MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 2: DÜNYA PORTALI

24- KİTAPLAR

 Askerler çok fazla kayıp veriyordu. Yerlerini dolduracak kişiler geliyordu ama bu gidişle hiç asker kalmazdı. 

*   *   *

Luke'un aklına bir fikir geldi. Eğer iki dalı çamura saplarsa daha kolay tırmanabiliyordu. Kardeşleri de ellerine iki dal parçası aldı. Böylece dal parçalarını çamura saplayıp kendilerini yukarı çekmeyi başardılar. Mark:

--Bu diyarda ufacık tepeye çıkmak bile çook zor. Ne kadar berbat bir yer ! 

--Aynen. Bir an önce dönmek istiyorum. 

Kardeşler tepe zor da olsa ulaştı. Tepeden aşağı bakınca tüm olanları gördüler. Portal bozulmuş gibi etrafa canavar, taş ve toprak saçıyordu. Johnson'ın ilk aklına gelen dedesiydi. Portal bu hale geldiyse dedelerine ne olmuştu. 

*   *   * 

Portaldan çıkan endermanlerden biri tepedeki helikoptere ışınlandı. Ağzı ile spot ışığı tutan askeri tuttu ve yere fırlattı. Sonra helikopterin pilotunu tutup yere ışınlandı. Kontrolü kaybeden helikopter yerdeki tel duvarların ve askerlerin üzerine düştü. Portaldan bu sefer dev bir balçık fırladı. Askerler dev balçığa ateş açıyordu ama kurşun balçığın içinde kalıyordu. Hiç etki etmiyordu. Askerlerden biri bazuka kullanarak balçığı havaya uçurdu. Balçık her tarafa dağıldı. Parçaları yeniden canlanınca askerler ne yapacağını bilemedi. Her taraflarında balçık vardı.

*   *   *

Johnsontelaşlı ve aceleci bir şekilde: 

--Hemen bir plan hazırlamalıyız, dedi.

--Dedemin kitaplarında çıkış yolu yazıyordur. O kitaplara ulaşmalıyız. 

--Ben kitap fikrini tamamen unutmuştum. Umarım dedem kitap yazıp çözümü anlatmıştır. 

--Kitaaplar şu...u tepede ooolmalı. Hazır dikkatleri dağılmışken aşağı i...inelim o toprak yığınını kaza...lım. Sonra oradan topladığımız topraklaarla kendimizi yerin aaaltına kapatalım, kitapları oku...uyalım, çıkışı öğrenince çıkıııp evimize döneelim. Mark: 

--Bu plan iyiymiş, dedi ve tepeden aşağı atladı. Johnson: 

--Bu plan bile sayılmaz, küreğimiz yok, insanlar bizi görebilir... Bunu derken Luke'ta tepenin yamacından kendini bıraktı. Mark çamurda takla ata ata yere çakıldı. Her tarafı çamur olmuştu. Luke tepeden sörf yapar gibi aşağı kaydı. Johnsonda peşlerinden koşuyordu. Mark çamurlarını sildi ve:

--Bana da söyleseydin ya öyle inebileceğini, diye kızdı. 

Kardeşler koşarak çakılan helikopterin arkasına koştu. Askerler balçıklarla uğraşırken iki iskelet onları öldürmüştü. Üçten geriye saydılar ve sıfırda patlamaların, kurşunların, okların arasından toprak yığınına koştular. Johnsonve Luke varmıştı. Mark'ın sağ ayağına küçük bir balçık yapıştığı için sol ayağı ile seke seke ilerliyordu. Johnson:

--Hadi üzerine basarak koş, vurulacaksın ! Mark:

--Ama çok iğrenç. Ayağıma yapıştı. 

Mark'ın sol ayağına ok saplandı. Mark acı içinde bağırıyordu. Sesi, savaşın ve insanların sesinden duyulmuyordu. Johnsonağır eşyalarını gömdükleri toprağı eli ile kazdı ve bir can iksiri buldu. İksiri Mark'a fırlattı. Bir can iksirini de hasta Luke'a attı. Luke iyileşti. Mark'ta saplanan oku çıkarıp can iksirini içince iyileşti. 

Üçü de toprak yığınının arkasına geçince yığını kazmaya başladılar. Johnsonhızla buldukları kitapları okuyordu.

1. Gün 

İyi misiniz evlatlar ? Eğer portal o tarafta da açılıyorsa geri dönün. 

2. Gün 

Geri dönemediğinizi ve cevap veremediğinizi anladım. Bu portal hakkında daha çok araştırma yapıyorum. 

5. Gün 

İletişim kurmanın bir yolunu buldunuz mu ? Dönüşü hala araştırıyorum. 

2,5. Gün 

Öldünüz mü ? Hapis mi kaldınız ? Hiç bilemiyorum. 

11. Gün 

Portal hakkında başka dilde yazıtlar buldum. Sizin için çıkışı bulacağım.  Johnson: 

--11. günden sonraki kitaplara daha dikkat edin. 

--Biz burada üç gündür duruyoruz. Nasıl 11. gün oluyor.

7. Gün 

Orada bir yerde beni okuduğunuza, yaşadığınıza inanıyorum. Çıkışı bir an önce bulabilmenizi umuyorum. 

12. Gün  

Yazıtları çözmeye başardım. Çıkışı açmama çok az k.........

--Bu kitabın devamı yazılmamış. Ne olmuş olabilir ?

--12. Günden sonrasını bulamadık. 

Devam edecek...