Mini Bölüm

81 10 0
                                    

"Benimle beraber olmak için beni tehdit etmene gerek yok."dedim, titreyen sesimle. Sözlerim içimi burkmuştu ama bunu yapmam gerekiyordu. "Annen geri dönmeyecek. Onu bir şekilde geri getirsek bile seninle olmam mümkün değil."diye devam ettim. Kendinden emin olan bakışlarının yerini şaşkınlık almıştı şimdi. Ellerini yumruk yapıp başımın iki yanına koydu hırsla. Bu şekilde beni kapı ve kendi arasında almıştı.

"Aramızda bir şey olmadığını mı söylüyorsun, bu çekimi hissetmediğini?! Sana ilgi duyuyorum, seni düşünmeden edemiyorum diyorum ve sen bunları mı söylüyorsun! Bu benim için ne kadar zor haberin var mı?!"dedi hırsla. Kaşları çatılmış, bakışları ciddileşmişti. Başımın iki yanındaki kolları kasılmıştı. "Beni sakinleştir! Yanlışlıkla ters bir hareket yapabilirim, lütfen."

"Kollarını çeker misin?"dedim titreyen sesimle. Bana öyle bakışlar yolluyordu ki ne diyeceğimi bilemiyordum. Doğru kelimeleri bulamıyordum. Sakinleştirmek için aklıma gelen ilk şey sarılmaktı ama ona sarılırsam, kontrolü kaybedebilirdi. Vücudum uyuşuyordu. "Gözlerini kapat."dedim en sonunda. "Nefes alma." Bu onu donduracaktı biliyordum. Okulda olduğu gibi buz kesilecekti ama en iyi fikir bu gibi hissediyordum. Yavaşça çok da uzak olmayan yüzüne yaklaştım. Bacaklarım titriyor, kalbim çıldırmış gibi atıyordu. O harika yüz hatları beynime kazınmış gibi hissediyordum. Ona yaklaşınca sözümü dinleyip gözlerini kapattı. Yüzüm yanıyordu. Gözlerim dudaklarına kayınca karnımda müthiş bir sancı oluştu. Seninle beraber olmam mümkün değil dediğim halde şimdi hiçbir şey olmamış gibi onunla öpüşebilir miydim? Düşüncesi bile karnımda bir şeyleri harekete geçiriyorsa bu ondan hoşlandığım anlamına mı geliyordu?

Hayır, hayır, hayır. Beni sürekli tehdit eden, bana kötü davranan bu iğrenç vampirle öpüşmeyecektim. Hem Çakıl'a uslu biz kız olacağımı söylemiştim, bu ona ihanet olurdu. Ona doğru yaklaşan yüzümü onu öpmeden yavaşça geri çektim. Eğilip kollarının arasından kurtulmam gerekiyordu. Bu onu daha çok sinirlendirir miydi? Evet!

"Sakin misin?"dedim en sonunda. Derin bir iç çekti ve gözlerini açtı. Dosdoğru bana diktiği gözleri boş bakıyordu. Ellerimi sıkıca yüzüme bastırdım. Yüzümün kıpkırmızı olduğundan emindim ve bu beni iyice utandırıyordu. Düzenli nefes alıp vermeye başlayınca ellerimi yüzümden çektim fakat o hala oradaydı.

"Sakinim."bana göre asırlar önce sorduğum soru için cevap vermişti. Sakinim. Bundan cesaret alarak kollarını tuttum ve itmeye çalıştım. "Hareket etme."dedi. Yumruk yaptığı ellerini serbest bırakıp indirdi ve belime koydu. "Demin senin sözünü dinledim. Şimdi sen sakin ol." dedi, ben belimdeki ellerini cimciklerken ve onu itmeye çalışırken. En sonunda kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Ben sana dokunmadım."dedim, kendimi savunurcasına. Gözlerimin içine içine bakınca gözlerine bakmak zorunda kaldım.

Göz göze geldiğimiz anda dudaklarıma yapıştı. Gözlerim şaşkınlıkla büyümüştü ama o benim aksime gözlerini yumuyordu. Karnımdaki sancıyla içime kelebekler doluştu. Hayal. Yine hayal. Sadece bu oyuna son vermesini bekle... Diyen iç sesime odaklandım. Robot gibi durdum o da buna karşılık çok geçmeden geri çekildi.

"Hayalim olduğunu bildiğini biliyorum. Yinede bundan hiç mi etkilenmiyorsun?"dedi. Hiçbir cevap vermeden bekledim. Bir süre gözleri dudaklarımda bekledi, benden cevap gelmeyince gözlerime baktı. Ve yine o belimi tutuyor ben onu ittiriyordum. Hayalini göz göze geldiğimizde başlatabiliyor ve göz göze geldiğimizde bitirebiliyordu. Şimdiye kadar bunu nasıl kontrol ettiğini anlayamamıştım, artık bir şeyler aklımda daha iyi oturmuştu. Gerçek gibi hissettiren kelebekli hayali dizgin kalbimi tekrar harekete geçirmişti. Bütün bunları beni kandırmak için söylediğini düşünmek istesemde şu an bana dokunduğu için hislerim hayır öyle değil diyordu.

"Etkilenmek istemiyorum."dedim. Hayalini sona erdirdiğine göre cevap verebilirdim. Bir kez daha hayaline sürüklenmeyeyim diye gözlerine bakmadım. Israrla ona bakmamı istese bile gözlerimi sıkıca kapadım. "Sadece git." dedim. Beni hafifçe ittikten sonra gittiğini anladım. Bir süre birine yakalandı mı diye içerdekileri dinledim ama her şey normaldi. Tabi benim onun arkasından hüngür hüngür ağlamam dışında.

LOYA | Düşler Sokağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin