana zarar vermek istemiyorum ama sonundan hep seni kırıyorum. Hep böyle mi olacağız?"
"Biz buyuz. Kavgalarımıza aşığız en çokta. Her kavgada aslında birbirimize aşkımızı gösteriyoruz. Aşık olmayan tartışmaz. Çünkü umurunda olmaz. Bizse sabaha kadar tartışabiliriz. Çünkü siz küçük hanım çok inatçısınız" dedi. Buna gülümsemiştim.
"Özür dilerim" dedim ve sarıldım.
"Geçti artık canım" dedi sarılırken. Ayağa kalktı ve göz yaşlarımı sildi. Bende ayağa kalktım. Belimden tutup çekti kendine. Bende ellerimi göğsüne koydum. Kısa bir öpüşmeden sonra aşağı indik. Babam gitmişti. Barbara da masayı hazırlıyordu akşam yemeği için.
"Bence Zayn'i de çağırmalıyız. Pek iyi ayrılmadık" dedim. Harry beni onayladı ve Zayn'i aradı. Birlikte akşam yemeği yedik. Simon da dahil. Pek sohbet etmedik. Yemekten sonra Barbara'ya yardım ettim ve mutfağı topladık. Sonra bahçe de oturan Harry ve Zayn'in yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Türkçe) First Love! Harry Styles)
FanficYağmur hayatında hiç âşık olmayan üniversiteli Türk bir kızdır. İki arkadaşıyla 2 haftalığına İngiltere'ye giderler. Ve hayatlarında ki ilk deneyimleri yaşarlar. Bu maceraya siz de katılın ve hikaye kahramanlarını kendi hayal gücünüzde oluşturun.