Birçok ülkede kaos hakim.
* * *
--Mark ! Mark ! Neredesin !?
Kardeşler yarısı yıkılan markette taşları kaldırıp Mark'ı aradı. Bir yerdeki taşlar kıpırdamaya başladı. Mark'ın sesleri duyulmaya başladı. Kardeşleri hemen sesin geldiği yere gidip taşları kaldırdı. Taşların altındaki örümcek hala yaşıyordu. Mark kolları ile örümceği yukarı itti. Örümceğin üzerine koca bir kat düştüğünden canı azalmıştı. Johnsoniri bir taşı kaldırıp örümceğin kafasına vurdu. O kırmızı parçacıklar örümcekten çıkmaya başladı. Bedeni hala yok olmamıştı. Johnsonölmediğini sanıp bir daha vurdu. Luke, Mark'a el atıp onu taşların arasından çıkardı. Örümcek Mark'a bir kalkan gibi gelmişti. O sayede hiçbir yarası yoktu.
Bir süre sonra ana yolu bulmuşlardı. Soğuk rüzgarlar, fırtınadan ıslanan kardeşleri dondurmaya başladı.
--Benim vücudum durduk yere hareket ediyor.
--Benimde.
--Sanki hız iksiri içmişim gibi vücudum çok hareketli ama yavaşlık iksiri içmiş gibi hantal hissediyorum.
--Aynnneennn. Haaa haaa hapşu.
--O neydi ?!
--Bi...ilmeem buu diiyarı...ın baaşka kötülükleri...indeeen o...l...malııı.
--Aynıı şeey banada olu...yoor. Ha ha haapşu.
Kardeşler bir ağacın altına girip, kendilerini bir şekilde ısıtmaya çalıştılar. Johnson:
--Bi...ir dahakine ba...na biiir şe...y olacak. Ha ha haaapşuu. İ...lk Luke öle...ce...kti, bi...ra...z önce...e de Mark. Şi...mdi kesin b...aana...a bişi oluuucaak... İ...yi ko...ruyun.
--Ta...amam.
Biraz daha yürüdüklerinde Luke'un endermanle savaştığı yere geldiler. Etrafta bir sürü parlak sarı kıyafetli insan vardı. Kardeşler plastik şeridin altından geçip olay yerine girdi. Luke yerdeki yayını aldı ve çantasını aradı. İnsanlar:
--Burası olay mahali ! Böyle giremezsiniz.
--Gi...iirdik, eşyalarımızı alıııyoruuuzz, ve şimdi çıkı...ıyoruz.
Mark içi değerli taşlarla dolu çantayı, yeşil kalın bir zırh giyen adamın önünden alıp açtı. Adam korku içinde yüzünü kapatmıştı. Mark çantadan bir altın elma çıkardı ve koca bir ısırık aldı. Johnson:
--Ba...ana da bııırak.
Luke ellerini birbirine sürterek ısınmaya çalışıyordu. Kardeşlerinin altın elmaları bitirdiğini görünce kızıp ormana doğru koşmaya başladı. Kardeşleri:
--Şimdi daha iyi hissediyorum. Luke nerede ? Bir an önce buradan gidelim.
--Luke nereye gidiyorsun ?! Bizi bekle.
Olay yerindeki insanlar ağzı açık kardeşleri izliyordu.
--Az önce üç hasta insan geldi, şüpheli çantadan bir elma çıkardı ve yeyince iyileştiler değil mi ?
--Hayır yanlış görmedin.
--O adamlar haberlere çıkan uzaylılar değil miydi la ?
--Peşlerinden gidin. O uzaylı teknolojisi ilacı istiyorum.
Çalışanlar umursamayıp:
--Umurumda değil, uzaylıları kendin yakala. Boş ver, kimse o uzaylıların peşinden gitmez. Sonunda evime gidebileceğim. Kıyamet günü kızımın yanında olmak istiyordum. Raporlara uzaylılar uçan daire ile gelip her şeyi kaçırdı deriz. "
--Ama ama o elma...
* * *
--Son dakika haberlerinden herkese merhaba sayın seyirciler. Yeni aldığımız bilgilere göre; saat on bir sularında, şehir yolu civarındaki olay yerinden, bir uzaylı vakası bildirildi. Söylenenlere göre; uzaylılar, eşyalarını araçlarına yerleştirip gözden kaybolmuş. Umarız uzaylılar geldikleri yere geri gidiyorlardır.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 2: DÜNYA PORTALI
Ficção Científica*BİTTİ* Birinci kitap ile çok bağlantılı değildir. Üç kardeşin komik maceralarını okumanızı, yorum yapmanızı ve sevmenizi dilerim.