Misafir Sofrası

5 0 0
                                    


    O buraya yalnızca geçerken uğramıştı oysa.Yanlış semte kurmuştu evini. Yanlış senaryolar, yanlış hayatlardı bunlar.
Ne insan eğriliğini gidermişti ne döşeği temizdi. Ev sahibi gelen bir misafire fazla mânâ yüklemişti. Ne gelenin kalbi ne kendi kalbi temizdi. Misafire en bereketli tarlanın mahsulleri seçildi. Misafirse ayağındaki tüm çamuru yatağa yorgana silmişti. Ballar, sütler, çilekler verildi. Misafirse yolda öldürdüğü yılanın zehrini sütüne damlatıp ev sahibine "Beni sen zehirledin." demişti. Zehir zehiri nasıl sökerse öyle söktü zehiri ev sahibi. Misafirin kirlettiği yorganda yatakta ağırladı yine onu. Nasıl anlatılır bilemedi. Misafir gitmemeliydi. Katlanılmalıydı ona göre tüm o çamura ve nankörlüğe. Misafir O'nun eviydi sanki. O boş tuğla yığınları arasındaki çiçekli pencereden soluduğu havaydı misafiri. O sofrada balsa masaydı misafiri. O döşekse çatıydı misafiri.
Değmezdi aslında. Gelmese de olurdu misafiri. Çamurları gül bahçesi görünürdü gözüne ta ki penceresini kirletene kadar. Zehri pekmez eyledi ta ki vücudunu sarana kadar. Dikenini tüy bildi ta ki ellerini kanatana kadar. Artık evi çamur, karanlık ve kanlar içindeydi. Misafirse büyük bir zevkle tüm bu pisliğin arasında sigarasını içiyor içkisini yudumluyordu. Dudağının kenarındaki hafif kıvrım, O'nun bu rezil durumunda, ne kadar büyük bir zevk ve nefret patlaması yaşadığını kanıtlıyordu. Ev sahibi korktu. En azından O'nun evi karanlıktı. Misafirinse kalbi zifiri ve korkutucuydu. Kanlar ve misafirin bulaştırdığı pislik içinde kalktı ve sofrasını hazırladı. Misafirini doyurdu, sonunda kalbi aç kalmıştı. Artık midesi kadar aç bir kalbi vardı. Misafir gitmeliydi. Misafir korktu. İkisi de biliyordu ki misafir gidince ikisi de evsiz kalacaktı. Farketmezdi. Bitmeliydi bu ağırlama. Misafir perdeleri açtı. Pencereden sızan ışık O'nu kör etti. Güller sundu misafir affettirmek için kendini. O'nunsa artık gördüğü yalnızca gülün dikenleriydi. Sofradaki son lokmayı O'na elleriyle yedirdi misafir. O'ysa yalnızca yılan zehrinin tadını alabildi. Misafir görmüştü ki tek aydınlık karanlığa giden yol olacaktı. Misafir sofrayı devirdi, misafir gitti, misafir geceye karıştı. O'ysa yıkıntı ve kirli evin izleriyle karanlığa gömüldü.

Ben buraya yalnızca geçerken uğramıştım oysa.Yanlış semte kurmuştum evimi. Yanlış senaryolar, yanlış hayatlardı bunlar. Burası benim sofram. Açken evimi açıp balla beslediğim insanların doyunca açlığını inkar ettiği, soframı devirdiği yuvam.

Papatyalar Ölünce KokarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin