Yalnızız ve yalnızlıklarımız insanlarla dolu. Koca kalabalıklarda boğulan, ruhu çoktan intihar etmiş boş bedenlerden ibaretiz aslında. Terkedilmiş rutubetli kırık dökük boş bedenler... Herkesin birilerine kini nefreti kırgınlıkları var ruhlarını emip bitirmiş.
Milyonlarca yalnız var şu yer yüzünde. Sevgiye aç, mutluluğa muhtaç, yalnızlıktan korkan milyonlarca yalnız insan...
Yalnızlıktan bu kadar korkarken nasıl bu kadar yalnız kalabildik? Nasıl böyle tenhalaştı yüreklerimiz ve o yüreklere girmek isteyen her şeyi, herkesi o tenha ve karanlık sokaklarımıza hapsedebildik? Belki biz birinin sokağında karanlıklara hapsolduk, belki bizim sokağımıza giren birini karanlıklara hapsettik. Ya birileri sevgimize kördü bizi göremedi ya da biz başkalarının sevgilerine kördük onları göremedik. Ne olduğu çok da önemli değildi zaten. Tek sonuç kaldı avuçlarımızda. Kalabalıklar içinde yalnızlaştık.
Hepimiz tenhalaştık.