Saksımsaki çiçek kadar masum ve içten olsanız yeter. Artık o da yok zaten. En azından neden gittiğini biliyorum.
Biliyorum yine geç kaldım özür dilerim. Evet. Özür dileyince geçmediğini de biliyorum. Özür dileyince yeniden dirilmiyorsun. Sen bana beyaz çiçeklerini sunarken ben seni suyumdan esirgemiş bir canavarım sadece. Bunu da toprağını her gördüğümde sertçe suratıma vurmuyor musun zaten? Hayır sana bağırmıyorum. Aslında kendime lanet ediyorum bu sözlerle. Solan sen miydin ben mi? Bedenin miydi susuz kalan ruhum mu? Sen mi bendin ben mi sen? Toprağına mı aşıktın Suya mı muhtaçtın? Öldüğündeki koku muydu ruhunun sırrı yoksa ben mi ruhunun farkına varamadım? Ölümün farkına senle mi vardım yoksa hep benle miydi? Ölüyor muyuz her gece yoksa doğuyor muyuz her sabah?
Ben saçmalamıyorum, siz kalbime dokunamıyorsunuz. Bağırmıyorum, siz duyamıyorsunuz. Ağlamıyorum, çiçeğimi sulamakta geç kaldım.
Ben hep geç kalırım zaten. Belki bir randevuya, belki durağa, belki mutluluğa, belki hayata. Erken düşüyorum ama kalkarken hep geç kalıyorum ve acısı yüzüme vuruyor işte. Erken mi yaşlandım, geç mi doğdum bilmiyorum.
Kürtaj yasal olsaydı kendimi aldırırdım.
Neyse. Şarkıda da dediği gibi: "Biraz yaram var ama geçecek bu gidişle."
(Emir Can İğrek- Beyaz)