●21. Bölüm●

94 10 2
                                    

On sekizinci yaş günüm gelip çatmıştı. Her şeyi değiştirecek olan o gün. Enise'ye Sırlı Dünya'ya gitmeden önce doğum günümü burada geçireceğimi söyledim. Enise bana ailen konusunda endişelenme demesine rağmen düşünmeden edemiyordum
Hem oraya nasıl gideceğim, gidince burada beni merak edecekler mi yoksa etmeyecekler mi? Hiçbir şey bilmiyordum. Sırlı Dünya'dan buraya geri dönecek miydim? Onu da bilmiyordum. Tek bildiğim bu cadılar için önemliydi ve babaannemin bana bıraktığı bu miras için bunu yapmalıydım.

Tan vakasını unutmamak gerekirdi tabii. Ondan uzak kalmak da sanırım bana iyi gelecekti, gerçi onu o akşamdan beri hiç görmüyor olsam da.

"İyi ki doğdun, Loya! İyi ki doğdun, Loya! İyi ki doğdun, iyi ki doğdun, mutlu yıllar sana!"bağırarak odama girmişlerdi. Doğum günüm pazar gününe denk geldiği için mutluydum, tüm günümü onlarla geçirecektim. Belki de bu onlarla son günüm olacaktı. Bu onlar için büyük şans olurdu, başları beladan kurtuluş sade bir hayat sürerlerdi.

"Yaşlanmış gibi hissediyordum. Lütfen, yaygara yapmayın bütün apartman duysun istemiyorum."dedim şakayla karışık. Annem de buna karşılık elindeki zarfı bana uzatmıştı. Alya ile bana bakarken gözlerinin içinin gülmesi canımı yakmıştı, geri dönemezsem üzülmelerini hiç istemiyordum. Yatağımdan kalkıp bunun başımı ağrıtacağını bilerek ikisine birden sarıldım. Sıcak, içten duyguları bana geçerken içim ısınmıştı. Bugün benim için sürpriz parti planlamışlardı fakat benim bunu öğrenmem sadece yirmi bir dakikamı almıştı. Üstelik bütün hediyeleri şimdiden bilmek hiç de heyecanlı değildi. Hatta bugün o gizemli çocuktan gelecek olan mavi orkideyi bile biliyordum ama gizemli çocuğun kim olduğunu hala bilmiyordum.

"Ölmeden mezara koydun beni, kızım. Gerçi ben yirmi buçuk yaşındayım ama..."dedi burun kıvırarak. Buna karşılık Alya ile kahkaha atınca o da bize katıldı. "Hadi zarfı aç."diye devam etti. Zarfın içinde bu yaşıma kadar biriktirdiği paranın banka kartı duruyordu.

"Akşam hep birlikte açacağım."dedikten sonra kendime kızdım. Bu resmen parti yapacağınızı biliyorum demekti. Kırdığım pot karşısında kaşları çatıldı.

"Üzgünüm ama tek hediyen bu. Aile arasında kutlayalım dedik bu yüzden sen, ben ve Alya olacağız."dedi annem, bilmiş bir halde. İçimden hunharca gülsem de sadece Tabi demiştim. Alya her şeyin farkında olduğundan sessiz kalmıştı. Eski arkadaşlarımla uzun zamandır konuşmadığım için onlarla doğum günü kutlamak gibi bir planım yoktu. Saat bir gibi Elara ve kurt adamlarla buluşup küçük parti yapacak; annem ve Alya'nın evi süslemesine izin verecektim sonra evde ailecek partimi kutlayacaktım.

Hep birlikte kahvaltı hazırlayıp yedikten sonra ben hazırlanmak için odama geçtim. Alya'da saçımı düzleştirmek için makineyi ısıtıyordu. Doğum günüm 10 Ekim olduğundan mini elbiseler yerine daha usturuplu giyinmek zorunda kalıyordum. Siyah bir pantolon ve kolları transparan bir bluz giydikten sonra kendimi Alya'nın kollarına bıraktım. Canımı yakmamak için bin bir uğraşla saçlarımı düzleştirmeyi başardı.

"Dikkat et, hemen bozulmasın saçların."dedi, hafif bir tebessümle. Saç düzleştirici ile işi bittiğinden fişini çekti ve son bir kez saçımı kontrol etti. Övünen bir bakışla bana baktı.

"Teşekkür ederim, dikkat edeceğim."dedim, dikkatlice ona sarıldığımda. Tek eliyle bana sarıldı ve başını minik bir bebek gibi göğsüme yasladı. Saçlarını şefkatle okşadığımda böyle mükemmel bir kardeşi hak etmediğimi düşündüm ve kendimden utandım. Benden bir kafa kısa olduğu için rahatlıkla başını öpebildim. Onun o vanilyalı kokusunu içime çektim, en çok kıskandığım bir o kadar da sevdiğim biricik kardeşimin.

"Haydi, Elara'yı bekletme."derken kollarımdan kurtulmuştu. Asıl söylemek istediği şey Haydi, evi süsleyeceğiz olsa bile başımla onu onayladım. Evden çıkmadan önce anneme hoşça kal demeyi es geçmedim. Asansörde uzun bir zamandan sonra simge yağmuruna tutulup otobüse bindikten sonra inene dek bu simgeleri düşündüm. Sanırım, Yeni Dünya ve onunla ilgili bir şeylerdi ve yine yasak aşk gibi yorumlar çıkarıyordum ve bir sap olarak bu gün geçtikçe canımı sıkıyordu. Canıma susamış, beni öpmeyi hayal eden bir vampir olabilirdi ama bu tamamen farklı bir konuydu. Elara kurt adamlarla (Bulut ile) yalnız kalmak istemediğinden beni kapıda bekliyordu.

LOYA | Düşler Sokağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin