●18. Bölüm●

104 10 3
                                    

Medyadaki Bulut

Youtube videosu George Micheal anısına. Mekanı cennet olsun...

"Elara, her şeyi açıklayacağım ama önce Enise'nin yanına gitmeliyiz."dedim, sabırsızca. Elara soğuk bir kahkaha attı.

"Loya, neler olduğunun farkında mısın? Sen ve Tan ya da diğerleri. Neler dönüyor burada? Sürekli benden bir şey gizliyor olman beni çıldırtıyor! Sen benim için değerlisin, Loya. Bak... Tamam seninle geleceğim ama bu sefer bana gerçekten gerçekleri anlatacaksın. En başından itibaren..."

Ona söz vermiştim ama sözümü tutabileceğimden emin değildim. Her şeye veda etmeye gidiyordum. Enise ile konuşacak ondan bütün o cadı özelliklerinden, o hislerden kurtulmak istediğimi söyleyecektim. Belki ilk zamanlar bu beni zorlayacaktı, yinede direnecektim. Normal bir hayat için.

Enise beni güler yüzle karşılamıştı, kendimi ona karşı suçlu hissediyordum. Bağırsa çağırsa ne olurdu sanki! Elara'yı odanın dışında bırakmıştık. Enise elime dokunup her şeyi hissetmişti. Bana bundan kurtulmak için söyleyeceği bir şeyler olmalıydı. Yavaş hareketlerle siyah yere kadar uzanan bol elbisesini özenle düzeltti, saçlarını kontrol etti, şakaklarını ovdu. Bunları gerekli olduğu için değil de zaman istermiş gibi yapıyordu. Birkaç kez konuşmaya başlayacak gibi dudaklarını aralasada konuşmuyordu, sabrım azalıyordu. Son kez ısrarla ona baktım.

"Loya senin gibi bir cadıya bunu yapamam. Senin babaannen gelmiş geçmiş en iyi cadılardan biriydi. Sana bunu yapıp kendimizi senin gibi bir cadıdan mahrum edemeyiz üstelik biz seni geliştirmeyi düşünürken sen vazgeçemezsin. Sana şimdiye kadar her şeyi en dürüst şekilde anlatabilseydim bana bunu teklif bile etmezdin. Son cadılardan biri olabilirsin. Loya güçlü gözükmeye çalışsakta aslında cadı neslimizin soyu tükenmek üzere. Ve bu ne gibi sorunları beraberinde getirir haberin bile yok. Bir hafta sonra yani on sekiz yaşını doldurduğun zaman seni Sırlı Dünya'ya götüreceğiz. Orada sana her şeyi anlatacaklardır ve döndüğünde hala istediğini sürdürürsen dediğini yapacağım.

Elara'ya istediğini anlat ama sana vereceğim suyu ona içirmeyi de unutma. O zaman istese bile kimseye bir şey anlatamaz."dedi. Sanırım, konuşma sona ermişti. Sırlı Kent neydi, neyin nesiydi, cadıların sonunun gelmesi neden bu kadar önemliydi?

"Tamam."dedim. Doğum günümün geldiğini Enise sayesinde hatırlamak garipti. Eskiden gün sayarken şimdi aklıma getirmeye üşendiğim şeyler arasına girmişti ve bu düşünce beni üzmüştü. Enise elime şişeyi tutuşturunca odadan çıktım. Elara fal baktırmak istesede izin vermedim. Önce anlatmam gereken şeyler var falan dedim. Sonunda bir parka gelip banka oturduk. Baktı bana öylece: Evet işte dinliyorum der gibi. En başından her şeyi anlattım. Duygularımı katmamıştım buna, Tan'ın beni nefes kesici bir şekilde öptüğünden de bahsetmemiştim. Bu onun bana sadece gösterdiği bir hayal olsada bana özeldi. Parmağının benim yüzümden bu hale geldiğini duyunca bana cimcik atmayı da es geçmedi tabii! Sonuna kadar büyük bir şaşkınlıkla dinledi. Kendine gelince açık ağzını kibarca kapadı.

"Sende bir şeyler olduğunu biliyordum, Loya. O tahminlerin, hiç yanılmaman. Biliyordum. Ben bununla yaşayabilirim Loya. Sadece özgür, istediğim gibi bir hayat sürmek istiyorum. Senin ne olduğun önemli değil bana nasıl davrandığın önemli."dedi. Bana gerçekten samimi olduğunu kanıtlamak için kocaman sarıldı. İçinden aptal ama en iyi arkadaşım dedi. Hissedebileceğimi düşünerek. "Okuldan kimseyle bu yüzden konuşmuyordun. Bu yüzden ben onlarla konuşurken kitap okumak istiyorum ayaklarına yatıyordun demek!"

"Elimde değildi, yüzüme gülerken içlerinden neler söylediklerini tahmin bile edemezsin. Özellikle ergen erkeklerin hayal güçleri bayağı donanımlı oluyor."dedim. Onunla cadı olaylarını konuşmak güzeldi.

LOYA | Düşler Sokağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin