Kovalayanlardan kaslı biri yetişip yakaladı ve kıyafetinden tutup onu havaya kaldırdı. Mark panikledi ve ellerini havaya kaldırdı. Kolları kıyafetten çıktı ve yere düştü. Toparlanıp koşmaya devam etti. Adamın elinde kıyafeti kalmıştı. Koşarken bir dükkanın önünden açık mavi, renkli çiçekleri olan bir tişört aldı. Kıyafeti giyip kamuflaje oldu. Turist gibi görünüyordu. Kovalayanlara biraz fark atınca kalabalığın arasına sıvıştı. Kurtulduğundan emin olduktan sonra dinlenip gezmeye devam etti. Bir kalabalık sokak sanatçısının etrafına toplanmışlardı. Mark'ta izledi. Bir adam kendini demir rengine boyamış hareketsizce duruyordu. O da kovalanmasına neden olan ikramlardan taşıyordu. Sonra birkaç insan o ikramlardan almak yerine bıraktı. Mark'ın bir avuç aldığından sadece bir tane kalmıştı. Elindekini biraz inceledikten sonra diğerlerinin yanına koydu. Bu diyar çok değişikti ama şimdiden alışmaya başlamıştı.
* * *
Johnson hala kalabalığın içindeydi. Bağırmaktan sesi kısılmıştı. Bu şekilde kardeşlerini bulamayacağını anlamıştı. Gürültüden dolayı başına ağrılar girmişti. Güneş batıyordu. Gece yaratıkların canlanacağına inandığı için yatacak bir yer aramaya başladı.
* * *
Luke hala o bankta oturuyordu. Güneşin batışını izliyordu. Yanına bir köpek gelmişti. Köpek ona yaklaşınca korkmadı. Sevince yanından ayrılmadı. Kemik vermeden eğitilmesi iyi oldu çünkü yanında sadece elmas gibi değerli eşyalar vardı. Yanında bir çiğ et vardı. Mark'ın "bu diyarda bir yemeği ortadan bölünce iki yemek oluyor" dediğini hatırladı. Bölüp yarısını köpeğe verdi. Diğer parçasını kendi ısırdı ama çiğ et tadı kötü geldiği için onu da köpeğe verdi ama Mark'ın bulduğu bu taktik aklına yatmamıştı. Kardeşlerini şimdiden çok özlemiş ve merak etmişti. Banka kıvrılıp orada yattı.
* * *
Mark yatacak bir yeri olmadığı için üzülmüştü. Bir adamın sokakta çuvalların üzerinde ceket ve gazete parçalarına sarılıp yattığını gördü. Yatacak en iyi yer adamın yanındaki banktı. Oraya yattı ama rahat edemeyince:
--Burası nasıl bir yer. Hiç rahat edemiyorum. Soğukta. gibi söyleniyordu. Adam:
--Kapa çeneni be adam şurada uyumaya çalışıyoruz. Gazete kağıtları uzatarak, al şunları. Bunlara örtünüp yatarsın, dedi. Mark içinden:
--Ne kadar kaba bir insan, diye sayıkladı. Gözünü kapadığı gibi horlaya horlaya uyumaya başladı.
* * *
Johnson uyumak istiyordu ama kardeşlerini düşünmekten gözüne uyku girmiyordu. Birkaç dakika ayakta uyuya kaldı ama korna sesleri onu yerinden sıçratıyordu. Geceyi her yerde kardeşlerini arayarak geçirdi.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 2: DÜNYA PORTALI
Ciencia Ficción*BİTTİ* Birinci kitap ile çok bağlantılı değildir. Üç kardeşin komik maceralarını okumanızı, yorum yapmanızı ve sevmenizi dilerim.